Türk Dünyasında Milli Ruh ve Edebiyata Yansıması. Orhan Söylemez

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Türk Dünyasında Milli Ruh ve Edebiyata Yansıması - Orhan Söylemez страница 11

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Türk Dünyasında Milli Ruh ve Edebiyata Yansıması - Orhan Söylemez

Скачать книгу

Azerbaycancılk ideolojileri edebiyatın ön saflarına getirilmiştir.

      Böylece, yirminci yüzyılın başlarındaki “küçük insanlar”ın yeni zamandaki devamcıları olan Memmednesirler ve Baladadaşlar, bağımsızlık yıllarında da faaliyetlerine başarıyla devam eden “altmışlar” kuşağının eserlerinde yeniden ortaya çıkmıştır. İnsan ideolojik statüsü ile değil, gerçek sıradan yaşamı ve derin maneviyatıyla edebiyatta abartılarak canlandırılmıştır. Yirminci yüzyılın 90’lı yıllarının başlarından başlayan yeni aşamada, edebiyatta toplumun tanıtımı, terennümü değil, gerçek tezahürü, eleştirel algısı yansıtılmıştır. Devlet bağımsızlığı koşullarında, Azerbaycan yazarları millî fikirlerini, millî-manevi değerleri, Azerbaycancılık ideallerini onur ve ilhamla övmüşler. Özellikle, bağımsız devletciliğin korunması ve güçlendirilmesi fikri, derin sorumluluk duygusu ile daha açık bir şekilde edebiyata yansımıştır. Azerbaycan bayrağı ilk kez Azerbaycan şiirinde devletcilik sembolü olarak tanımlanmıştır.

      Bağımsızlık dönemi edebiyatı, geleneksel gerçekçilik ve romantizm akımları ile birlikte dünya edebî-toplumsal fikrinde gelişen süreçlerle ilgili olarak bu tarihî aşamayı, kendisinin meydana çıkardığı yeni edebî akımları da dikte etti: sürrealizm, postmodernizm, dekadentizm ve sihirli realizm. Edebî akımların ve sanatsal yöntemlerin kavşağında da ilginç sanatsal eserler meydana çıkmaktadır. Şimdilik aşağıdaki akımların Azerbaycan’da yeni birer edebî akıma dönüşmekte olduğu görülmektedir.

      1. Eleştirel Realizmden-Modernizme ve Neorealizme (Yapısal Gerçekçiliğe)

      Yeni tarihsel çağın eleştirel realizmi, yirminci yüzyılın altmışlı-yetmişli yıllarında Sovyet dönemindeki modernizm şeklinde kendini gösteren eleştirel realizm edebiyatı ile tam olarak aynı değildir. Azerbaycan edebiyatının yeni dönem eleştirel gerçekçiliğinin temsilcileri olan klasik “altmışıncılar”, gerçekçi edebiyat yolundan dönmeden ve onu daha derinden sürdürmeğin yanısıra, aynı zamanda Azerbaycancılık ve Cumhuriyetçilik tutumlarını göstermişler.

      Bilindiği gibi bu süreç, 70 ve 80’li yıllarda Azerbaycan’da Haydar Aliyev döneminde ülkede yaranan verimli koşullar nedeniyle yeni bir nitelik haline gelmiş ve modern edebiyatın tipik örneklerini ortaya çıkarmıştır. Fakat, bağımsızlık döneminde çalışmalarına başarılı bir şekilde devam eden “altmışıncılar” ve onlarla beraber devam eden yeni edebî kuşaklar, Azerbaycan eleştirel realizminin önünü daha da genişletmiş ve derinleştirmiştir.

      Bağımsızlık dönemi Azerbaycan edebiyatındaki klasik “altmışıncılar” edebî kuşağınının önde gelen temsilcileri, sonraki yıllarda ve bağımsızlık döneminde edebiyata gelen yazarlarla birlikte, yeni dönem Azerbaycan eleştirel gerçekçiliğini geliştirmiş, bu yönde yazdıkları ciddi edebî eserlerle bu edebî eğilimi biçim ve içerik açısından zenginleştirmişler.

      Gerçek hayat, yeni insan, ulusal ve beşerî ideal yeni dönem edebiyatının ölçütleri haline gelmiştir. Aynı bedii yöntemin belirli tarihsel koşullarda konumlandırılması, edebî cephenin genişlemesi ve Azerbaycancı konumun genişlendirilmesi, gerçekliği göstermenin realitesi ve derinleşmesi, bağımsızlık dönemi Azerbaycan edebiyatında yeni tür eleştirel gerçekçiliği oluşturmuştur. Klasik eleştirel gerçekçilikten farklı olarak, Azerbaycancılık ideallerine sadık olan modern dönemin eleştirel gerçekçiliği, edebiyatta ifşa yolu ile gitmeyerek, toplumun modernite konumundan, derin ve esaslı bedii derkini, onu ileri götüren fikirleri ortaya çıkarır, yeni insanın gerçek karakterlerini yaratır, modern topluma ve insan maneviyatına zarar veren, ulusal ahlaki değerlere darbe vuran durumlara karşı çıkar. Bu anlamda, yeni aşama için “eleştirel gerçekçilik” anlayışındaki “eleştiri” kelimesi, klasik sömürge rejimini ve daha sonra Sovyet toplumunun eleştirisini yansıtmaz. Bu nedenle, kanaatimizce, bağımsızlık döneminin eleştirel gerçekçiliğini yeni bir isim altında “neorealizm” (yapısal gerçekcilik) olarak ifade etmek daha uygundur. Neorealizm – hayatı, insanı ve toplumu nesnel ölçütlerle yansıtan, derinden kavranılmasına yardımcı olan, ileriye doğru harekata tekan veren, yüksek vatandaşlık misyonu gerçekleştiren ve ulusal ideallere sadakati destekleyen edebî akımdır. Bu da, modern eleştirel-gerçekçi edebiyatın ülkede bağımsız bir devlet kurma sürecinin daha da geliştirilmesi ve güçlendirilmesine yakından dahil olduğunu göstermektedir.

      Dünya edebî -teorik düşüncesinde klasik eleştirel gerçekçilikten farklı olarak, modern dönemin realizmi olarak ortaya çıkan yeni tür eleştirel gerçekçiliğe neorealizm denir.21

      Modernist edebî harekatın ana tezahürlerinden biri olan neorealizm, sadece modern eleştirel gerçekçilik anlayışını değil, aynı zamanda gerçeküstücülüğün eğilimlerini ve hatta belirli derecede postmodernist ve büyülü gerçekçiliğin tezahürlerini yansıtan geniş bir kavramdır. Halk yazarı Anar’ın “Nazar Boncuğu” (“Göz muncuğu”) romanı neorealizmin en iyi çok vektörlü özelliklerini yüksek sanatsal düzeyde yansıtır. Azerbaycan edebiyatında yapısal gerçekçiliği – neorealizmi temsil eden yazarlar Azerbaycan Yazarlar Birliği`nin ve onun edebî organları “Azerbaycan” dergisi ve “Edebiyat” gazetesi etrafında oluşarak gelişmiştir.

      Modern dönemin realizmini postrealizm değil, neorealizm veya yeni eleştirel gerçekçilik olarak adlandırmak daha uygun olabilir.

      Azerbaycan edebiyatında neorealizm – geniş yaratıcı güçleri, kendine özgü idealleri ve hedefleri olan edebî bir eğilimdir. Klasik “altmışıncılar” ve yeni Azerbaycançı edebî kuşağı bağımsızlık dönemi Azerbaycan neorealizmini edebî akımlar düzeyinde başarıyla temsil etmektedir. Bu aşamada, halk yazarları Anar ve Elçin yeni dönemin gerçekçi edebî harekatına önderlik ederek, bu alanda değerli edebiyat örnekleri vermeğe devam ederler.

      Şuan büyük edebiyat arenasında olan farklı edebî nesillerin temsilcileri Anar, Elçin, Neriman Hasanzade, Fikret Goca, Musa Yakup, Sabir Rüstemhanlı, Hüseynbala Mirelemov, Ejder Ol, Reşad Mecid, Hayreddin Goca, Yunus Oğuz, Mem-med Oruc, Elçin Hüseynbeyli, Elabbas Bağırov, Vügar Ahmed, Ali Emirli, Asim Yadigar ve diğerleri bağımsızlık dönemi Azerbaycan neorealizmini başarıyla temsil ediyorlar.

      2. Sihirli Realizm (Büyülü Gerçekçilik)

      Dünya edebiyatında Garcia Gabriel Markes’in ünlü eserleri, özellikle “Yüz Yılın Yalnızlığı” romanı, sihirli realizmin en mükemmel örneğidir.

      Henüz XIX-XX. yüzyıllarda Azerbaycan edebiyatında sihirli realizmin/büyülü gerçekçiliğin belirtileri vardır. Mirze Feteli Ahundzade`nin “Aldanmış Keva-kip” eserinde, Abdurrahim Bey Hagverdiyev’in “Peri cadu” dramasında ve Yusuf Vezir Çemenzeminli`nin “Kızlar Bulağı” romanında büyülü gerçekçiliğin belirtileri yansımıştır.

      Azerbaycan edebiyatına sihirli realizmi (büyülü gerçekçiliği) “İdeal” isimli romanı ile İsa Muğanna getirmiş, sonraki eserleri ile bu türü daha da güçlendirmiştir. Yusuf Samedoğlu`nun “Katl Günü” romanı Azerbaycan büyülü gerçekçiliğin mükemmel örneklerinden olmakla, aynı zamanda modern Azerbaycan edebiyatının şaheserlerindendir.

      Mevlid Süleymanlı, Afak Mesud, Zahid Sarıtoprak, Mübariz Ören, Şamil Sadık ve diğerleri Azerbaycan sihirli realizm edebî akımını temsil eden önemli yazarlardır. Son dönemlerde

Скачать книгу


<p>21</p>

История русской литературы. ХХ – начала ХХI века. Часть I. – Москва, ВЛАДОС, 2014, с.5.