Tarzan’ın Dönüşü. Эдгар Райс Берроуз

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Tarzan’ın Dönüşü - Эдгар Райс Берроуз страница 5

Жанр:
Серия:
Издательство:
Tarzan’ın Dönüşü - Эдгар Райс Берроуз

Скачать книгу

Peşlerinden sigara odasına kadar gitti fakat adamlar sadece kapıda kısa bir süre durup görünüşe göre, yerini tespit etmeye çalıştıkları kişinin içeride olup olmadığını kontrol ettiler.

      İçeride olduğunu görünce doğrudan, üst güvertedeki birinci sınıf kamaraların olduğu tarafa yöneldiler. Burada Tarzan’ın fark edilmemesi çok daha zordu, lakin bir şekilde başardı. Adamlar cilalı ahşap kapılardan birinin önünde durduklarında Tarzan, on adım ötedeki loş bir koridora girerek saklandı.

      Adamların kapıyı çalmaları üzerinde içeriden bir kadın sesi Fransızca olarak seslendi: “Kim o?”

      “Olga, benim, Nikolas.” dedi Rokoff, artık aşina olduğu o kaba sesiyle. “Girebilir miyim?”

      “Bana zulmetmeyi neden bırakmıyorsun, Nikolas?” dedi kadının sesi, ince kapının ardından. “Ben sana hiç zarar vermedim ki.”

      “Hadi, Olga, dışarı çık.” diye diretti adam, teskin edici bir ses tonuyla. “Tek istediğim seninle birkaç kelime konuşmak. Sana zarar vermeyeceğim, içeri de girmeyeceğim ama diyeceklerimi buradan bağırarak söyleyemem.”

      Tarzan, kapı kilidinin içeriden açılırken çıkardığı sesi duydu. Kapı açılınca olacakları görmek için saklandığı yerden bir adım ileri çıktı; zira birkaç dakika önce güvertedeyken duyduğu kötü niyetli sözleri düşünmeden edemiyordu: “Kadın çığlık atarsa boğazını sıkarsın.”

      Rokoff, kapının tam önünde dikiliyordu. Paulvitch ise ötedeki koridorun duvarına dümdüz yaslanmış, âdeta duvarla bir olmuştu. Kapı açıldı. Rokoff odaya kısmen girdi ve sırtı kapıya dönük şekilde durdu. Tarzan’ın göremediği kadınla, fısıltıyla konuşuyordu. Sonra Tarzan kadının sesini duydu; sesi yüksek değildi ama kelimeleri seçilebiliyordu.

      “Hayır, Nikolas, bu işe yaramaz.” diyordu. “İstediğin kadar tehdit et; senin taleplerine boyun eğmeyeceğim. Odamdan çık, lütfen; burada bulunmaya hakkın yok. Girmeyeceğine söz vermiştin.”

      “Pekâlâ, Olga, girmeyeceğim fakat seninle işim bitene kadar, bin kez keşke benden istediği iyiliği hemen yapmış olsaydım diyeceksin. Nihayetinde kazanan ben olacağım, o yüzden kendini ve beni bu dertten kurtarıp hem kendi zamanını hem de benim zamanımı boşa harcama; hem kendi hem de kocanın şerefini…”

      “Asla, Nikolas!” diye sözünü kesti kadın ve ardından Tarzan, Rokoff’un Paulvitch’e dönerek başıyla işaret verdiğini gördü. Adam hemen kamaranın girişine fırlayıp kapıyı açan Rokoff’un yanından içeri daldı. Sonra Rokoff dışarı çıktı ve kapı kapandı. Tarzan, Paulvitch’in kapıyı içeriden kilitlediğini duydu. Rokoff kapının önünde dikilmeye devam etti; ikisinin içeride konuştuklarını duymaya çalışır gibi başını eğmişti. Bıyıklı dudaklarında çirkin bir gülümseme belirdi.

      Tarzan, kadının adama kamarasından çıkmasını emreden sesini duyabiliyordu. “Kocamı çağırtacağım!” diye bağırdı kadın. “O size merhamet etmez.”

      Paulvitch’in küçümseyici kahkahası cilalı kapıyı geçip koridora kadar geldi.

      “Kamarot kocanızı getirecek, madam.” dedi adam. “Aslına bakılırsa kamaranızın kapalı kapısı ardında kocanızdan başka bir adamın gönlünü eğlendirdiğinizin haberi zaten zabite verildi.”

      “Hah!” diye bağırdı kadın. “Kocam buna asla inanmaz!”

      “Kocanızın inanmayacağı kesin ama kamarot inanır; gemiden indiğimizde esrarengiz bir şekilde bu meseleden haberdar olacak olan gazeteciler de inanır. Hem de bunun iyi bir hikâye olacağını düşünürler ve böylece tüm arkadaşlarınız kahvaltı sırasında, yani bir bakalım, bugün salı olduğuna göre cuma sabahı gazeteyi okuduklarında, onlar da inanır. Madamın, gönlünü hoş ettiği adamın bir Rus uşak olduğunu; hatta tam olarak madamın erkek kardeşinin uşağı olduğunu öğrendiklerinde, duydukları ilgi daha da artacaktır.”

      “Alexis Paulvitch!” dedi kadın, sesi soğuk ve korkusuzdu. “Korkağın tekisin sen, malum ismi kulağına fısıldadığım zaman benden talep ettiğin şeylerden ve tehditlerinden vazgeçeceksin ve kamaramdan derhâl çıkacaksın. Seni bir daha göreceğimi ya da en azından bir daha canımı sıkacağını da zannetmiyorum.” Ardından kısa bir sessizlik oldu; bu zaman zarfında Tarzan, kadının düzenbazın kulağına eğilip ima ettiği şeyi fısıldadığını hayal etti. Kısa süren sessizliğin ardından adam birdenbire bir küfür savurdu, telaşlı ayak sesleri ve kadın çığlığı duyuldu; sonrasında da yine sessizlik.

      Fakat kadının çığlığı henüz susmuştu ki maymun adam saklandığı yerden fırladı. Rokoff kaçmaya başladı, lakin Tarzan onu yakasından tuttuğu gibi gerisin geri sürükledi. İkisi de konuşmuyordu; zira her ikisi de o odada cinayet işlenmekte olduğunu sezmişti. Tarzan, Rokoff’un suç ortağından bu denli ileri gitmesini istemediğinden emindi; adamın niyetinin bundan daha derin olduğunu, canice ve soğukkanlılıkla işlenen bir cinayetten daha habis bir niyeti olduğunu hissediyordu. Bir an bile durup içeridekilere seslenmeden maymun adam kuvvetli omzuyla ince panel kapıya omuz attı ve ahşap kapı parçalara ayrılırken Tarzan peşinden Rokoff’u da sürükleyerek kamaraya girdi. Hemen önündeki kanepede kadın yatıyordu ve üzerinde de Paulvitch vardı. Adamın parmakları kadının narin boğazındaydı; kadın elleriyle adamın suratına nafile vurup dururken, boğazındaki parmaklardan umutsuzca kurtulmaya çalışırken, adamın zalim parmakları kurbanının canını almaya çalışıyordu.

      Kapının kırılmasıyla Paulvitch kadını bırakıp ayağa kalktı, Tarzan’a tehditkâr bir şekilde dik dik baktı. Genç kadın sendeleyerek kalkıp kanepede oturma pozisyonuna geçti. Bir eli boğazındaydı ve kesik kesik nefes alıyordu. Saçları dağılmış ve beti benzi atmış olmasına rağmen Tarzan, o gün daha önce güvertede kendisine bakarken yakaladığı genç kadını tanıdı.

      “Bu ne demek oluyor?” dedi Tarzan, Rokoff’a dönerek. Bu zorbalığın azmettiricisinin Rokoff olduğunu sezgisel olarak belirlemişti. Adam cevap vermeden kaş çatmaya devam etti. “Düğmeye basın, lütfen.” diye devam etti maymun adam. “Geminin zabitlerinden biri buraya gelsin; bu mesele fazla uzadı.”

      “Hayır, hayır!” dedi genç kadın telaşla birden ayağa kalkarak. “Lütfen bunu yapmayın. Gerçekten bana zarar verme niyetinde olmadıklarından eminim. Ben bu şahsı kızdırdım ve o da kontrolünü kaybetti, hepsi bu. Meselenin daha fazla uzamasını istemiyorum, lütfen, mösyö.” Kadının sesi öyle yalvarır gibiydi ki Tarzan meselede ısrar edemedi; gerçi yine de muhakemesi ona, burada ilgili yetkililerin haberdar edilmesini gerektiren bir şeyler döndüğünü söylüyordu.

      “Öyleyse bu mesele hakkında hiçbir şey yapmamamı mı istiyorsunuz?” diye sordu.

      “Evet, hiçbir şey yapmayın, lütfen.” diye karşılık verdi genç kadın.

      “Bu iki pisliğin size zulmetmeye devam etmesine razı mısınız yani?”

      Kadın ne cevap vereceğini bilemedi; çok dertli ve mutsuz görünüyordu. Tarzan, Rokoff’un dudaklarının şeytanca bir zafer gülümsemesiyle kıvrıldığını gördü. Genç kadının bu ikisinden korktuğu aşikârdı; asıl istediği şeyi onların önünde ifade etmeye cesaret edemiyordu.

      “Öyleyse

Скачать книгу