Gurur ve Ön Yargı. Джейн Остин
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Gurur ve Ön Yargı - Джейн Остин страница 9
Elizabeth, “Ne böyle bir övgüyü ne de böyle bir yergiyi hak etmiyorum!” diye feryat etti, “Harika bir okuyucu değilim ben ve pek çok şeyden zevk alıyorum!”
“Ablanıza bakmaktan büyük bir zevk aldığınıza eminim.” dedi Bay Bingley, “Ve umuyorum ki yakında iyileştiği zaman bu keyif daha da artacak.”
Elizabeth ona yürekten bir teşekkür etti, sonra da üzerinde birkaç kitabın durduğu masaya doğru yürüdü. Bingley hemen ona kütüphanesindeki diğer kitapları göstermeyi önerdi.
“Keşke kütüphanem işinize yarayacak, benim de itibarımı zedelemeyecek kadar geniş olsaydı ama ben işsiz güçsüz adamın biriyim ve çok sayıda olmasa da okuduğumdan fazla kitabım var.”
Elizabeth ona odadakilerin fazlasıyla yeterli olduğunu söyledi.
“Babamın bu kadar ufak bir kütüphane bırakmış olması beni çok şaşırtıyor. Sizin Pemberley’deki kütüphaneniz ne muhteşem, Bay Darcy!” dedi Bayan Bingley.
“Öyle olmak zorunda.” diye cevap verdi Darcy, “Kaç neslin eseri var orada.”
“Sonrasında siz de pek çok ekleme yaptınız, sürekli kitap alıyorsunuz.”
“Böyle bir çağda bir aile kütüphanesini ihmal etmeyi benim aklım almıyor.”
“İhmal etmek mi? Eminim ki siz o asil yere katkısı olabilecek hiçbir şeyi ihmal etmiyorsunuzdur. Charles, sen kendi evini inşa ettiğinde bunun Pemberley’dekinin yarısı kadar güzel olmasını dilerim.”
“Dilerim ki öyle olur.”
“Yalnız ben gerçekten de ev satın alırken o bölgeyi seçmeni, Pemberley’yi de model almanı tavsiye ederim. İngiltere’de Derbyshire’dan güzel bir bölge yok.”
“Büyük bir zevkle… Eğer Darcy satacak olursa Pemberley’nin tamamını satın alırım.”
“Ben senin yapabileceğin şeylerden bahsediyorum Charles.”
“Tanrı aşkına Caroline, bence Pemberley’yi satın alarak elde etmek, taklit etmekten daha akla yatkın.”
Elizabeth olana bitene kendini öyle kaptırmıştı ki önce kitabına olan ilgisi dağıldı, sonra da onu tamamen elinden bırakıp oyun masasına yaklaştı ve Bay Bingley ile en büyük ablasının arasına geçip oyunu izlemeye koyuldu.
Bayan Caroline Bingley, Darcy’ye, “Küçük kız kardeşiniz ilkbaharda görüştüğümüzden bu yana boy attı mı? Acaba boyu benimki gibi uzun olacak mı?” diye sordu.
“Sanırım evet. Şu anda Bayan Elizabeth’in boylarında veya biraz daha uzun.”
“Onu yine görmeyi öyle isterim ki! Beni bu kadar neşelendiren biri daha olmadı hiç. O nasıl bir yüz ifadesidir, onlar nasıl tavırlardır! Yaşına göre de ne becerikli! Piyanodaki başarısı olağanüstü!”
“Hayran olmamak elde değil…” dedi Bay Bingley, “Genç hanımlar bu kadar becerikli olmak için gereken sabrı gösteriyor ve bunu başarıyor.”
“Tüm genç hanımlar becerikli mi? Charles, ne demek istiyorsun?”
“Evet, bence hepsi. Tüm hanımlar masa boyuyor, gergef işliyor ve çanta örüyorlar. Neredeyse bunları yapamayan hiç kimse tanımıyorum ve kendisinden ilk bahsedildiğinde ne kadar becerikli olduğu söylenmeyen tek bir genç hanım bile görmedim ben.”
“Beceriyle ilgili genel görüşün çok doğru noktalar içeriyor. Bu sıfat, gergef işlemek ya da çanta örmekten başka bunu hak edecek bir şeyi olmayan pek çok kadına layık görülüyor. Ama hanımlarla ilgili bu görüşüne pek de katıldığımı söyleyemem. Tanıdıklarım arasında gerçekten becerikli olanların sayısı yazıktır ki yarım düzineyi geçmez.” dedi Darcy.
“Bence de.” diyerek onu onayladı Bayan Bingley.
“O zaman…” dedi Elizabeth, “Becerikli kadın anlayışınız hayli kapsamlı olsa gerek.”
“Doğru, kapsamlı.”
“Ah, kesinlikle!” diye bağırdı Darcy’nin avukatı Caroline, “Her gün karşılaştığımız alelade değerlerden bir fazlasına sahip olmadıkça kimse becerikli sayılmaz. Bir kadının bu iltifatı hak etmek için müzik, şarkı, resim, dans ve modern dillere hâkim olması gerekir, ayrıca bunların yanı sıra havasında, yürüyüşünde, ses tonunda, konuşmasında ve ifadesinde insanı çeken bir şey olmalı, yoksa becerikli sözü havada kalır.”
“Bunların hepsine sahip olmalı tabii…” diye ekledi Darcy, “Ancak bütün bunlara daha değerli bir şey daha eklemeli: Bol bol okuyarak ufkunu geliştirmeli.”
“Yalnızca yarım düzine becerikli kadın tanımış olmanıza artık şaşırmıyorum. Aksine bütün bu özelliklere sahip bir kadın tanımanıza hayret ediyorum.” dedi Elizabeth.
“Hemcinslerinize karşı bu kadar insafsız mısınız?”
“Ben böyle bir kadınla hiç karşılaşmadım. Bahsettiğiniz kabiliyet, zevk ve zarafetin tek bir kişide bir araya geldiğini hiç görmedim.”
Bayan Hurst ve Bayan Bingley, Elizabeth’in bu kuşkusunun haksızlığına kesin bir dille karşı çıktılar. Bay Hurst onlara seslenip oyunu boş vermelerinden yaka silkerken bu tanıma uyan pek çok kadın tanıdıklarını öne sürmekteydiler. Tüm bu konuşma sona ererken Elizabeth de çok geçmeden odadan ayrıldı.
“Eliza Bennet, hemcinslerini kötüleyerek karşı cinse yamanmaya çalışan genç hanımlardan biri ve şunu da söylemekten çekinmem: Pek çok erkekte de işe yarar bence bu, ama bana kalırsa çok ucuz bir taktik, çok bayağı bir yetenek.” dedi genç Bayan Bingley kapı kapandıktan sonra.
“Kuşkusuz…” dedi bu sözlerin başlıca muhatabı olan Darcy, “Bayanların erkekleri avlamak için tenezzül ettikleri bütün çareler bayağıdır. Kurnazlık içeren her şey bayağıdır.”
Bu cevap Bayan Caroline Bingley’de bu konuya devam etme hevesi bırakmadı.
Elizabeth ablasının durumunun ağırlaştığını ve onu yalnız bırakamayacağını söylemek için yanlarına geldi. Bingley derhâl Bay Jones’un çağrılmasını istedi, kız kardeşleri ise taşradan gelecek hiçbir yardımın işe yaramayacağını öne sürerek Jane’i seçkin bir doktora muayene ettirmek için şehre gidilmesini önerdi. Elizabeth buna gerek görmedi ama Bingley’nin önerisine de sıcak bakıyordu, sonuç olarak genç Bayan Bennet iyileşmeyecek olursa Bay Jones’un sabah erkenden getirilmesine karar verildi. Bingley çok huzursuz olmuştu, kız kardeşleri de perişan olduklarını dile getirdiler. Onlar çaresizliklerini, yemekten sonra bir ağızdan şarkılar söyleyerek giderirken Bingley rahatlamanın yolunu, uşaklarına hasta hanım ve kardeşine hiçbir hizmette kusur edilmemesini buyurmakta bulmuştu.
9
Elizabeth gecenin çoğunu ablasının odasında geçirdi. Ertesi sabah erkenden hizmetçi kızla Jane’in