Hayat Veren Kılıç. Yagyu Munenori
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Hayat Veren Kılıç - Yagyu Munenori страница 6
Yang’ın içeride hareket etmesi ve Yin’in dışarıda huzurlu olması Göklerin ilkesiyle uyumludur. Dahası, eğer Saldırı dışarıdan sert bir şekilde hareket ederse içerideki zihin sakin kalmalı ve dışarıdan etkilenmemelidir. Bu sayede, dışarısı Saldırı halinde olsa da düzensizlik içinde olmayacaktır.
Hem iç hem de dış hareket halindeyse düzensizlik söz konusu olacaktır. Saldırmak ve Direnmek, hareket ve sükûnet, iç ve dış; her şeyi karşılıklı yapmalısınız.
Su kuşu, su yüzeyi boyunca yüzer ve yukarıda durgun olmasına rağmen aşağıda perdeli ayaklar üzerinde ilerler. Aynı şekilde, eğer içinizde ihmalden uzaksanız ve bu uygulama ile büyük çabalar sarf ederseniz zihinle beden birleşir, içle dış bir olur ve engelsiz olursunuz. Bu evreye ulaştığınızda en son noktaya erişmiş olacaksınız.
Hastalık
Sadece kazanmayı düşünmek hastalıktır. Sadece dövüş sanatlarını kullanmayı düşünmek hastalıktır. Birinin yalnızca eğitiminin sonucunu göstermeyi düşünmesi, sadece bir saldırı yapmayı ya da bir saldırıyı beklemeyi düşünmek gibi bir hastalıktır. Değişmez bir şekilde sadece bu tür hastalıkları defetmeyi düşünmek de hastalıktır. Tam anlamıyla zihinde kalan her şey hastalık olarak kabul edilmelidir. Bu tür hastalıkların hepsi zihinde mevcut olduğundan, zihninizi düzene sokmalı ve onları dışarı atmalısınız.
Hastalıktan Kurtulmak İçin İki Seviyenin 68 Anlaşılması: 69 Başlangıç Seviyesi
“Düşüncesizliğe ulaşmak için düşünceyi, bağlanmamak için bağı kullanın.”70 Bunun özü, hastalığı kovma düşüncesinin de bir düşünce olmasıdır. Zihinde hastalığı kovma düşüncesi “bir düşünceyi kullanmak”tır.71 Bir düşünce tarafından tüketilmeye de hastalık denir.
Hastalıktan kurtulmayı düşünmek de bir düşüncedir. Yine de düşünceyi kullanarak düşüncenin kendisinden kurtulabilirsiniz. Düşünceleri bırakabildiğiniz zaman onlardan kurtulmuş olursunuz.72 Bu şekilde, düşünceleri kullanmanın Düşüncesiz olmak anlamına geldiği söylenir. Geride kalan düşüncelerin hastalığından düşünceyle kurtulabilirseniz, daha sonrasında kurtulunan düşünceyle ondan kurtulma düşüncesi yok olacaktır. Bu, bir kamayı çıkarmak için başka bir kama kullanmakla aynı şeydir. Kamanın sıkıştığı yere başka bir kama sürterseniz kama gevşeyip çıkacaktır. İlk kama çıkarıldığında onu gevşetmek için kullanılan kamaya da gerek kalmaz.
Hastalıktan kurtulmak isterseniz, sonrasında ondan kurtulmak için kullanılan düşünce de yok olur ve buna “Düşüncesizliğe ulaşmak için düşünceyi kullanmak,” denir. Hastalıktan kurtulma düşüncesi o hastalıkla bir bağlantı olarak görülebilir ama bu bağla birlikte hastalık kovulur ve takıntı ortadan kalkar. Buna da “Bağlanmamak için bağı kullanmak,” adı verilir.
Derin Seviye
Derin seviyede hastalıktan kurtulmak sadece bunu yapmayı düşünen zihnin eksikliğidir. Hastalıktan kurtulma düşüncesinin kendisi hastalıktır. Hastalıktan, kendini ona bırakıp yola onunla devam ederek kurtulunur.
Hastalıktan kurtulma düşüncesi sonuç vermeyecektir çünkü bu düşünce zihindedir. Bu nedenle, hastalık ne kadar çok kalırsa ve o düşünceye ne kadar takılı kalırsanız, kazanç da o kadar az olacaktır. Bu nasıl anlaşılabilir?
Cevap şudur:73 Başlangıç ve derin, bu kullanım için iki seviyede kurulmuştur. Kendinizi zihnin başlangıç çerçevesinde eğitip yeterli disiplini edindiğinizde sabit kalma, onu bırakma düşüncesi bile olmadan geride bırakılır.
“Hastalık” denen şey sabit kalmadır. Budizmde sabit kalmaktan hiç hoşlanılmaz. Keşiş, ancak sabit kalma durumunu geride bıraktığı zaman dünyevi işlere karışıp lekelenmez. O artık ne yaparsa yapsın hürdür ve hiçbir yerde sabit kalmaz. Çeşitli tekniklerin ötesinde, tüm Yollarda bilirkişi olup da kendilerini sabit kalma durumundan koparamamış insanlara usta denemez.74
Toz ve kir, kaba ve cilasız bir mücevhere yapışacaktır. Bununla birlikte, cilalı mücevher bataklığın ortasında bile kusursuz görünecektir. Disiplinle zihnin mücevherini parlatıp hiçbir kusura yer bırakmaz ve kendinizi hastalığa bırakıp zihni bir kenara atarsınız.
Bir keşiş saygın bir kişiye sordu: “Yol nedir?” Saygın kişi yanıtladı: “Sahip olduğun sıradan zihin, Yol budur.”75
Bu anekdot, tüm disiplinleri kapsayan bir ilkeyi içerir. Yolun açıklanması istenildiğinde cevap “sıradan zihin”dir. Bu gerçekten çok derindir. Zihindeki tüm hastalıklardan kurtulmak sıradan zihni yaratır fakat buna rağmen hastalığın ortasında kalır. Bu, hastalıksız olma halidir.
Bunu sanat dünyasına uygulayın. Okçuluk yaparken zihniniz yayı çekme düşüncesiyle meşgulse amacınız düzensiz ve başıboş olacaktır. Kılıcı kullanırken zihniniz kılıcı kullanma düşüncesiyle meşgulse ucu muhtemelen ayarlanamayacaktır. Kaligrafi çalışırken zihniniz yazma düşüncesiyle meşgulse fırça rahat kullanılamayacaktır. Koto çalarken zihniniz çalma düşüncesiyle doluysa melodi karışacaktır.
Yayı çeken kişi, bu eylemi düşünen zihni unutup hiçbir şey yapmadan sadece sahip olduğu sıradan zihinle yayı serbest bıraktığında yay sakinleşecektir. Kılıç kullanırken, ata binerken, bir şeyler yazarken veya koto çalarken bunların hiçbirini ya da hiçbir şey yapmayan sıradan zihni kullanın. O zaman ne yaparsanız yapın kolaylıkla yapacaksınız.
Hangi disiplini takip ederseniz edin, eğer yüreğinizde tek bir hedef varsa gerçek bir Yol söz konusu olmayacaktır. Yüreğinde hiçbir şey olmayan biri gerçek Yolun İnsanıdır. Yüreğinde hiçbir şey yoksa ne yaparsa yapsın kolaylıkla yapar.
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно
68
69
Tüm çeşitli uygulamaları iyi bilmenize rağmen geri çekilmek, vazgeçmek, kayıtsızlık ve çekingenlik gibi dört eğilimi atana kadar bunları kullanamazsınız. Bu dördüne güçlü rakipler gibi davranın çünkü bu dördünden daha güçlü bir rakip olmadığı söylenir. –
70
Tek bir düşüncenin ortaya çıkması ya da bir şeye bağlılık, her ikisi de hastalıktır. Bağımlılığı kovduğunuzda Zihinsizliğin zihni ortaya çıkar. Bu mutlak sondur. –
71
72
73
Lit., “Şöyle diyerek cevap verdi…” Burada kimin cevap vermiş olabileceği metinde belirtilmemiştir ancak bu bölümlerdeki kavramlar açıkça Takuan’a aittir.
74
75
Bu, on üçüncü yüzyıl Çin Zen koan derlemesi olan
Joshu, Nansen’e “Yol nedir?” diye sordu. Nansen, “Sıradan zihnin Yoldur,” dedi. Joshu, “İzi sürülebilir mi, sürülemez mi?” dedi ve Nansen, “Aradığınız anda gider,” diye yanıtladı. Joshu daha sonra, “Eğer onu arayamıyorsan, bunun Yol olduğunu nasıl bileceksin?” diye sordu. Nansen, “Yol, bilmeye veya bilmemeye bağlı değildir. Bilmek, kafa karışıklığıdır, bilmemek de kör olmaktır. Kuşkusuz bir Yola gerçekten varırsanız, o büyük bir boşluk veya uçsuz bucaksız bir hiçlik gibidir. Bunu onaylama ve reddetmeyle zorlayabilir misiniz?”
Bu ifade ayrıca