Nutuk. Мустафа Кемаль Ататюрк

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Nutuk - Мустафа Кемаль Ататюрк страница 37

Nutuk - Мустафа Кемаль Ататюрк

Скачать книгу

sahte olarak hazırlanmakta olduğunu da daha önce haber almış ve bunun milletin zihnini bulandırmasını önlemek için İstanbul’dan alınmamasını uygun bulmuştuk. Zaten İstanbul ile resmî haberleşmenin kesilmiş bulunmasından dolayı doğrudan doğruya Saray’dan değil, yine Ferit Paşa’nın notu ile Babıali’den verilen bu beyannamenin Sivas, Ankara, Kastamonu ve başka merkezlerde olduğu gibi hiçbir taraftan alınmamış olduğunu sanıyorduk. Bu beyannameyi almak için daha önce milletin Padişah’a durumu ve hakikati anlatmasına müsaade olunması gerekirdi. Bunun için bu beyannamenin yayılıp herkese duyurulmasına aracılık etmeyi faydalı bulmuyoruz. Fakat bu beyanname Trabzon, Erzurum ve Sivas gibi merkezlerde gerekenler tarafından okunmuş bulunduğuna göre, düşündüğünüz gibi her merkezden İstanbul’a bir telgraf çekilmesi uygun olur.

Mustafa Kemal

      Padişah’ın bu beyannamesinin, milletin zihninde doğuracağına şüphe olmayan kötü tesirlerin bir dereceye kadar önüne geçebilmek için bu beyannamede yazılanları yalanlamaya ve çürütmeye vesile olacak şekilde Padişah’a bir cevap yazmayı ve bunu memlekette yayıp duyurarak okutturmayı tek çare olarak düşündük ve öyle yaptık (Ves. 99).

      Halit Bey’in Trabzon ve Çevresinde Millî Teşkilat Kurmaya Memur Edilmesi

      Efendiler, Trabzon’da bir-iki kişinin, pek yiğit ve muhterem olan Trabzon halkının hiç de bilgisi olmadığı hâlde, onlar adına, oradaki millî varlığı şahıslarıyla temsile kalkıştıklarına ve bu yüzden millî teşebbüs ve kararların gereği gibi yürütülüp yerine getirilmemekte olduğuna kanaat getirdim. Trabzon’da vali bulunan Galip Bey adında bir zatın da menfi akımı yaratmakta amil olduğunu anladım. Bunun üzerine Trabzon civarında Torul’da bulunan ve henüz tümenine komutaya başlamamış olan Halit Bey’in Trabzon çevresinde millî teşkilat kurmaya memur edilmesi uygun görüldü ve Kolordu Komutanı’na bu düşünce bildirildi. 20 Eylül 1919’da alınan cevapta: “İngilizlere karşı gizlenen Halit Bey’in, yaradılışı gereği ortaya çıkarması muhtemel durumların bu nazik zamanda belki düzeltilmesi mümkün olamaz.” yolunda bazı düşüncelerden sonra, “Halit Bey, haberim olmadan maruzatta bulunsa bile yerine getirilmemesi” bildiriliyordu (Ves. 100) .

      Kazım Karabekir Paşa’nın bu telgrafına verdiğimiz cevapta: İngiliz mahzurunun bizlerce düşünülmediğini ve şiddetli ve kesin hareket mahzurlu görüldüğüne göre Trabzon’da durumun düzeltilmesi neye ve ne gibi vasıtaya bağlı ise, onun doğrudan doğruya kendileri tarafından düşünülmesini 22 Eylül 1919 tarihli bir şifre telgrafla rica ettik (Ves. 101).

      Bizim, 15’inci Kolordu Komutanı ile bu yazışmaları yaptığımız günlerde, Torul’dan Yarbay Halit Bey de doğrudan doğruya bizimle haberleşmeye başladı. Kendisini cevapsız bırakmamak ve durum hakkında aydınlatmak maksadıyla karşılık verdik.

      15’inci Kolordu Komutanı’nın, bir bakıma bizim 22 Eylül 1919 tarihli telgrafımıza cevap teşkil eden, 27 Eylül 1919 tarihli bir şifre telgrafını aldık. Bunda, halkı önce aydınlatmak ve doğru yola götürmek vazifesini yaptıktan; karşı duranlar görülürse, onları da layık oldukları muameleye uğratmaktan ibaret olan ve pek büyük tecrübelerle kazanılan prensibini aynen Trabzon çevresinde uyguladığını açıkladıktan ve Dokuzuncu Tümen Komutanı Rüştü Bey’i, kurmaylarıyla birlikte, üçüncü Tümen Komutanlığı vekilliğiyle Trabzon’a gönderdiğini, Halit Bey’i Trabzon için uygun bulmadığını bildirdikten sonra “İngilizler hakkındaki görüşe gelince, bana kalırsa, mümkün olduğu sürece açık ve belirli bir düşmanlıktan kaçınmayı tercih ederim.” kanaati ifade ediliyordu (Ves. 102). Buna verdiğim 29 Eylül 1919 tarihli özel ve şahsi cevabımda şunları yazdım: “Trabzon vilayeti umumi efkârı hakkındaki bilgiler tamamen buraca da bilinmektedir. Trabzon merkezi dışında, bütün kaza ve sancaklarıyla haberleşilmektedir. Merkezdeki durum da valinin tevkif ve uzaklaştırılmasından sonra ortadan kalkmıştır. (Valiyi tevkif eden ve muhafaza altında Erzurum’a gönderen, emrim üzerine, Halit Bey’dir). Rüştü Bey’in Üçüncü Tümen komutanlığı vekilliğiyle Trabzon’a gönderilmesinde aklıma gelen noktaları arz edeceğim:

      İlk olarak, valiyi tevkif eden Halit Bey’dir. Birkaç gün sonra Rüştü Bey’in bu şekilde gönderilmesi Halit Bey’in hareketini oradaki kötü düşüncelilere karşı tenkit gibi olabilir.

      İkinci olarak, Halit Bey, ciddi durumlarda tümeninin başına geçmeyi beklerken, bugün geçirmekte olduğumuz ağır ve tarihî anlarda, başka bir kişinin yerine geldiğini görmekten müteessir olabilir. Bu tutumdan vazgeçilmesini rica ederim. Bununla birlikte kolordunuzun askerî işlerine karışmak istemem (Ves. 103).

      Kazım Karabekir Paşa’nın verdiği 2 Ekim 1919 tarihli uzun cevapta, bu muamelenin Halit Bey’in başvurması üzerine olduğunu ve kendisine durumu tam olarak anlatmak için Erzurum’a çağrıldığını bildirdi (Ves. 104). Hâlbuki 1 Ekim 1919 tarihinde Üçüncü Tümen Emir Subayı Üsteğmen Tarık imzasıyla, Başyaver’im Cevat Abbas Bey’e gelen özel bir şifrenin son cümleleri şöyleydi:

      “Son günlerde Komutan Bey, Üçüncü Tümenin bugünkü komuta durumunun değiştirilmesini kolordudan istedi. Eğer kolordu bu teklifi kabul etmez ve yerine getirmezse, emir almaksızın fiilen komutaya başlayacağını ve önceki karar gereğince kolordudan ayrılarak doğrudan doğruya kongrenin emrine gireceğini arz eylerim. Paşa hazretlerini gereğince aydınlatınız efendim.” (Ves. 105).

      Bu tarihten on beş gün sonra idi. Kazım Karabekir Paşa’dan 17 Ekim 1919 tarihli şu telgrafı aldım:

      Kendi bölgemde millî arzunun gerçekleştirilmesi ve yerine getirilmesi için son noktaya kadar askerlikten ve komuta zincirine uymaktan ayrılmamak hususunu, geleceğin disiplini için de son derece lüzumlu görüyorum. Atılganlıkla ileri görüşlülüğün birbiriyle uyuşturulmadığı yerlerde ve işlerde, netice pek parlak da olsa, tez elden tersine döndüğü ve faydasız kaldığı misalleriyle görülmüştür. Özellikle, İngiliz, Fransız temsilcilerinin bulunduğu Trabzon çevresinde, komuta zincirinin çok iyi anlaşılmasına ve pek uyanık ve ileri görüşlü davranılmasına çok büyük ihtiyaç vardır.

      Üzülerek bildireyim ki verdiğim açık talimata rağmen Halit Bey’in kendi başına ve askerî kıyafetiyle, Vali’yi tevkif etmesi tuhaflığı dillere destan olmuştur. (Halit Bey’i bu işe sevk edenin kim olduğunu arz etmiştim.). Seçimler meselesinde de bu şekilde faaliyet gösterirse, kendisi için İngilizlerin bir çıkış daha yapmaları ve güç durumun ortaya çıkması kaçınılmaz olur (Seçimler meselesinin çabuklaştırılması ve millî arzuya uygun olarak halledilmesi için Halit Bey’e ve başka gereken birçok kişilere, yardım ve gayrette bulunmaları özellikle, rica edilmişti. Bir de İngilizlerin yapacağı çıkışın kaçınılmaz ne gibi bir durum yaratabileceğini; kendi durumumu göz önüne getirerek bir türlü anlayamamış olduğumu itiraf edeyim.). Bunun için adı geçen efendiyle haberleşilmeyerek yüksek arzularınızın yerine getirilmesinde bendenizin aracılığını rica ederim. Adı geçenin şahsiyeti her türlü iddianın ötesinde ise herhangi bir bölgeden mebus seçilmesi hakkındaki yüksek fikirlerinizin bildirilmesi arz olunur.

      Bu telgrafa 19 Ekim 1919 tarihinde sadece şu cevabı verdim:

      “Halit Bey’in mebus olmak veya olmamak konusundaki temayüllerini bilmediğimden bu hususta düşünce bildiremeyeceğim efendim.”

      Efendiler, Ferit Paşa kabinesinin düşmesine kadar geçen günler içinde karşılaştığımız meseleler çeşitlidir. Engeller ve güçlükler az değildi. Bunların hepsini

Скачать книгу