60'lardan Günümüze Azerbaycan Hikâyesi. Анонимный автор

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу 60'lardan Günümüze Azerbaycan Hikâyesi - Анонимный автор страница 12

Жанр:
Серия:
Издательство:
60'lardan Günümüze Azerbaycan Hikâyesi - Анонимный автор

Скачать книгу

taşımaktadır. Bu bağlamda modern hikâye yaklaşımıyla ele aldığımızda bu hikâyeyi bir “olay hikâyesi” olarak görebiliriz. Ancak Kızbike-Kız Kulesi’ni halk edebiyatı nesir türleri dâhilinde efsane ya da halk hikâyesi olarak tanımlamak da mümkündür. Yer adlarıyla ilgili efsaneler kapsamındaki tasnife göre bu hikâyeyi “yerleşim yerini fetheden ya da kuran kahramanın adlarının yerleşim yerlerine ad olması” (Gönen, 2004, s. 88) olarak açıklanan alt gruba dâhil etmek mümkündür.

Sonuç

      Modern Azerbaycan Edebiyatı’nda tarihî romanları ile adından söz ettiren Azize Caferzâde, Azerbaycan’ın kadim tarihî eserlerinden ve Bakü’nün âdeta sembolü olan Kız Kulesi’nin geçmişine dâir kaleme aldığı bu hikâyesinde Halk Edebiyatı’nın yer adlarıyla ilgili efsanelerinden önemli oranda esinlenmiş ve istifade etmiştir. Folklor malzemesinden beslenen bu hikâye tarzıyla o, Çağdaş Azerbaycan Edebiyatı’nda özgün bir yer edinmiştir. Caferzâde’nin edebî yaratıcılığındaki bu karakteristik yönünü şifahi türlerle klasik hikâye ve romanı sentezleme çabası olarak yorumlamak mümkündür. Caferzâde’nin daha ziyade hikâyelerinde tatbik ettiği bu tarzı yansıtan en tipik örneklerden biri de “Kızbike-Kız Kulesi”dir.

      “Kızbike-Kız Kulesi”, Bakü’nün en önemli mimari eserlerinden biri olan Kız Kulesi’nin inşa fikrini ve yapılışını kadim Azerbaycan gelenekleriyle birleştiren ve temeline hazin bir aşk’ı yerleştiren bir hikâyedir. Başkahraman Kızbike adını Kız Kulesi’ne vermiş ve ölümsüzleşmiştir. Elbette Kız Kulesi’ne atfedilen birçok folklorik anlatı mevcuttur ancak bu hikâyeyi farklı kılan yönü çağdaş bir yazar tarafından kurgulanmış ve kaleme alınmış olmasıdır.

      Hikâyenin kahramanları simgesel değerleri ile anlam kazanan kişilerdir. Bu bağlamda özellikle Kızbike, Azerbaycan kadınına dair başat bir figür olarak öne çıkar. O vatanı ve milleti uğruna, âşık olduğu kişiden vazgeçecek derecede vatansever bir kimliğe sahiptir. Bir başka ifadeyle hikâyede vatan ve millet sevgisi aşk gibi beşeri duyguların üstünde tutulur; Kızbike’nin şahsında sembolize edilen Azerbaycan kadınının vatan, millet, âdet ve ananeleri bir üst değer olarak yüreğinde taşıdığı gösterilir.

KAYNAKÇA

      Bayram, P. (2013). Azize Caferzade Hayatı, Edebi Şahsiyeti, Hikâyelerinin İncelenmesi. Ankara: Akçağ.

      Boratav, P. N. (1982). Folklor ve Edebiyat. İstanbul: Adam.

      Caferzade, A. (2020, Bahar). Kızbike-Kız Kulesi. (İ. Özgür, Akt.). Edebice, 22, Yıl:4, 45-47.

      Ceferzade, T. (2019, 4 Eylül). Anam Yegane Övladını İtirib (Müsahibe). Erişim tarihi: 06.03.2020 https://kulis.az/news/21449

      Çetin, N. (2015). Roman Çözümleme Yöntemi. Ankara: Akçağ.

      Dervişcemaloğlu, B. (2004) .Anlatıbilime Giriş. İstanbul: Dergâh.

      Eliyeva, A. (2000). Ezize Ceferzadenin Bedii Yaradıcılığı. Yayımlanmamış yüksek lisans tezi. Bakı: Bakı Dövlet Universiteti.

      Eyvazlı, G. (2019, 19 Haziran ). Amazon Ruhu – Ezize Ceferzade. Erişim tarihi: 07.03.2020, https://edebiyyatqazeti.az/news/edebi-tenqid/3915-amazon-ruhu-ezize-ceferzade

      Ferecov, S. (2017, 1 Eylül) Edebi Âlemde Yaşayan Ve Sevilen – Ezize Ceferzade. Erişim tarihi: 04.03.2020 http://medeniyyet.az/page/news/40430/Edebi-alemde-yasayan-ve-sevi:-len–Ezize-Ceferzade.html

      Gönen, S. (2004). Anadolu’da Yer Adlarına Bağlı Olarak Oluşan Efsaneler Üzerine İncelemeler. Yayımlanmamış yüksek lisans tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi.

      Mara, G. (2004). Azerbaycan’da Yer Adlarına Bağlı Efsaneler Üzerine Bir İnceleme. Yayımlanmamış yüksek lisans tezi. Balıkesir: Balıkesir Üniversitesi.

      Sakaoğlu, S. (1992). Efsane Araştırmaları. Konya: Selçuk Üniversitesi Yay.

      Şamil, E. Bir Şirin Nağıl Kimi. Erişim tarihi: 02.03.2020, https://ali-shamil.tr.gg/

      Tekin, M. (2003). Roman Sanatı, İstanbul: Ötüken.

      İSA HÜSEYNOV (MUĞANNA)

      İsa Hüseynov, 12 Haziran 1928’de Azerbaycan’ın Ağstafa (Gazah) bölgesinin Muğanlı Köyü’nde doğmuştur. İlk, orta ve lise öğrenimini köyünde tamamladıktan sonra 1945’te Bakü’ye gelir ve Neriman Nerimanov Tıp Enstitüsünde üniversite eğitimine başlar. Ancak dört ay sonra tıbba ilgisi olmadığını fark ederek köyüne döner. 1946’da Bakü Devlet Üniversitesi Filoloji Fakültesine kaydolur. Bakü Devlet Üniversitesinin dördüncü sınıfında Moskova’ya, Maksim Gorki Edebiyat Enstitüsüne geçiş yapar. 1952-1954 yılları arasında Azerneşr’in edebiyat şubesinde redaktör olarak çalışmaya başlar. 1952’de Azerbaycan Yazarlar Birliği’ne üye seçilir. 1960-64 yılları arasında Azerbaycanlı yazarların Rusça eserlerini yayınlayan Literaturnıy Azerbaydjan dergisinde nesir bölümünün müdürü olur. Sadece edebiyat sahasında değil sinema sahasında da faaliyetler yürüten Hüseynov, Azerbaycan millî sinemasının gelişimine büyük katkılar sağlar. 1964-68 yılları arasında film stüdyosunda baş redaktör, 1968-74 yılları arasında Cafer Cabbarlı film stüdyosunda redaktör, 1979’dan sonra Azerbaycan Sinematografi İdaresinde baş redaktör olarak çalışır. Senaryosunu yazdığı 26 Bakı Komissarları, Ulduzlar Sönmür ve Nesimi adlı filmler Azerbaycan sinemasının klasikleri arasında yer alır. İsa Hüseynov, 1 Nisan 2014’te vefat eder. Hüseynov’un edebiyat ve sinema sahasında aldığı başlıca ödüller şunlardır: En İyi Tarihi Film (1968),Azerbaycan Emektar Güzel Sanat Hizmet Ödülü (1976), Kırgızistan Yazarlar Birliği Ödülü (1976), Halk Yazarı Fahri Unvanı (1988), Nesimi Ödülü (2012).

      DERT

      Sekiz yıldır Melek nine çok sevdiği bahçesine bile hasret kalmıştı. Sekiz yıldır ne güneşin doğuşunu ne de geceye kavuştuğunu görüyordu. Ciğerlerine mis gibi temiz havayı çekemiyor, sabahları yalın ayak çiyli çimenler üzerinde gezip dolaşamıyordu. Melek nine dört duvar arasında kalmış, yatağa mahkûm olmuştu. Ayakları tutmaz olmuş, adeta kurumuştu. Fakat onu endişelendiren kendi durumu değildi. O sekiz yıldır her gün iki üç kez iş arasında gelip kendisine bakan, sabah akşam hizmetinde duran torunu Meher’i düşünüyordu. Her gün torununa “Artık evlen!” diye ısrar ediyor; Meher ise hiçbir söz söylemeden gülümsüyor: “Bana varmak isteyen yok ki kimle evleneyim büyükanne?” diyerek onu geçiştiriyordu. Neden onunla evlenmek isteyen olmasın ki? Doğru, o okul bitirmemiş, diğer gençler gibi eğitim alamamıştı ama köyde onu herkes çalışkan, iyi biri olarak tanıyordu. Üstelik iki yıl önce manga başçısı7 olarak atanmıştı, işi gücü de vardı. Nineyi ziyarete gelen kızlar, gelinler, büyükler her zaman onu övüyor, çalışkan ve akıllı bir genç olduğunu söylüyorlardı. Meher yakışıklıydı da. Belki biraz esmerdi, ama olsun, bu kusur değildi ki. Köyün esmer gençleri evlenmiyorlar mıydı? Galiba mesele bunlarla ilgili değildi. Peki, neden o zaman? Melek nine bu konuda çok düşünüyor, fakat bir sonuca varamıyordu. Sabah akşam, çevresi kırışık ama hâlâ ışıklı gözlerini tavana diker; titrek ellerini Allah’a açarak “Evladıma bir yol aç, Rabbim!” diye dua eder fakat “Rabbi” hiçbir şey duymazdı. O, böyle dua ederken biraz da kendi durumunu düşünüyordu. Torununa yük olması, bunca zahmet vermesi onu çok üzüyordu. Yatağa düştüğü günden itibaren her

Скачать книгу


<p>7</p>

SSCB ülkelerinde tarım işleri ile ilgili tesis birliği olan kolhozlarda yaklaşık 10 işçiden sorumlu kişi. [ÇN]