Kaharlı Altay. Jaksılık Samiytulı

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kaharlı Altay - Jaksılık Samiytulı страница 24

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Kaharlı Altay - Jaksılık Samiytulı

Скачать книгу

bunu hatırladı ve başını salladı. Uzun bir süre sessiz kaldıktan sonra iç geçirdi. Şimdi herşeyi daha iyi anlamaya başlamıştı. Bundan sonraki kararlarını verirken, onun Anglosakson kanından gelen dürüstlük ve mantığı üste çıktı.” Osman Mirza, sizinle tanıştığıma gerçekten memnunum. Eğer tanışmamış olsaydım, içimde mutlaka bir pişmanlık olacaktı. Sizi ve sizin sayenizde Kazak halkını da bugün daha iyi anlamaya başladım. Sizlere elimden gelen yardımı yapmaya karar verdim. Biraz önce siz silah, mühimmat yardımı konusundan bahsettiniz. Öyle silahlar bizde var. Fakat onları kullanabilecek, silah kullanmayı bilen kadroya ihtiyacınız var. Bunun için siz, öncelikle, Amerikaya gelebilecek ve teknolojiyi öğrenebilecek öğrenciler gönderin. Bu birinci teklif..” dedi Pakston duraksayarak, Osman Batur’un cevabını beklermiş gibi.

      – Olur. Biz de zeki çocuklarımızı göndereceğiz. Buna hazırız, dedi Osman Batur sevinçle.

      – İkinci olarak… Pakston sözüne devam etti. “…Amerikalılar ve Amerika Hükümeti, sizden hiçbirşey istemez. Bütün istediğimiz sizin de bizim gibi saygın, eşit, egemen, bağımsız, hür ve mutlu olmanızdır. Sizin bu uğurda yaptığınız savaşta biz, elden geleni esirgemeyeceğiz!” dedi ve yerinden kalkarak Osman Batur’la ikinci defa büyük hürmet göstererek tokalaştı.

      Bu hareket ve sözler, Pakston’un samîmîyetini gösteriyordu. Bundan sonra, masasının çekmecesinden çıkardığı Palenin marka tabancayı Osman Batur’a hediye olarak sundu.

      – Size gösterdiğimiz özel saygının bir hatırası olarak bu küçük hediyeyi kabûl buyurmanızdan büyük mutluluk duyacağım! derken oldukça samîmî görünüyordu.

      Osman Batur, Urumçi’ye geldiğinden beri bütün istedikleri yerine geldiği için, sevincinden bütün gece uyuyamadı. Bayan Hanım’la ikisi için özel bir ev ayırmışlardı. Fakat bu evde geceleri hiç kimse yatmıyordu. Bayan Hanım, uyumak için her gece, gizlice bu evden çıkar ve Zavkiya’nın yanına gidip yatardı. Osman Batur’un ise nerede uyuduğunu kimseler bilmez; ancak şafakla birlikte herkes, onu evlerin biraz ötesindeki tepenin başında görürdü.

      Osman Batur, bu sabah da aynı adetini tekrarlayarak evlerin yakınında bulunan bir tepede otururken, uzaktan Urumçi tarafından gelmekte olan bir otomobilin tozunu farketti. Anlaşmaya göre, bugün Çin ordusuna mensup askerler buraya gelecekler ve çeşitli askeri tatbikatlar ve gösteriler yapacaklardı. Erkenden geldiklerine bakılırsa, bunlar olmalı..” diye düşünen Osman Batur, evlerin bulunduğu tarafa doğru yürüdü. Bayan Hanım, Keles ve Küniyaz Molla ile birlikte kahvaltıya oturdular. Dünden beri oldukça sevinçli olan Osman Batur’un bu neşesi devam ettiği için, kahvaltı sırasında Küniyaz Molla’ya iltifatkâr davranıyordu.

      Bugün, Urumçi ziyaretinin son günüydü. Eyâlet Başkanı Jang Jıjung gelmemiş, yerine General Sung Shiliang’ı göndermişti. Bunlarla beraber, bütün ziyaret boyunca Osman Batur’a yakın duran Kazak, Kırgız, Uygur ve Dünganlerin hepsi; Alen Van ve Kadıvan Hanım’la beraber bütün Türk Müslüman takım, tamamıyla gelmişlerdi. Osman Batur, gelenlerin hepsiyle güler yüzle konuştu; hatır sordu, sohbetleşti ve teşekkürlerini bildirdi.

      Bir vâdide hazırlanan alanda, Çinli askerler, çeşitli askeri oyunlar sergilediler. Tankları, diğer zırhlı araçları ve kamyonları ile uzun bir kervan misâli gelen askeri konvoy, gövde gösterisi yaparmışcasına etraftan ilgi topluyordu. Üniformalı ve silahlı piyâde bölükleri, tören yürüyüşüyle davetlilerin önünden geçerken, “askerin olacaksa bizim gibi olsun” dedirtmek ister gibiydi.

      Geçit töreni bitti. Osman Batur’la bir ara başbaşa kalan Sung Shiliang, süklüm püklüm bir subaya bir şeyler söyledi. Ziyakan da Osman Batur’a tercüme etti.

      – Şimdi atış gösterilerine başlayacaklar. Deminki subaya “keskin nişancıları getir emri verildi. Dün gördüm onları; hepsi keskin nişancılardı. İki yüz metre uzaktaki şişeyi, tek atışta parçalıyorlar. Sizin de nişancılarınızı davet edebilirler. Böyle bir şeye hazır mısınız? dedi.

      – Biz, bunlar gibi, sarhoş olmak için içtiğimiz içki şişelerini hedef yapacak kadar boşta gezmiyoruz! derken, Osman Batur, kendi adamlarını gözden geçiriyordu. “Herhâlde bizim yiğitler de namusu elden bırakmazlar.”

      Bu arada birisi, biraz ilerdeki bir tahta sandığın üstüne şişeler diziyordu. Uzaktan hayâl meyâl seçilen şişelerin sekiz tane olduğunu saydı Osman Batur. Bu arada, bunların önüne özel yerleştirilmiş yastıklara dirseklerini dayayarak yerleşen dört nişancı gelip yerlerini aldılar. Dördü de bir anda dört şişeyi devirdi ve yerlerinden kalktılar. Onların yerine gelen başka bir grup dört nişancı da, kalan dört şişeyi vurdu. Çinliler, bunu alkışla cevapladılar.

      Bu gürültü patırtı ve kalabalık arasında yüzündeki gülümsemeyi silemeyen General Sung Shiliang, Osman Batur’a şöyle bir teklifte bulundu:

      – Batur, sizin nişancılarınızı da görelim mi?

      Osman Batur, ses etmedi; ama içinden, “Ziyakan’ın söyledikleri doğru çıkıyor” diye düşündü. Özellikle, bu soruya çabuk cevap vermek istemedi.

      Osman Batur’un böyle sessiz kalmasından cesaret alan Sung Shiliang, onların hazırlıksız oldukları sonucuna vardı ve sesini yükselterek, – Haydi, dört şişe daha getirip dikin hedefe! dedi.

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

      1

      Zuvka Batur Sabit Damolla oglu, Kazakların-Orta Cüz-Kerey-İyteli Boyundan olup, Çinliler tarafından hunharca öldürüldükten sonra, başı ilk defa kazığa geçirilerek halka teşhir edilen ilk Kazak Türküdür. Bu kahramanın evlatları da 1949 senesinde Doğu Türkistan’dan kaçarak, Alibek Hakim göçüyle beraber Hindistan’a ve oradan da Türkiye’ye avdet etmişlerdir. Zuvka Batur evlatları bugün dünyanın her yerinde Kazak adını yaşatmaktadırlar. (Çev.)

      2

      Emireri.

      3

      Dişi deve.

      4

      Delilhan

Скачать книгу