Ahmet Baytursınulı. Nergis Biray

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Ahmet Baytursınulı - Nergis Biray страница 25

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Ahmet Baytursınulı - Nergis Biray

Скачать книгу

şiirinde vurgulanan diğer bir konu Kazak topraklarının Ruslara verilmesi meselesidir. Ruslar, 1800’lü yıllardan itibaren Türkistan’ı ele geçirme, asimile etme ve zorla Rus kültürünü aşılama yolunda ilerlemektedir. Bunu gerçekleştirmenin bir yolu, toprakların bir şekilde işgal edilmesidir. Çarlık Rusyası, hudut bölgelerine kaleler kurarak bu bölgelere Türkistan’da yaşayan Türklerin girmesini yasaklar. Oradaki yerli ahâliye çok ağır vergiler getirilir. Bu, çok uzun bir zaman dilimine yayılmış, planlı bir istiladır. Bu kaleler, bereketli toprakların olduğu yerlere yapılmış ve Kazaklar (ve Türkistan’ın diğer bölgelerinde diğer Türk boylarından olanlar) verimli ve bereketli topraklara alınmamıştır. Bu topraklara sürekli Rus Kosakları yerleştirilir. Kazaklar bu topraklardan sürülür. Hem Çarlık Rusları hem de devrim sonrasındaki Ruslar Kazakları zoraki olarak yerleşik hayata geçirme siyaseti de izlerler. Bu arada ellerindeki hayvanlara el konulur. Ağır vergiler ödemeleri istenir. Yetmez, bereketli toprakları ellerinden alınır. Bütün bu olaylar Kazaklar için çok büyük kıtlık ve açlıklara sebep olur. Milyonlarca insan açlık yüzünden çok kötü şartlarda ölür. Ayaklanma ve başkaldırılar olsa bile hem ekonomik yönden hem de güç bakımından kötü durumda olan Kazaklar direnemezler ve bu ayaklanmalar kanlı bir şekilde bastırılır. Bu devirde Ruslara karşı koyacak kuvvetli bir Türk devletinin olmaması, Türkistan’daki hanlıkların birbirine düşmesi, boylar arasında süregelen tarihî rekabet bu bölgede yaşayan her Türk boyunu zayıflatmış, Türk boylarının konar-göçer yaşaması da teşkilatlı ve üstün silah gücü olan Ruslara karşı koymayı zorlaştırmıştır.

      Nuvlı jerden

      Köşti ayırdı,

      Suvlı kölden

      Kustı ayırdı.

      Bavır, jürek

      Talas bop tur.

      Namıs, süyek

      Kalaş bop tur.

      Malıñ aldav,

      Talavda tur.

      Janıñ arbav,

      Kamavda tur.

      Ayağıñdı

      Tusav kıstı.

      Jaktarıñdı

      Kursav kıstı.

      Körmesiñe

      Perdeñ mıktı.

      Ötpesiñe

      Kermeñ mıktı. (Jubatuv)

      Nurlu yerden

      Göçerleri ayırdı.

      Sulu gölden

      Kuşları ayırdı.

      Kardeş, akraba

      Kavga etmekte.

      Namusmuş, nesilmiş,

      Hiç kalmadı.

      Malın yağma,

      Talandadır.

      Canın sorgusuz

      Hapistedir.

      Ayağını

      Bağlar tuttu.

      Yanlarını

      Zincir sıkıştırdı.

      Görüşmek zor.

      Duvarlar sağlam.

      Geçilmesin diye

      Engelleri sağlam.

      Bütün bunlara ek olarak Ruslar bölge insanını sadece ekonomik alanda değil, dil, tarih ve kültür alanlarında da Ruslaştırma arzusundadırlar. Çarlık Rusyasının değerleri yerine yeni Sovyet-Rus değer ve hükümlerini yerleştirmeyi amaçlamaktadırlar. Türkistan’daki Türk boylarının geleneksel sosyo-kültürel sistemine bu amaç doğrultusunda saldırmaktadırlar.

      Baytursınulı’nın şiirlerinde soru cümleleri karşıdaki kişiden cevap beklemek amacıyla sorulmaz. Bu; okuyucu üzerinde etki yaratma, soru, bir konu hakkında halkı uyarma, hesap sorma, durumu bu suretle sorgulama ve belirtme gibi sebeplerle yapılmaktadır. Sosyal durumun belirlenmesinde, zıtlıkların ortaya konulup sorgulanmasında da aynı cümle türlerine başvurulmaktadır.

      Şair, o devirde Türkistan’ın durumunu sembolik anlatımla ve ard arda sorduğu sorularla ortaya koyar.

      Bir örtke kavdan şıkkan duvşar bolıp,

      Ne kaldı tänimizde şarpılmağan?!

      Bir kuru ottan çıkan yangına rast geldik.

      Tenimizde ateşte yok olmayan ne kaldı?!

(Kazak Saltı)

      Hiçbir şey yapılmaması, insanca davranılmaması onu üzer. Buna da isyan eder:

      Adamnan tuvıp, adam isin etpey,

      Uyalmay ne betimmen körge baram?!

      İnsandan doğup da insan işi yapmadan

      Mezara gidersem hangi yüzle huzura varırım?

(Anama Hat)

      Ündemey ölsek,

      Süyekpen kömsek,

      Keyingiler demes pe?!

      Lak kurlı bakırmay,

      Ölgen eken, apırım-ay! (Javap Hattan)

      Ses çıkarmadan ölsek,

      Kemiğimizle gömülsek,

      Sonrakiler

      “Ey Pirim! Oğlak gibi boğazlanmış,

      Ses çıkarmadan ölmüş!”demez mi?

      Tännen baska nemdi alar ölim menen?!

      Ölüm, benim vücudumdan başka neyimi alır?!

(N.K: Hanımğa)

      Ukkanğa adal sözden bar ma küşti?

      Anlayana doğru sözden güçlüsü var mı?

(Näbik Atı)

      Kendini de sorgular. Kim olduğunu bilmenin önemini vurgular:

      Oylasa, kaydan bizdiñ asılımız?(Qazdar)

      Anlayana doğru sözden güçlüsü var mı?

      Gerçek vatan evladının nasıl olması gerektiğini de soruyla belirtir:

      Ul tuvıp ulı jolda kızmet etse,

      Onan zor ultka bar ma ırıs degen?!

      Oğul doğup ulu yolda hizmet edene,

      Bundan daha güçlü rızk olur mu?

(Ataktı Sibir Ulı Kart Potanin)

      Emir cümleleri de şiirlerde azımsanmayacak kadar fazladır. Bu cümleler daha çok anlamı kuvvetlendirmeye hizmet ederler. Bazen de kabul edilemeyecek olayları reddetme, bazı konularda isyana varacak kadar karşı çıkma belirtirler.

      Halka seslenip onları gayrete getirmeye çalıştığı mısralarda emir cümleleriyle karşılaşırız:

      Danalık öşpes jarık, ketpes baylık,

      Jüriñder, izdep tavıp alalık ta! (Tartuv)

      Bilgelik:

Скачать книгу