Hasan Mellah yahut Sır İçinde Esrar. Ахмет Мидхат

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Hasan Mellah yahut Sır İçinde Esrar - Ахмет Мидхат страница 27

Жанр:
Серия:
Издательство:
Hasan Mellah yahut Sır İçinde Esrar - Ахмет Мидхат

Скачать книгу

“Ya niçin bu resme ehemmiyet vermiyorsunuz? Pavlos’a varmaya beni mecbur ediyorsunuz?”

      Marie: “Dedim ya, bu bir resim. Pavlos, gerçi bu kadar değil ama ne kadar zeki, cerbezeli, zengin bir adam.”

      Cuzella: “Ben farz ediyorum ki bu resim daha cerbezeli, daha zengin.”

      Marie: “Farz ile, hayal ile yaşayacaksanız güzel!”

      Cuzella: “Ne yapayım? Şimdilik öyle yaşıyorum. Hem neler hayal ettim, bilseniz gülersiniz.”

      Marie: “Söyleyiniz bakalım.”

      Cuzella: “Gülersiniz diyorum.”

      Marie: “Ne zararı var? Ağlayacağımıza gülelim.”

      Cuzella: “Pencereden hırsız girmiş demiyorlar mı? Herkes dağıldıktan sonra yatağıma girip resmi elime aldım. Hayal ettim ki buraya hırsız gerçekten giriyormuş. Ben de girdiğini görüyormuşum.”

      Marie: “Korkudan çıldırmak işten bile değil.”

      Cuzella: “Hayır korkmamışım, ses de çıkarmamışım. Hırsız her tarafa bakındığı sırada beni görmüş.”

      Marie: “Uykudadır diye sesini çıkarmaz.”

      Cuzella: “Bilakis gözlerimin açık olduğunu da görmüş.”

      Marie: (yürek çarpıntısıyla) “Aman ya Rabbi, yoksa hırsızı böylece gördünüz mü?”

      Cuzella: “Görsem herif kaçabilir miydi? Ben size hayalimi tasvir ediyorum.”

      Marie: “Bir tasvir ediyorsunuz ki âdeta olmuş gibi.”

      Cuzella: “Herif beni uyanık görünce ne yaparım? Aman, canımıza kıyma da ne istersen al, git derim.”

      Marie: “Öyle ya, hırsız bu.”

      Cuzella: “Meğer herif hırsız değilmiş.”

      Marie: “Ya!..”

      Cuzella: “Bu resmin sahibi imiş.”

      Marie: “Deme Allah’ı seversen.”

      Cuzella: “Canım hayal bu ya.”

      Marie: “Of! Yüreğimi oynattınız. Ne kadar da ciddi hayal ediyorsunuz…”

      Cuzella: “Derken, herif iki diz üstüne çöküp bana aşkını ilan etmiş.”

      Marie: “Artık o zaman kim bilir ne kadar zevk duymuşsunuz.”

      Cuzella: “Şüphe mi edersiniz ya? Hem bakınız, dahası var. Ah, hayal âlemi ne geniştir. Hırsız bana demiş ki: ‘Benim buraya böyle hırsız kıyafetinde gelişim, şayet tutulursam beni hırsız diye assınlar da tek Cuzella’nın odasına bir âşık girmiş demesinler diyedir.’ ”

      Marie: “Çok ince fikir.”

      Cuzella: “Böyle bir adam Pavlos’tan daha dirayetli, daha fedakâr sayılır ya!”

      Marie: “Ressam bu resmi istediği yolda tasvir etmiş olduğu gibi siz de ahlakını istediğiniz yolda hayal edebiliyorsunuz.”

      Cuzella: (tebessümle) “Ya zenginliği?”

      Marie: “Zenginmiş de ha? Elbette, hayal bu ya? İstediğiniz kadar mal veriniz.”

      Cuzella: “Pavlos’tan birkaç derece ziyade. Nihayet birbirimize vaatler vermişiz, teminatlar vermişiz. Kıyamet!”

      Marie: (şaşırmışçasına) “Ne güzel hayal! Her hayal böyle olsaydı.”

      Cuzella: “Marie!”

      Marie: “Buyurunuz.”

      Cuzella: “İş hayalden ibaret ya! Ya ben bu hayale hakikat kadar vücut verip de bu gece sabahlara kadar gözlerime uyku girmemişse ne dersiniz?”

      Marie: “Bu kadar uzak bir hayale vücut verişe hayret ederim.”

      Cuzella: “Ah, Marie’ciğim, Marie’ciğim, aşkın ne olduğunu bilirseniz…”

      Marie: “Vay, o ne? Sizden garip bir kelime işittim. Aşk filan diyorsunuz.”

      Cuzella: “Şüphe mi ediyorsunuz?”

      Marie: “Şüphe değil hayret ediyorum.”

      Cuzella: “Niçin, siz beni odundan mı yapılmış sandınız?”

      Marie: “Hayır ama bir kimseye alakanız olduğunu bilmiyordum.”

      Cuzella: “İşte, alaka ettiğimi söyledim ya!”

      Marie: “Vay, bu resme mi alakanız var?”

      Cuzella: “Daha hâlâ anlayamadınız mı?”

      Marie: “Anlamıştım ya, fakat şimdi bütün bütün emin oldum.”

      Cuzella: “Yok ama size bunu sordum. Ya bu hayale vücut vermişsem siz ne yapardınız?”

      Marie: “Ben ne yapardım? Hayalinizin kuvvetine şaşardım.”

      Cuzella: “Of, istediğim gibi söylemiyorsunuz.”

      Marie: “Nasıl söyleyim ya?”

      Cuzella: “Bu resim sahibiyle izdivacıma yardım etmez miydiniz?”

      Marie: “Aa! Korkarım siz aklınızı bozuyorsunuz. Bir hayal üzerine bu kadar şüphesizce davranış…”

      Cuzella: “Canım, hayal meyal sizin nenize lazım? Siz de hayal olarak cevap veriniz.”

      Marie: “Pek iyi, madem siz bu kadar âşıksınız, ben de sizin dostunuzum. Elbette elimden geldiği kadar, daha ziyade bile yardım ederdim.”

      Cuzella: “Ama sizin bu hayaliniz benim kadar kuvvetli mi bakalım?”

      Marie: “Değilse bile kuvvetli farz ediniz. Hayal değil mi?”

      Cuzella: “Şimdi bu gece gelen hırsız, bu resmin sahibi ve benim âşığım olsa da birbirimizle vaatleşmiş olsak izdivacımıza yardım ederdiniz ha?”

      Marie: “O kadar ihtimalleri bir yere toplayabiliyorsunuz da benim size bu kadar dost olduğumu niçin bütün bu ihtimallerin içine katmıyorsunuz?”

      Cuzella: “Dedim ya, eğer sizi kendime pek sadık dost kabul etsem…”

      Marie: “Allah Allah!”

      Cuzella: “Pek iyi, yemin eder misiniz?”

      Marie: “Hazreti İsa buyurmuştur ki ne Allah’ın ismine ne kendi ismine ne göklere ne yerlere yemin etmeyelim. Yeminimiz ‘evet’ yahut ‘hayır’ olsun.”

      Cuzella:

Скачать книгу