Kadınlar Alayı - Üç Perdelik Bir Oyun. Джек Лондон

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kadınlar Alayı - Üç Perdelik Bir Oyun - Джек Лондон страница 7

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Kadınlar Alayı - Üç Perdelik Bir Oyun - Джек Лондон

Скачать книгу

Eppingwell bakmak için istemsizce döner. Freda girişte durur. Kalabalığı görünce geri çekilir gibi yapsa da sonra yüzünü ve vücudunu sertleştirir. Sonra da mokasenlerindeki karı temizlemeye başlar. Dükkânda sessizlik hâkimdir. Sonra sobanın etrafındaki madenciler arasında bir huzursuzluk baş gösterdi. Adamlar birbirlerinin omuzları üzerinde Freda’ya bakabilmek için kafalarını doğrulttular. Tezgâhtarlar ona bakar. Herkes ona bakar.

      Bayan McFee burnunu birkaç derece kaldırır ve oldukça şiddetli bir ahlaki öfkeyi açıkça ilan eder, Bayan Eppingwell’e doğru yürür.

      BAYAN McFEE: (Bayan Eppingwell’e hitap eder ancak bakışları Freda’nın üzerindedir.) “Benim düşünceme göre nezih insanların gitmesinin tam sırası.” (Sitka Charley öfkeyle Bayan McFee’ye bakar.)

      BAYAN EPPINGWELL: (Alçak sesle) “Hişş. Burası kamuya ait bir yer. Senin ve benim kadar onun da burada olmaya hakkı var. Zavallı kadına hakaret etme.”

      BAYAN McFEE: (Homurdanarak) “Benim düşünceme göre hakaret diğer taraftan gerçekleşiyor. Gelin Bayan Eppingwell, gitmemiz lazım. Hava bile kirlendi.”

      BAYAN EPPINGWELL: (Rica edercesine) “Lütfen kendinize hâkim olun Bayan McFee. Olay çıkarmayın.”

      BAYAN McFEE: (Sesini yükselterek) “Kendime hâkim olmayacağım. Şimdi gelmenin münasip olduğunu düşünmüyorsanız da sizi beklemeyeceğim. Aşüfte kadın!”

      Burnu havada Bayan McFee, sağ taraftan çıkışa yönelir. Freda karları temizlemeyi henüz bitirip ayağa kalkmıştır. Bayan McFee, yanından geçip kapıdan çıkarken yüksek sesle burun kıvırır ve eteğini çekiştirir. Dudaklarını sıksa da Freda hareket etmez. Bayan McFee çıkar. Freda küçük süpürgeyi asmaya çalışsa da elleri titrer, kancayı kaçırır ve süpürge yere düşer. Süpürgeyi yerden alır ve düzgünce asar. Sonra döner ve doğruca arka tarafa, tezgâha doğru yürür. Burada kendisini tezgâhtar beklemektedir.

      SITKA CHARLEY (Bayan McFee’ye öfkeyle bakar.) “Bu kadın Freda’yı sevmez. Peki neden?”

      BAYAN EPPINGWELL: (Kibarca konuşur. “Hiçbir kadın Freda’yı sevmez.”

      SITKA CHARLEY: (Afallar, yavaşça) “Sen Freda’yı sevmezsin?”

      BAYAN EPPINGWELL: (Öncekinden daha kibarca) “Hayır Charley, ben Freda’dan hoşlanmıyorum.”

      SITKA CHARLEY: (Öfkelenir.) “Freda’dan neden hoşlanmazsın?”

      BAYAN EPPINGWELL: “Açıklayamam. Anlayamazsın.”

      SITKA CHARLEY: (Daha da öfkelenir.) “Ben Sitka Charley. Ben anlarım. Freda’dan neden hoşlanmazsın?” (Kaptan Eppingwell sağ taraftan giriş yapar.)

      BAYAN EPPINGWELL: (Kaptan Eppingwell’i görür.) “Kaptan Eppingwell de geldi şimdi.”

      Kaptan Eppingwell mokasenlerini çabucak temizleyip derhâl Bayan Eppingwell’in yanına gider. Hâlâ öfkeli olan Sitka Charley sobanın etrafındakilere katılır.

      KAPTAN EPPINGWELL: “Her zamanki gibi erkencisin Maud.”

      BAYAN EPPINGWELL: “Hayır, tam zamanında geldim. Geciken sensin.”

      KAPTAN EPPINGWELL: “Mümkün değil!” (Saatine bakar ve zafer kazanmışçasına gülümser.) “Biliyordum. Saniyesi saniyesine geldim.”

      BAYAN EPPINGWELL: (Gülümser.) “Dawson saatine göre değil.”

      KAPTAN EPPINGWELL: “Ah! Tabii ya. Saatimi değiştirmedim. Hâlâ güneş saatine göre hareket ediyorum. Özür dilerim.”

      BAYAN EPPINGWELL: (Gülümser.) “Seni affediyorum. Bu ilk kez oldu ama bunu gerçekten aleyhine sayamam.”

      KAPTAN EPPINGWELL: (Yüzüne yakından bakarak) “Ne oldu?”

      BAYAN EPPINGWELL: “Archie, sen bildiğim en tatlı adamsın. Tabii ki bir sorun vardı ve sen bana bakar bakmaz anladım. Yenildim.”

      KAPTAN EPPINGWELL: “Her zaman muzaffer olan yenildi mi! İmkânı yok. Buna inanmam.”

      BAYAN EPPINGWELL “Ben her zamanki gibiyim. Burada Floyd Vanderlip’i şu şirret kadının etkisinden kurtarmaya çalışıyorum. Onu çaya ve yemeğe davet ettim ve zamanımı cömertçe harcadım ve Flossie de henüz burada değil. Bu gece Freda Moloof ile kaçacak. Her şey hazırlanmış.”

      KAPTAN EPPINGWELL: “Ama, ama… Dur bir dakika. Aydınlat beni, çok iyi takip edemedim. Flossie de kim? Peki bu Vanderlip denilen adam, her kimse, istiyorsa neden kaçamıyor?”

      BAYAN EPPINGWELL: “Ne kadar da saçmaladım öyle! Burada olmadığını unutmuşum. Freda Moloof’un kim olduğunu biliyor musun?”

      KAPTAN EPPINGWELL: “Tabii, tabii. Alaska’daki en görkemli kürklere ve köpeklere sahip. Muhteşem bir yaratık. Ben… Anlıyorum. Erkeklerle bir çocuğun baloncukla oynadığı gibi oynuyor.”

      BAYAN EPPINGWELL: “Bunu daha önce duydum sanki.”

      KAPTAN EPPINGWELL: “Âdeta bir deyim oldu buralarda.”

      BAYAN EPPINGWELL: “Köpeklere ıslık çalar gibi kadınlara ıslık çalan adamları duymuştum. Bu kadın erkeklere ıslık çalan kadınlardan olsa gerek.”

      KAPTAN EPPINGWELL: (İçtenlikle) “Tek yapması gereken bir adama bakmak.”

      BAYAN EPPINGWELL: (Gülümseyerek) “Sanki sana bakmış gibi konuşuyorsun.”

      KAPTAN EPPINGWELL: (Gülümseyerek) “Çok ilginç bir kadın.”

      BAYAN EPPINGWELL: “Peki neyse, gözlerini ve hilelerini Floyd Vanderlip’in üzerine dikmiş.”

      KAPTAN EPPINGWELL: “Peki bunda ne var? Burası özgür bir ülke.”

      BAYAN EPPINGWELL: “Bekle bir dakika. Açıklamaya çalışıyorum sana. Floyd Vanderlip başka biriyle evlenmek üzere nişanlı.”

      KAPTAN EPPINGWELL: “Ooo!”

      BAYAN EPPINGWELL: “Floyd Vanderlip büyük, güçlü bir adam. Beş yıl boyunca buzul arazilerinde Eldoradoları kovaladı, geyik ve somon etiyle yaşayıp hayvan gibi çalıştı. Kötülüğe ayıracak hiç boş anı olmadı. Sonra Klondike’e çarptı ve milyonlar değerinde. Ayrıca beş yıl içinde ilk kez oturup dinlendi. Birleşik Devletler’de kendisini bekleyen bir kızı hatırladı. Genç bir kız, ona gelmesi için haber yolladı. Gelir gelmez evleneceklerdi.

Скачать книгу