Nutuk. Мустафа Кемаль Ататюрк

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Nutuk - Мустафа Кемаль Ататюрк страница 41

Nutuk - Мустафа Кемаль Ататюрк

Скачать книгу

arasına bu görüşmemizi de aynen alacağım.

      Yalnız, bu görüşmede iki tarafın güttükleri hedef ve dayandıkları esas noktalar hakkında, bilhassa neticesine dair kısa bir fikir verebilmek için müsaade buyurursanız, her safhasından birer parça bahsedeceğim.

      Kerim Paşa’nın arz ettiğim ilk telgrafına cevap verirken, biraz da onun tarz ve üslubuna uymuş olduğum görülecektir.

      Cevabımda ben de şöyle başladım:

      “Kerim Paşa Hazretlerine: ‘Kutuplar kutbu’ deyiniz, anlar.” diye seslendikten sonra “Şimdi cevap veriyorum.” dedim.

      “Pek muhterem ve temiz kalpli kardeşim Abdülkerim Paşa Hazretleri’ne,

      Allah’a şükürler olsun, afiyetim yerindedir. Büyük ve asil milletimizin meşru haklarını anlamış ve korumaya ve savunmaya bütün varlığı ile girişmiş olduğunu görmekle pek mesudum… Görüşmek hususunda gösterilen arzuya samimiyetle teşekkür ederiz… Fuat Paşa hazretleri vasıtasıyla çekilmiş olan telgrafın içindekileri öğrenmiş bulunuyoruz. Dayanak noktası olarak kabul buyrulan beyannamede öne sürülen hususların Ferit Paşa ve arkadaşlarına karşı bir hitap ve çıkışma olduğu azıcık bir düşünme ve inceleme ile ortaya çıkacak açıklıktadır. Padişah’ın kalbini derin üzüntülere uğratan durumlar ve davranışlar, milletimiz tarafından değil fakat Ferit Paşa, Dâhiliye Nazırı Adil Bey, Harbiye Nazırı Süleyman Şefik Paşa ve bunların çalışma arkadaşları bulunan Harput Valisi Ali Galip Bey, Ankara Valisi Muhittin Paşa, Trabzon Valisi Galip Bey, Kastamonu Valisi Ali Rıza Bey, Konya Valisi Cemal Bey tarafından ortaya konulmuştur.

      Malatya’daki ihanet teşebbüsü, Çorum’daki haince tertip, Konya’daki alçakça teşebbüs sizce gerçek yüzleriyle bilinmiyorsa, zatıalilerinizi meselenin çözümüne başlangıç olmak üzere düşündüğünüz noktadaki isabetsizlikten dolayı mazur görürüz… Yabancıların görüşünün lehimizde değişmesi tam bir hakikattir. Ancak bu değişme, hiçbir vakit Ferit Paşa hükûmetinin takip ettiği siyaset neticesi değildir. Bu netice, milletimizin varlığını gösterme ve ispatlama yolunda kendi kendisine giriştiği azimli teşebbüsünün eseridir. İşte bu hususta, zatışahaneyi aldatıyorlar…

      Kurtuluş çaresi ve yaşama prensibi ancak ve ancak Kuvayımilliye’nin önderliğinde ve millî iradenin üstün olmasındadır. Bu sağlam ve meşru esastan en küçük sapma, Allah korusun, devlet, millet ve vatanımız için çok acı bir yıkım doğurur… Asil millî mücadelemizi kötüye yormak ve kötü göstermekten geri durmayan, aşağılık şom ağızlıların çok olduğu muhakkaktır. Fakat pek çok üzülmeye değer ki bu kötülükten başka bir şey düşünmeyenlerin başında, Devlet-i ebed-müddetimizin sadrazamı Ferit Paşa ve Nezaret mevkilerinde bulunan Adil Bey, Süleyman Şefik Paşa gibi devlet adamları bulunuyor.

      Memleketimize, takım takım Bolşevik girdiğini ve Millî Mücadele’nin Bolşevik mücadelesi olduğunu resmî olarak ilan eden ve yayan bu bedbahtlardır.

      Asil ve temiz millî mücadelemizin, İttihatçıların son çırpınışları olduğunu ve İttihatçıların parası ile yürütüldüğünü resmen ve açıkça dünyaya, yabancı gazetecilere söyleyen bu gafillerdir.

      Anadolu’da, karışıklık olduğunu ajanslarla resmen ilan eden ve Ateşkes Anlaşması’nın özel maddesine göre, aziz vatanımızı düşman işgaline uğratmak isteyen bu cahillerdir.

      Malatya’nın Müslüman halkı ile Sivas’ın Müslüman halkını birbirleriyle boğazlaşmaya sürüklemek isteyen bu zavallılardır. Millî Mücadele’nin önüne geçeceğim diye, Sivas’ın ve millî hassasiyetin görüldüğü her yerin yabancılar tarafından işgalini isteyen bu hainlerdir. Bununla beraber, bizim en yüce gayemiz, tıpkı siz kardeşimin düşündükleri gibi kötü niyetlilerin bu güzel memleket üzerindeki iftiralarını ve açıkça takip ettikleri melun maksatlarını kırmak ve onları kendi ümitlerinin pusularında kötürüm ve cansız bırakmak ve devlet ile milletin yaptığı işleri sırf vatanın selametiyle ilgili noktada uzlaştırmaktır. Allah’a şükürler olsun, bu gayenin gerçekleştirilmesinde, artık milletimiz her türlü kötü niyetli davranışları kırmış ve bütün kahramanlığıyla azimli adımını atmıştır. Yabancılar bile milletin yaygın kuvvetini ve azimli kararını ve buna karşılık İstanbul hükûmetinin ne kadar sallantıda ve milletle ilgisi bulunmayan âciz bir heyet olduğunu takdir etmiştir. Merzifon’u boşalttılar. Samsun’u da boşaltmaya başladılar. İç işlerimize ve millî mücadelemize karşı tarafsız kalacaklarını söylüyorlar. İşte millî teşebbüslerimizin, istiklali elde etmek yolunda elde etmeyi başardığı ilk netice budur.

      Millî akım, İstanbul’da, Kanun-i Esasi hükümlerine uyulmasını sağlamakla neticeye ulaşacaktır.

      Şimdiki hükûmetin, geniş ölçüde bir iyi niyet taşıdığını sanmanın yerinde olmadığını arz etmeme müsaade buyurmanızı rica ederim.

      Ben, daha Erzurum’dan Ferit Paşa’ya hakikati, durumu izah ederek milletin kuvvet ve iradesine karşı çıkacak hiçbir kuvvet kalmadığını yazmıştım ve kendisine karşı gelme ve engelleme yolunda devam etmemesi gerektiğini ihtar etmiştim. Bu gafil zat, buna cevap vermediği gibi millî akımın birkaç kişinin tahriklerinden doğduğunu ilan etti ve menfaat hırsı ve bilgisizlik gafleti ve körlüğü ile iki tarafı idare ederek mevkilerini koruyabilecekleri gibi asılsız bir zanda bulunan birkaç valisinin aldatıcı raporlarını, benim temiz ve vatanseverce yol göstermelerime tercih etti. Bugün, her türlü kötülük ve hainlik ve âciz ve zavallılık durumunda kaldıktan ve millet de bütün olup bitenlerin gerçek yüzünü tam bir açıklıkla öğrendikten sonra, bize düşen vazife, bir an durmaksızın, millî davaya yararlı yeni bir kabinenin işbaşına gelmesini sağlamaktır.

      Eğer bugünkü kabinenin şahısları ve hayatları hakkında herhangi bir tereddütleri varsa, bugün için bu gibi şeylerle uğraşma tenezzülünden pek yüksek olan milletimiz adına kendilerine istedikleri söz ve teminatı vermeyi de milletimizin menfaati için gerekli şeylerden sayarız. Fakat tuttukları yanlış yolda inatla direnmekte devam edecek olurlarsa, ortaya çıkacak akıbetlerin sorumluluğu kendilerine ait olacaktır.

      İşte, yaptığınız bu iyi niyetli teşebbüs dolayısıyla bir defa daha ve son olarak, asil yüksek şahsiyetiniz gibi kalbi gerçekten vatan ve millet sevgisiyle ve Padişah’a sevgi ve bağlılıkla dolu olan ve kardeşlik hatıralarını daima hürmetle taşıdığım kardeşim Abdülkerim Paşa hazretleri ile de bildirmiş olmak, bizim için her türlü vicdan huzurunun bir defa daha duyulmasına vesile olmuştur.”

      Efendiler, buraya kadar söylediğim sözler bir maddenin özetidir. Bundan sonra gelen maddede:

      “Millî Mücadele, bütün genişliği ile İstanbul’a doğru ilerlemektedir. Ferit Paşa ve arkadaşları bunu bilmektedir. Zatıalileri de bu bilgileri isteyiniz ve aydınlanınız.” dedikten sonra, gerçekten o günlerde yapılmış olan başarılı birtakım hareketlerin raporlarını özetleyerek açıklamada bulundum ve “Artık, bütün bu hareketleri durdurmak, yalnız ve ancak bir şeye bağlıdır. O da millî davaya bütün manasıyla uyacak bir zata kabine başkanlığının verilmesine ve o zatın da millî davayı anlayarak ona göre tedbir almaya girişmesine bağlıdır.” dedim.

      “Bütün bu söylediklerimiz karşısında siz kardeşimin de bir düşüncesi varsa lütfen bildirmenizi rica ederim.” cümlesinden

Скачать книгу