Su Gibi Geçen Yıllar - Kahraman Emmioğlu Kitabı. Yasin Topaloğlu

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Su Gibi Geçen Yıllar - Kahraman Emmioğlu Kitabı - Yasin Topaloğlu страница 8

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Su Gibi Geçen Yıllar - Kahraman Emmioğlu Kitabı - Yasin Topaloğlu

Скачать книгу

style="font-size:15px;">      Tabii onu söylemek benim edebime aykırı. Yalnız şunu söyleyeyim, eğer belediye başkanı olsaydık, tam bir dürüstlükle, şehrin çehresini değiştirecek çalışmaları yapacağıma inanıyordum. Çünkü bunun için kâfi miktarda tecrübem vardı. Gerek mimari yönden gerekse kültürel yönden Gaziantep’te çalışma yapılması gereken birçok boşluk vardı. Ümit ediyorum, bunların hepsini de Allah’ın izniyle yapabilecektik ve Gaziantep’e yeni bir nefes olacaktık. Ama kısmet değilmiş.

      Galiba size belediyecilik de nasip olmuyor.

      Yoo, ben 94’te İstanbul Büyükşehir Belediyesinde bir buçuk yıl genel sekreterlik yaptım. Bizim oradaki o bir buçuk sene içerisinde, fevkalade kıymetli bir çalışma oldu. Bütün lisanlarda “Her başarı zordur.” diye bir tabir vardır. Orada da bizim büyük bir metropolde ilk işimizdi. Burada ciddi bir şekilde düzenin kurulması lazımdı. Biz bunu başardık. Allah razı olsun Tayyip Bey’in güçlü bir idaresi, bize verdikleri yetkiler bunu başarmamızı sağladı.

      İstanbul Büyükşehir Belediyesinde nasıl bir şey oldu? Önce başkan sizsiniz, o sizin yardımcınız. Sonra kendisi belediye başkanı, siz yardımcısısınız.

      Bu çok hoş bir şey aslında, takdiriilahi hatta. Hem talip olduk yani. Doğrusu çok da güzel oldu. Allah selamet versin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi genel sekreterliğini bana teklif ettiğinde “Derhâl!” dedim. Eve geldim, hanıma “Ben genel sekreter oluyorum.” dedim. Hanım “Sen ne yapıyorsun ya! Sen, Tayyip Bey’in sekreteri mi olacaksın?” dedi. Tabii sekreterliği o manada alıyor. Hâlbuki çok mübarek bir hizmetti ve elhamdülillah çok da güzel çalışmalar yaptık. O çalışmalar hâlâ söyleniyor.

      Yukarıdan aşağıya kariyer geçmişinize baktığımızda genel sekreterlik anladığım kadarıyla en memnuniyetle yaptığınız iş olmuş.

      En çok severek yaptığım bir iş.

      Milletvekilliğinden de mi önemli?

      Aslında bana sorsan milletvekilliğine hiç dönüp bakmazdım.

      Geçmişte yaptığınız müsteşar yardımcılıklarınız, teşvik uygulama başkanlığı filan o kadar önemli değil miydi?

      Mesela, teşvik uygulamada bir fonksiyon ifa ediyorsunuz. Ama belli bir noktada kısıtlı. O da çok güzel bir hizmetti. Sanayi bakanlığı müsteşarlığına vekalet ettik, ağır sanayi koordinatörlüğünü yaptık. Elhamdülillah, bütün buralarda, Türkiye’mizin sanayileşmesiyle ilgili gayretli çalışmalarda bulunduk. Bu genel sekreterlik, çok enteresan bir konumda iken bize gelmiş oldu. Bir kere KOSGEB dediğimiz büyük bir teşkilatın idaresinden büyük bir tecrübeyle geldim ben. Sanayi Bakanlığını idare etmiş olarak geldim genel sekreterlik görevine. Sanayi Bakanlığına geldiğimde böyle bir tecrübem yoktu. Birçok aksaklıklarımı orada gördüm. Eksikliklerimi, neler söyleyeceğimi, bakanla olan münasebetlerimin nasıl olması icap ettiğini, her şeyi orada öğrendim. İstanbul Büyükşehir Belediyesi de bir devletti aslında. Kabul etmek lazım, efendim, cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dı, başbakanı da Kahraman Emmioğlu oldu.

      İstanbul’da proje çalışma yönünden gayya kuyusu gibi hizmet var. Müteahhitlik yapmışım, akademisyenlik yapmışım, idarecilik yapmışım, ticaretle uğraşmışım. Bunların hepsinin kullanılabileceği bir alan genel sekreterlik. Bu Allah’ın bir lütfu. Herkese nasip olacak bir görev değil. Onun için çok sevdim doğrusu genel sekreterliği, iyi de çalıştım ve çok da netice verici çalışmalar yapıldı.

      Siz edindiğiniz bütün bilgi ve tecrübenizi uygulama sahası buldunuz. Çünkü 1994 yılında İstanbul’da bir zihniyet dönüşümü yaşanıyor. Bir dönem kapanıyor, yeni bir dönem açılıyor. Siz de o dönemin mimarlarındansınız. Günümüz İstanbul’unun pek çok planı o dönemde mi yapıldı?

      Tabii! Allah razı olsun, bu işe fevkalade hazırlıklı olarak Tayyip Bey var başta ve kendisiyle eş çalışabilecek, rahat çalışabilecek, birbirimizi anlayacak geçmişi olan, birbirimizin huyunu bilen insanlar olarak, bir ekip kendiliğinden teşekkül etti en üstte. Bu da Allah’ın bir lütfudur.

      TAYYİP ERDOĞAN İLE YOLLARI NASIL KESİŞTİ?

      Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türk siyasi hayatında olduğu kadar, sizin geçmişinizde de önemli bir yeri var. Tevafuk eseri kesişen yollarınız, uzunca bir süre beraber gidiyor. Siz Tayyip Erdoğan’ı ilk nerede gördünüz? Onu ilk gördüğünüzde ne düşündünüz, ne hissettiniz?

      Doğrusunu söylemek gerekirse Tayyip Erdoğan’la geçmişte nerede karşılaştığımızı hatırlayamıyorum. Ama 84 senesinde bana Refah Partisi il başkanlığını kurma yetkisi verildiğinde tanıştık sanıyorum.

      Merhum Necmettin Erbakan Hoca o zaman yasaklıydı ve Ahmet Tekdal genel başkandı. Tabii, siz siyasi yasaklı değilsiniz. Aynı zamanda 12 Eylül’ün veto edilenler listesinde de yoksunuz ve oradan kurucu il başkanı yetkisini aldınız.

      Evet, Refah Partisi İstanbul İl Başkanlığı kurucu yetkisini bana verdiler. Hoca telefon etti ve “İl başkanlığını kuracaksın.” dedi. Biz hemencecik liste tanzimi ile ilgili çalışmalara başladık. Hemen yanımızdaki, önümüzdeki arkadaşlara “Partinin kuruluşuyla ilgili olan bütün arkadaşları bir bir toplayın ve onlarla bir görüşme yapalım.” dedik. Benim ilk ciddi temasım o toplantıda oldu. O toplantıya Tayyip Bey de gelmişti.

      MSP’nin iktidarda oluşu sebebiyle siz 70-80 arası Ankara’da bürokrasiyle ilgilisiniz. Dolayısıyla Sayın Erdoğan’ın, MSP Beyoğlu ilçe başkanlığını ve gençlik kolları başkanlığını biliyorsunuz.

      Ben, daha önceden, mesela 73’e kadar olan dönemde Millî Selamet Partisi yönetim kurulundayım. O dönemde meydanda Tayyip Bey yoktu. 73’ten sonraki dönemde var. Onda da ben Ankara’dayım. Ondan dolayı bilmiyorum.

      O dönemde siz Sanayi Bakanlığındasınız ve İstanbul’da Refah Partisi il yönetimini teşekkül ettireceksiniz. İstanbul’da Tayyip Erdoğan da var. Henüz genç bir adam. O sizi biliyor, siz de onu biliyorsunuz.

      Evet doğru. Ama ilk kurucu listesine ismini yazamıyoruz. Çünkü o da yasaklılar listesinde. Kurucular listesini doldurduk, verdik ve çalışmalara başlayacağız. “Arkadaşlar çalışma yapacağız, bana kim yardımcı olur?” dediğim zaman Tayyip Bey Allah razı olsun çıkageldi. “Ben çalışmaya hazırım abi.” dedi. “Allah razı olsun.” dedim. Başka iki üç arkadaş daha oldu, biz çalışmalara başladık. Birlikte çok sıkıntılar çektik.

      Tayyip Bey’in geçmişini biliyorsunuz. Orada sizde nasıl bir intiba bıraktı? Nasıl bir insandı?

      Benim Refah Partisi il başkanlığım çok kısa oldu. O kısa dönemde, benim İran’da çok yüklü işlerim vardı.

      Ne işi yapıyorsunuz?

      İran’da bir fabrika kuruyorum. Eğer bu fabrikayı kuramazsam hepten sefil olurum. Benim hayatım söner. Öyle bir sorun var. Onun için İran’a çok gidip gelmem lazım. O yüzden de benim İstanbul’daki il başkanlığım sırasındaki olan çalışmalara yeterince zaman ayırmam mümkün değil. Yazışmaları yapmam mümkün değil. Ne yapılacak? Birisi bunun sahibi

Скачать книгу