Samet Vurgun. Ali Kafkasyalı

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Samet Vurgun - Ali Kafkasyalı страница 11

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Samet Vurgun - Ali Kafkasyalı

Скачать книгу

ürǝyini zülmǝte qarşı,

      Atıl cǝbhǝlǝrǝ aslanlar kimi.

      Hünǝrlǝ atılır hǝr zülmün daşı,

      Kükrǝyib bağıran bir ruzgar kimi,

      Çağır döyüşlǝrǝ öz sevgilini;

      Öz ana qǝlbini, ana dilini

      O düşmǝn ǝllǝrdǝn özünǝ qaytar,

      Qoy öpsün alnını gül üzlü bahar.

Əks-sǝda

      Axma, Araz! Dayan, Araz!

      İnsaf eylǝ bizǝ bir az.

      Bir ürǝyi iki yerǝ

      Cǝllad kimi bölmǝk olmaz…

      Azǝridir mǝnim adım.

      Bağlansa da qol-qanadım,

      Dünya bilir şöhrǝtimi,

      Mǝn ki, bir qul yaranmadım…

      Yüz ildir ki dustağam mən,

      Qürbət olmuş mənə vətən.

      Min haqqımı çeynəmişdir

      Hər tac qoyub yoldan ötən.

      Təbriz oğlu! Təbriz qızı!

      Yadlar yedi haqqınızı.

      Bir üsyanla doğacaqdır

      Azadlığın dan ulduzu!.. (Vurğun, 1986: 1/32 vd.)

* * *

      II. Dünya Savaşı sürecini lehine çeviren Moskova, Tahran konferansını müteakip Kırım ve Ahıska meselesiyle birlikte Güney Azerbaycan meselesine de ağırlık verir. Sovyetler Birliği Halk Komissarları Kurulu 6 Mart 1944 günü önemli kararlar alır: Tebriz merkezli Azerbaycan Demokratik Hakûmeti kurulacak, Türk dilinde eğitim öğretim başlatılacak. Üniversite açılacak, sosyal ve kültürel çalışmalar hızlandırılacak…

      Halk şairi Samet Vurgun’un başkanlığında Azərbaycan-İran Mədəni Alakalar Cəmiyyəti kurulur. 6 Mart Kararlarını hayata geçirmek için Samet Vurgun’un başkanlığında Güney Azerbaycan’a 620 kişi gönderilir. Vurgun, eşi ve 620 kişilik ekip Bakü’den trenle yola çıkar (Hesenli, 2002: 642 vd.). Vurgun, büyük yetkilerle yıllardır hasretinde olduğu Tebriz yolundadır. Yeni doğan güneşin sıcak ışınlarıyla Hudaferin Köprüsü’ne ulaşırlar. Şair bu seferini “Körpünün Hesreti” şiirinde şöyle anlatır:

      Araz qırağında dayandı qatar3,

      Elǝ bil qǝlbim dǝ dayandı4 bir dǝm…

      Sıxlaşdı göydǝki seyrǝk buludlar,

      Deyǝsǝn5, başıma dolandı alǝm.

      Başlar uzanmışdır pǝncǝrǝlǝrdǝn,

      O taya… o taya6 baxışır hamı.

      Yanımda sevgilim ağlayıb hǝrdǝn7,

      Deyir ki, “ah, Araz, tut ilticamı,

      Mǝnim Sara bacım indi hardadır?

      İyirmi ildir ki, uzaqlardadır”.8

      …

      Axşam qǝribliyi dağlardan enir,

      Sakit dǝrǝlǝrǝ bir hǝsrǝt çökür.

      Araz gah parlayır, gah kölgǝlǝnir,

      Bǝzǝn dǝ hıçqırır o hönkür-hönkür.

      Gözüm körpüdǝdir… Dayanmış qatar,

      Elǝ bil o qǝsdǝn saxlayır bizi.9

      Körpünü basmışdır yabanı otlar,

      Nǝ cığır görünür, nǝ ayaq izi…

      Kim bilir, kim bilir, nǝ vaxtdan bǝri

      Bir insan keçmǝyir bu daş körpüdǝn

      Elǝ bil yol çǝkir onun gözlǝri,

      Fǝqǝt nǝ gǝlǝn var, nǝ dǝ bir gedǝn.

      O kimdir? Gözümǝ görünür bu dǝm?

      Kimdir o ixtiyar? Xǝyaldır, nǝdir?

      Yox, yox, o nǝ xǝyal, nǝ ǝfsanǝdir,

      Gördüyüm insandır, gözlǝrindǝ qǝm…

      Çatıb qaşlarını körpüyǝ baxır,

      Qǝlbindǝ dağ boyda sözümü vardır?

      Başından tüstülǝr, dumanlar qalxır,

      Cansız ǝllǝri dǝ qabar-qabardır…

      Bildim, o memardır… O yaradandır.

      Yaxın gǝl, oxucum, bax ǝllǝrinǝ!

      O Araz üstündǝ xeyli zamandır

      Ağlayır xar olmuş10 ǝmǝllǝrinǝ…

      Kim bilir, kim bilir, nǝ vaxtdan bǝri

      Bir insan keçmǝyir bu daş körpüdǝn.

      Elǝ bil yol çǝkir onun gözlǝri11,

      Fǝqǝt nǝ gǝlǝn var, nǝ dǝ bir gedǝn… (Vurğun, 1986: 1/55 vd.)

* * *

      Tebriz’e varan bu kafileler gazeteler, kitaplar yayımlayarak, kütüphaneler, kültür merkezleri oluşturarak, tiyatro, sinema ve konser salonları kurarak Güney Azerbaycan Türklerini bilinçlendirir (Hesenli, 1999: 74 vd.).

      Ruslar, İran’da İngilizlere karşı verdikleri sömürü yarışında İran Türklerini kullanmak ister (Saray 1988a: XII-II/434).

      Mir Cafer Pişeverî, ilk seçimde, İran Demokrat Partisi’nden Tebriz milletvekili seçilir. Şah Muhammed Rıza Pehlevî, Pişeverî ve arkadaşlarını meclise sokmaz. Pişeverî, Tebriz’e dönüp “Azerbaycan Demokrat Partisi”nin başına geçer. Kurucu Meclis oluşturulur. Ardından seçim yapılır ve 12 Aralık 1945 (21 Azer 1324) günü “Azerbaycan Millî Hükûmeti” kurulur. Pişeverî Hükûmeti, ilk iş olarak resmî dili Türkçe yapar, Radyo İstasyonu kurar, Tebriz Üniversitesi’ni açar (Kafkasyalı, 2010: 86).

      8 Mayıs 1945 günü Almanlar, müttefik devletlere teslim olur. Anlaşma gereği işgal kuvvetlerinin altı ay içerisinde İran’ı terk etmeleri gerekir. İngiliz, Amerikan ve Fransız güçleri İran’dan çekilirler. Fakat Rus kuvvetleri çekilmez. İran Türklerinin bağımsızlık mücadelesini elinde koz yaparak İran petrolleri üzerinde imtiyaz sahibi olmak ister. Şah, Başbakan Kavam’ı bir heyetle Moskova’ya göndererek Ruslar’la gizli bir anlaşma yapar. Güney Azerbaycan petrollerinin işletme hakkı Ruslara verilir. Ruslar istediklerini aldıktan sonra Güney Azerbaycan’dan çekilir (Bayır 1999: 117).

      Tahran yönetimi, artık “Azerbaycan Millî Hükûmeti”ni ortadan kaldırmanın yolunu açmıştır. Tahran yönetimi, “Azerbaycan Muhtar Hükûmeti”ni yasa dışı ilân ederek 10 Aralık 1946’da, Amerikalı General Norman Schwartzkopf’un komutasında ve Amerika’dan satın alınan 150 savaş uçağı ve binlerce ağır silahla donatılmış İran ordusu, beş koldan Tebriz üzerine yürür. Güney Azerbaycan şehir ve köylerinin üzerine bomba yağdırır. Şah orduları 12 Aralık 1946’da Tebriz ve

Скачать книгу


<p>3</p>

Tren Aras Nehri’nin kenarında durdu.

<p>4</p>

Dayandı: Durdu.

<p>5</p>

Deyəsen: Sanki.

<p>6</p>

O taya: O tarafa.

<p>7</p>

Hərdən: Ara sıra.

<p>8</p>

Ah Aras! Lütfen yirmi yıldır ki uzakta kalan, haber alamadığım Sara bacım şimdi nerededir? Rica ediyorum ondan bana bir haber ver. Sara: Türk halk efsane ve halk hikâyelerinden önemli biri olan “Sara ve Han Çoban” eserlerin başkahramanı Sara, Aras Nehri’nin kolundan Arpaçayı suyunu geçerken sele kapılıp kaybolur. Burada “Sara” Güney Azerbaycan’ın sembolüdür. Yirmi yıl önceki bağımsızlık hareketinin sükûtu kasdedilmektedir. Bazı söylemlerde ise bu mısra ile Samet Vurgun’un eşi Haver hanımın bacısı Sara’nın 1920 yılında Bakü’de Güney Azerbaycanlı Ağa Naki ile evlenip Reşt şehrine yerleşmesi ve sınırlar kesilip mektuplaşma da yasaklanınca haber alınamaması kastedilmektedir.

<p>9</p>

Sanki o bizi kasten bekletiyor.

<p>10</p>

Xar olmuş: Değerden düşmüş heder olmuş.

<p>11</p>

Sanki gözleri dalmış.