Makber. Abdülhak Hamit Tarhan

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Makber - Abdülhak Hamit Tarhan страница 5

Жанр:
Серия:
Издательство:
Makber - Abdülhak Hamit Tarhan

Скачать книгу

acıya gelir mi tâkat?..

      Yok şüphe ki zehrdir hayâtım,

      İçtikçe gelir dem-î memâtım.

      Teşrîh-i vücûd kıl: ademdir;

      Ta’mîk-ı neşât kıl: sitemdir.

      Ölmekte midir aceb necatım?..

      Kalmakta nola muhassenâtım…

      Sun’un başıma yıkıldı yâ Rab,

      Zîrinde nedir benim sebatım?..

      Dursun yetişir sümûm-ı kahrin,

      Tuğyam yeter bu nehr-i zehrin.

      Dursun bu süyûl-i bî-tenâhî,

      Bir cür’aya kailim ilâhi…

      Aldı beni mevcesi o nehrin,

      Çöktü bana toprağı bu şehrin…

      Hâlâ yaşarım, nedir lüzûmum?..

      Bir uzvu muyum vücûd-i dehrin?..

      Mir’âtı mıyım celâlinin ben?..

      Yâ aksi miyim cemâlinin ben?..

      Benden bu cihan ne anlar, eyvah…

      Me’yûs ederim ukulü billâh…

      Bir lâfzı isem mealinin ben,

      En çirkiniyim zılâlinin ben.

      Cilven olamaz mı tâm bensiz?..

      Noksânı mıyım kemâlinin ben?..

      Sen aldın o yâr-ı demgüzârı,

      Gam verme alınca gamgüsârı,

      Deryâ mı gerek ya gözyaşımdan?..

      Alçak mı şu kûhlar başımdan?..

      Sustur ya bu kalb-i nâlekârı,

      Yâ kârger eyle âh u zârı…

      Yok, yok… edeyim figan u hasret,

      Hem hasrete olmasın medârı.

      Dilden geliyor bu âh u feryâd,

      Bir hikmete lâzım etmek isnâd:

      Cûş etmede vahdet-î Hudâdan,

      Menba’ ki değil habîr mâdan.

      Tilmîz bu fende akl-ı üstâd,

      Allâh yolunda hayret-âbâd.

      Bir hüzn verir bu hâl; lâkin

      Ol hüzn ile şâd olur bu nâşâd.

      Gitti ebede gelip ezelden,

      Gördüm, bilirim ki gitti elden.

      Her ân ederim, kılıp azîmet,

      Ta’kibe şitâb birle ric’at.

      Feryâd, bu şevkden, keselden,

      Bin ye’s ile geçmedim emelden.

      Yeksân edecek bizi, o var bir.

      Bilmem niçin ürkerim ecelden?..

      İnsan olamaz zevale kaail;

      Zîrâ yaşamaz o hâle kaail.

      Gökte başı, zîri çâh-ı esfel,

      Hep kendini anlatır o muğfel.

      Gafletle olup muhâle kaail,

      Olmam bakın irtihâle kaail.

      Kaldım, yaşarım cihanda tenhâ;

      A’mâ gibi bir hayâle kaail,

      Derd oldu banâ elîm gönlüm,

      Hiç eskimiyor kadîm gönlüm.

      Şâir mi, ya nevheves miyim ben?..

      Hayvan gibi bir nefes miyim ben?..

      Alçaklaşarak kerîm gönlüm,

      İster neye bir nedîm gönlüm?..

      Taşlar yiyesi gözümde sonra,

      Bir mi’de kalır hakîm gönlüm.

      Bildik seni muktezây-ı hilkat;

      Yâ Rab bu mudur safây-ı hilkat?..

      Ziynet mi bu perdeye hayâlim?..

      Ben hangi hakîkate misâlim?

      Hiç bitmez iken belây-ı hilkat,

      Âlem kılıyor senây-ı hilkat…

      Etmez misin ey Cenâb-ı Hâlık,

      Mahlûkunu âşnây-ı hilkat?..

      Sen Hâlıkımızsın, ettik îmân,

      Bir sende bulur bu ye’s pâyân.

      Sen varken olur mu âhıret yok?..

      Yok şüphe ki sende mağfiret çok.

      Duydum seni istiyor bu vicdân,

      Bildim sana vâsıl oldu cânân.

      Tekrâr buyur fakat hayâtın,

      Can ver ona, vermedinse derman.

      Bî-fâide gördü çok cefâlar,

      Bigâne bulundu âşnâlar.

      Ben neyliyeyim büyükse devrân?..

      Taksiri nedir küçükse insân?..

      Kâr etmedi verdiğim devâlar,

      Geçti yere ettiğim duâlar.

      Gördük seni ey Hakîm-i mutlak,

      Ey hastalara veren şifâlar…

      Ben kendimi zannederdim insân,

      Ettin bana sen kusurum i’lân.

      Hayvan imişim, diriğ!.. ben hem,

      Teşhire beni sebeb ne bilmem?

      Hûnum haşerâta zîb-i dendân,

      Bir fosfor imiş bu nûr-i irfan.

      Beynimse çiyanların gıdâsı,

      Makberde olur bu sır nümâyân.

      Efkâr yerinde mâr ü gejdüm,

      Âdem mi kalır gözümde merdüm?..

      Bu seng, bu mevc-i ye’s ü mâtem,

      Bu hâk, bu zulmet-i mücessem

      Ettikçe uyûn ile tesâdüm,

      Mümkin mi ki fikr ede tekaddüm?..

      Ölmekse garaz, maraz ne lâzım?..

      Ölsün, fakat etmesin teverrüm4

      Hiç kalmadı bir işim bu demde,

      Ben kalmayı isterim ademde.

      Eyvâh, ne fâide, o gitti!..

      Kalbim de buna şehâdet itti.

      Gördüm onu pençe-î veremde,

      Rûhum ebedî demek elemde.

      Ben neyliyeyim semâda yâ Rab,

      Yâhud bu güzergeh-î sitemde?..

      Yâ Rab, bana bir inâyet eyle.

      Bir yol tutayım delâlet eyle.

      Kaldımsa da görmedim o nerde,

      Sadmen ile bir adım ilerde!..

      Ey can, buna gel kanâet eyle,

      Git makberini ziyâret eyle;

      Kesme yolum ey hayât-ı kaatil,

      Ey mevt, beni sıyânet eyle…

      Yâ Rab, çekemem bu ıztırâbı,

      Hattâ çekemem huzûr u habı.

      Tebdîl

Скачать книгу


<p>4</p>

Burada teverrüm etmeden ölmesi temenni olunan kim olduğunu izaha yahut teşhire lüzum yoktur. Çünkü izah etmemek daha ziyade gösterir. A. H.