Kosova'da Çağdaş Türk Edebiyatı. S. Dilek Yalçın Çelik

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kosova'da Çağdaş Türk Edebiyatı - S. Dilek Yalçın Çelik страница 10

Жанр:
Серия:
Издательство:
Kosova'da Çağdaş Türk Edebiyatı - S. Dilek Yalçın Çelik

Скачать книгу

yayınladıkları Sesler adlı kitapta, Mahmut Kıratlı’nın ilk hikâyeleri yer alıyor. Mahmut Kıratlı’nın Küçük Hikâyeler adlı ilk hikâyeler kitabı ise 1954 yılında dünya yüzünü görüyor.” (Kaya 1990: 10)

      Bu ilk örneklerin arkasından Mustafa Karahasan, Necati Zekeriya ve Hüseyin Süleyman’ın hikâye kitapları yayınlanmıştır. Yazılan ilk hikâyeler, çoğunlukla çocuklar için yazılmış örnekler olmaları bakımından önemlidir. Büyükler için yazılan hikâyelerin ilk örneğini Şükrü Ramo Yeşil Köy ile verir, yıl 1972’dir. Büyükler için yazılan hikâyeler, zaman almış, Makedonya’da yirmi yıllık bir aradan sonra görülmeye başlamıştır.

      Kosova Türk edebiyatında, ilk örneklerin görülmeye başlaması daha geç dönemlere denk gelmektedir. Çünkü burada edebiyatın yapılanması ve yeni tarzda edebiyat tarzının benimsenmesi ve edebiyatçıların yetişmesi için daha beklemek gerekecektir.

      Kosova’da Türk edebiyatı içerisinde ilk hikâye33 kitabı yayınlanan yazarımız, Enver Baki’dir. 1972 yılında Anahtarlar adlı hikâye kitabı yayınlanır. Onu 1974 yılında, yayınlanan kitaplar izler. Süreyya Yusuf’un yazmış olduğu Ali Ağa adlı hikâye kitabı, İskender Muzbeg’in Sevil adlı hikâye kitabı, Enver Baki’nin Mutlu Baba adlı kitabı izler. 1975 yılında ise Hasan Mercan, Körağa Sokağı adlı çalışmasıyla hikâye alanında edebiyat dünyasına girer. 1978 yılında, Şecaattin Koka’nın Karadüzen adlı kitabı yayınlanır.

      1984 yılında, Ahmet S. İğciler Yüreksiz Adam ile, 1985 yılında, Reşit Hanadan Duygu Tutsağı ile, 1986 yılında, Hayrettin Volkan Kanlı Sabahın Baharı adlı ilk hikâye kitapları ile yukarıdaki 34 yazarlarımızı izlerler.

      Daha çok şiir ve tiyatroları ile tanıdığımız Agim Rifat 1991 yılında Hususi Su adlı hikâye kitabı ile bu defa hikâye alanında görülmeye başlar. Ayrıca yine bu yıllarda, ilk hikâye kitabını çıkartan ve edebiyat dünyasına adımını atan Mehmet Bütüç, Ateşböceklerin Gösterisi (1995) ve Şükrü Mazrek, İyi Kalpli Öğretmen (1997) bulunmaktadır.

      Enver Baki, Hasan Mercan, Şecaattin Koka, Ahmet S. İğciler, Reşit Hanadan ilk hikâye kitaplarını yayınladıktan sonraki yıllarda da hikâye yazmaya devam etmiştir. Kosova’da çağdaş Türk hikâyesinin temsilcisi olmuştur.

      Genel olarak Kosova Çağdaş Türk edebiyatında ortaya konulmuş hikâyelerin konularına göz atacak olursak şöyle bir tablo ortaya çıkmaktadır. Halk Kurtuluş Savaşı, ülke kalkınması, köy yaşamı, toplumsal yapı, Tito ve yönetimi kimi hikâyelerin genel atmosferinde yer almaktadır. Dönemin yapısı gereği, ortak söylem içerisinde siyasi ve toplumsal bir anlayış biçimi vardır ve yazarlar bu etiğe hürmet ederler. Hikâyelerde asıl ağırlıklı olarak işlenen konular ise bireysel konulardır. Hikâye ve yazarları daha çok kendi kökenlerinin bulunduğu memleketlerinin (şehir, kasaba ve köy ) insanlarını, insan ilişkilerini, değerlerini, ortak yaşama biçimlerini, öğrencilik yıllarını, aşklarını, edebiyat sevgisini anlatmayı tercih ederler. Yetişkinler için yazılmış hemen her hikâyede aşk ve sevginin anlatımı, mutlaka konu olarak bulunur.

      Balkan yarımadasında roman, II. Dünya Savaşı’ndan sonra görülmeye başlamıştır. Ivo Andriç’in, Drina Köprüsü ve Mehmet Selimoviç’in Derviş ve Ölüm ile Kale gibi romanları bir tarafa bırakılacak olursa, Makedon edebiyatında 1950’li yıllarda Mustafa Karahasan, Suzan ve Mara adlı iki romanı ile dikkatleri çeker.

      Roman açısından Kosova’daki Türk edebiyatını değerlendirdiğimiz zaman, 1970’li yıllarda gazetelerde yayınlanan tefrika romanlar bu türün başlangıcını oluşturur. İskender Muzbeg Yanan Sevgiler (1972, Tan Gazetesi), Hasan Mercan Taş Yaşar (1975, Birlik Gazetesi) adlı romanlarını gazetelerde tefrika ederler.

      Ama asıl romanın yazılması daha geçlerdedir. 1987 yılında Sel adlı romanı ile Reşit Hanadan bu türün önemli bir temsilcisi olarak gelir. Aynı yazarın Taş Yerinde Ağırdır (2002), Başka Olur Rumeli’nin Harmanı (Taş Yerinde Ağırdır II) (2003) adlı iki romanı daha bulunmaktadır. Sonraki yıllarda Vahit Ergin de, Kaderin Cilvesi (2001) adıyla bir roman yayınlamıştır.

      Roman, Kosova’da çağdaş Türk edebiyatının en zayıf kaldığı edebî tür olarak dikkatleri çekmektedir.

      2.3. TİYATRO

      Kosova’da çağdaş Türk tiyatrosu edebiyatı, özgün eserlerini vermeden önce üç koldan gelişimini sürdürmüştür.

      Birinci kolda, geleneksel halk tiyatrosu verimlerini sayabiliriz. Özellikle Yugoslavya Krallığı döneminde, Türkçe’nin resmî dil olmayışı, tiyatro oynanacak mekanların bulunmayışı ve kimi zorluklar edebî metne bağlı tiyatro anlayışının gelişmesine engel olmuştur. Bu durumda bölgedeki Türk tiyatro sanatı geleneksel Türk tiyatrosunu yaşatmışlardır. Meddah, Karagöz, ortaoyunu gibi seyirlik oyunlar, halkın tiyatro ihtiyacını gidermiştir35. Bu dönemde yazılı tiyatro oyunları bulunma ihtimalinin olduğu, ancak hâlâ elimizde bu tarz bir belgenin, metnin, dokümanın bulunmadığı da burada hatırlatılmalıdır.

      Kosova’da geleneksel Türk tiyatrosunun önemli temsilcisi, Aziz Buş’tur. Aziz Buş, tam bir tiyatro adamıdır ve Kosova Türk tiyatrosunun doğup canlanmasında önemli bir isimdir.

      İkinci kolda özgün tarzda yazılmış, artık yazılı metni bulunan oyunlar dönemi gelmektedir. Durmuş Celina’nın yazmış olduğu, Büyük Kapı Kızı (1952) ile bu tarzın ilk örnekleri verilmeye başlanır. Aynı yazarın, Niçin Halam Anamı Sevmiyor (1954) adlı bir oyunu daha bulunmaktadır.

      Kosova’da çağdaş Türk tiyatrosunda, Durmuş Celina’dan sonra, özgün tarzda kaleme alınan oyunlar ve yazarları şöyle sıralamak mümkündür: Aziz Buş, Mukadderat (1956), İki Ayağını Bir Pabuca (1958); Hasan Mercan, Çiçekçe Ali (1966), Ben Hasan Ağa (1966), Değirmende (1978), Yörük Osman (1982); Süreyya Yusuf, Düş ve Gerçek (1968), Ömrümün Tek Rüyası (1972); Agim Rifat, Seni Seviyoruz Orhan Veli (1973), Cüleşko İstanbul’da (1973), Milus-Pulus (1982); Nuhi Mazrek, Kanlı Sevda (Tan Yayınları), Rüstem Hükümet (1991, Tan Yayınları).

      Özgün tarzda kaleme alınan oyunlar arasında, Kosova Türk tiyatrosunda, tek perdelik oyunlar ve monologlar36 da kaleme alınmıştır. Büyük projelerin, büyük paraların ihtiyaç duyduğu tiyatro ortamının sağlanamadığı Kosova gerçekliğinde, kısa oyunların yazılması tiyatro sanatının ülke gerçeklerine uyum sağlamasını göstermesi açısından dikkati çekmektedir. Bu amaçla Agim Rifat, ilk örneğini 1973 yılında, Seni Seviyoruz Orhan Veli ile verdiği kırk dört tane tek perdelik oyun yazar, yönetir, sahneye koyar.

      Priştine’de

Скачать книгу


<p>33</p>

Kosova Türk edebiyatı içerisinde çeşitli nedenlerle kitap yayınlamadığı halde hikâyeler yazan yukarıda adlarını sayamadığımız edebiyatçılarımız bulunmaktadır. Özellikle dergilerde yayınlanmış ve gazetelerde tefrika edilmiş çocuk hikâyelerinin sayısı oldukça kabarıktır. Dergi ve gazetelerin sistematik taraması sonucu ortaya önemli örnekleri çıkartacaktır.

<p>34</p>

Biz kuşak ayrımını yaparken yazarların yaşlarından çok verdikleri ilk kitaplarını temel aldığımızı belirtmeliyiz. Yoksa aynı kuşak içerisinde yer alan yazarların yaşları arasında farklar bulunmaktadır.

<p>35</p>

Agim Rifat’ın, yayınlanmamış Kosova Türk Tiyatrosu adlı çalışmasından ve notlarından yararlanılmıştır.

<p>36</p>

1973 yılında Çehre Buna Derler İşte, Kakauçuk, Tabakhaneli Arif Çekirdek Mektup Yazıyor, Don Pantolon adlı çalışmalar ile monolog yazımına başlayan Agim Rifat’ın kırk tane de yazılmış ve oynanmış monoloğu bulunmaktadır.