Tarzan’ın Dönüşü. Эдгар Райс Берроуз

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Tarzan’ın Dönüşü - Эдгар Райс Берроуз страница 3

Жанр:
Серия:
Издательство:
Tarzan’ın Dönüşü - Эдгар Райс Берроуз

Скачать книгу

etmeden masaya doğru getirdiğini gördüler.

      “Tezgâh bu!” diye bağırdı De Coude öfkeyle. “Cebimde kâğıt falan yok!” dedi ve elini cebine daldırdı. Küçük kalabalığa gergin bir sessizlik hâkim oldu. Kont’un beti benzi attı, elini çok yavaş bir şekilde geri çıkardığında elinde üç adet kâğıt duruyordu.

      Şaşkınlıktan dili tutulmuş ve dehşete kapılmış bir hâlde kâğıtlara bakakaldı; sonra yüzü utançtan yavaş yavaş kızardı. Bir adamın şerefinin yok oluşuna şahit olanların yüzlerinden ise acıma ve ayıplama ifadeleri okunuyordu.

      “Tezgâh kurdular, mösyö.” Konuşan kişi, gri gözlü yabancıydı. “Beyler…” diye devam etti, “Mösyö Kont, o kâğıtların cebinde olduğundan habersizdi. O oynarken kâğıtlar, cebine ondan habersizce konuldu. Şuradaki sandalyede otururken olup biteni önümdeki aynadan gördüm. Kaçmaya teşebbüs ederken mâni olduğum bu şahıs, Kont’un cebine kâğıtları koyan şahıstır.”

      De Coude bakışlarını Tarzan’dan ayırarak yakaladığı adama baktı.

      “Mon Dieu, Nikolas!” diye bağırdı. “Sen miydin?”

      Sonra itham eden adama döndü ve kısa bir süre dikkatle süzdü.

      “Sen, mösyö, sakalsız tanıyamadım seni. Kılık değiştirmişsin, Paulvitch. Şimdi anlıyorum her şeyi. Her şey apaçık ortada, beyler.”

      “Bu adamlara ne yapalım, mösyö?” diye sordu Tarzan. “Kaptana teslim edelim mi?”

      “Hayır, dostum.” dedi Kont aceleyle. “Şahsi bir mesele bu; rica ediyorum, siz de peşini bırakın. Böyle bir ithamdan temize çıkmış olmam benim için kâfi. Bu tiplerle ne kadar az muhatap olursak, o kadar iyi. Fakat mösyö, bu büyük iyiliğiniz için size nasıl teşekkür edebilirim? Müsaadenizle size kartımı vereyim, bir gün ihtiyacınız olursa ben de size yardımcı olmak isterim. Unutmayın, ne zaman ihtiyacınız olursa emrinizdeyim.”

      Tarzan, Rokoff’u bırakmıştı ve o da suç ortağı Paulvitch’le beraber sigara odasından apar topar çıkmak üzereydi. Rokoff tam çıkarken Tarzan’a dönerek şöyle dedi: “Mösyö, başkalarının meselelerine karıştığı için büyük bir pişmanlık duyacak.”

      Tarzan gülümsedi ve sonra Kont’a reverans yaparak kendi kartını verdi.

      Kont kartı okudu:

      M. JEAN C. TARZAN

      “Mösyö Tarzan asıl benimle dostluk kurduğuna pişman olacak.” dedi. “Zira temin ederim ki tüm Avrupa’daki en arsız iki düzenbazın düşmanlığını kazandınız. Ne yaparsanız yapın, onlardan uzak durun, mösyö.”

      “Ben bunlardan daha azılı düşmanlar da gördüm, sevgili Kont.” diye karşılık verdi Tarzan, usulca gülümseyerek. “Lakin hâlâ hayatta ve ayaktayım. Bu ikisinin bana bir zarar verebileceğini zannetmiyorum.”

      “Ümit edelim ki öyle olsun, mösyö.” dedi De Coude. “Lakin tetikte olmaktan ve bugün en az bir düşman kazandığınızı bilmekten de bir zarar gelmez. Hem de öyle bir düşman ki asla unutmaz, asla affetmez; o habis beyninde, yoluna taş koyanlar ya da bir şekilde canını sıkmış olanlar için her daim yeni hunharlıklar planlayıp durur. Nikolas Rokoff şeytandır desem, şeytanın kendisine hakaret olur.”

      O gece Tarzan kamarasına girdiğinde, görünüşe göre kapının altından içeri itilmiş bir not buldu. Katlı kâğıdı açtı ve okudu:

      M. TARZAN:

      Besbelli ki işgüzarlığınızın tehlikesinin farkında değilsiniz, yoksa bugün yaptığınız şeyi asla yapmazdınız. Bu davranışınızı cehaletinize vermeye ve bir yabancının canını sıkmak gibi bir niyetinizin olmadığına inanmaya razıyım. Bu sebeple size özür dileme fırsatı tanıyorum. Bir daha sizi alakadar etmeyen meselelere müdahil olmayacağınıza dair beni temin ederseniz, ben de bu mevzunun peşini bırakırım. Aksi takdirde ise… Neyse, eminim ki siz akıllı davranıp tavsiyeme uyarsınız.

Saygılarımla,NIKOLAS ROKOFF

      Tarzan’ın dudaklarında kısa bir an, acı bir gülümseme dolaştı. Sonra meseleyi kafasından tamamen attı ve uyumaya gitti.

      Yakındaki başka bir kamarada Kontes de Coude kocasıyla konuşuyordu.

      “Yüzün neden asık, sevgili Raoul’um?” diye sordu. “Tüm akşam boyunca olabildiğince kederliydin. Seni endişelendiren nedir?”

      “Olga, Nikolas gemide. Haberin var mıydı?”

      “Nikolas mı?” dedi hayretle. “Ama bu imkânsız, Raoul. Olamaz. Nikolas, Almanya’da tutuklu.”

      “Bugün onu görene kadar ben de öyle zannediyordum; o ve diğer şerefsiz, düzenbaz Paulvitch. Olga, onun zulmüne daha fazla katlanamam. Senin hatırına bile yapamam bunu. Er ya da geç onu yetkililere teslim etmem gerekecek. Hatta tüm olanları gemiden inmeden kaptana anlatmayı düşünüyorum. Bir Fransız gemisindeyken bu azılı düşman meselesini kökten halletmemiz daha kolay olur, Olga.”

      “Yapma, Raoul!” diye haykırdı Kontes; divanda başı yere eğik şekilde oturan adamın önünde diz çökerek. “Bunu yapma. Bana söz vermiştin, unuttun mu? Bunu yapmayacağını söyle bana, Raoul. Sakın onu tehdit bile edeyim deme, Raoul.”

      De Coude; karısının ellerini avucuna aldı ve sanki bu adamı korumasının asıl nedenini güzel gözlerinin içinde bulabilecekmiş gibi kadının solgun, dertli simasına bir süre baktıktan sonra konuştu.

      “İstediğin gibi olsun, Olga.” dedi sonunda. “Anlayamıyorum. Senin sevgin, sadakatin ya da saygın üzerindeki tüm hakkını kaybetti. Bu adam hem senin hem de kocanın canına ve şerefine karşı bir tehdit teşkil ediyor. Ümit ediyorum ki bir gün, onu savunduğuna pişman olmazsın.”

      “Onu savunmuyorum, Raoul!” diye şiddetle araya girdi. “İnanıyorum ki ben de ondan en az senin kadar nefret ediyorum ama Raoul, ahh, insan kendi kanından olandan vazgeçemiyor işte.”

      “Keşke bugün fırsatım varken kanından bir numune alsaydım onun!” diye kükredi De Coude acımasızca. “O ikisi kasten şerefimi lekelemeye kalkıştı, Olga.” Sonra da sigara odasında yaşananları karısına anlattı. “O yedi kat yabancı olmasaydı, başaracaklardı da. Üzerimden çıkan lanet olası kâğıtlara karşı benim delilsiz sözüme kim inanacaktı? Ben bile kendimden şüphe etmeye başlamıştım ki Mösyö Tarzan senin kıymetli Nikolas’ını sürüye sürüye getirip karşımıza dikti ve kurdukları o korkakça tezgâhı anlattı.”

      “Mösyö Tarzan mı?” diye sordu Kontes, şaşkınlığı aşikârdı.

      “Evet. Yoksa tanıyor musun, Olga?”

      “Görmüştüm. Garsonlardan biri göstermişti.”

      “Meşhur biri olduğunu bilmiyordum.” dedi Kont.

      Olga de Coude konuyu değiştirdi. Garsonun, yakışıklı Mösyö Tarzan’ı ne sebeple ona göstermiş olabileceğini açıklamasının zor olabileceğini

Скачать книгу