Doğumunun 100. Yılında Cengiz Dağcı'ya Armağan. Анонимный автор
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Doğumunun 100. Yılında Cengiz Dağcı'ya Armağan - Анонимный автор страница 11
Romanın devamı niteliğindeki Yurdunu Kaybeden Adam ise Sadık Turan’ın alman ordusunda subay olduğu kısmını içermektedir. Alman üniformasıyla savaşmak zorundadır.
Sadık Turan bu kez Roma’daki tedavisi sırasında anlattığı savaş hatıraları 1942 baharında başlamaktadır. Kahraman altı haftalık “acil subay kursu” eğitimi alır. Başlangıçta Kırgızistan’ın bağımsızlığı için savaştığına inanmış ya da kendini inandırmak istemiştir. Çünkü esir kampından başka kurtuluş yolu olmadığının o da farkındadır. O da lejyondaki diğer Kırgız, Kazak, Türkmen, Başkurt, Tacikli Türkler gibi Türkistan için savaşmaktadır.
Burada üniformanın öneminin Almanlar tarafından fark edildiğini görüyoruz. Üniformanın kolunun iç tarafında “Üç Beyaz” Semerkand Camii ve etrafında da “Allah bizimledir” cümlesi işlenmiştir. Askerler her gün “Can Kurban sana Türkistan!” (Dağcı, 1965: 9) haykırışlarıyla talim yapar. Ruslardan kurtarılacak camiler sık sık vurgulanarak din duygusu kullanılır. Aynı zamanda tabur imamları vardır. Bu durumda yazar dahil oradaki Türklerin hepsi doğru bir amaç için yanlış üniformayla savaştıklarını ilerleyen zamanla birlikte anlarlar.
Kahramanın gerçeği fark edişi ve bu farkındalığı yine üniforma aracılığıyla aktarması anlamlıdır:
“Biz zaten ölmek için üniforma giymiştik. Ölesiye savaşmak için silahlanmıştık.” (Dağcı, 1965: 119) Yazar, bir Alman askerinin ağzından Muhan’ın haksız yere idam edilmesine karşı çıktığı ve yargılanmasını istediği için duyduğu şu cümlelerle üniformanın roman içinde taşıdığı anlamı bir kere daha vurgulamıştır:
“Biz sizi esir kamplarından aldık, giydirdik, esirlikten kurtardık. Mahkeme olmadanmış! Alman üniforması giymekle benden böyle sual sormaya hak kazandığını mı sandın?” (Dağcı, 1965: 119)
Cengiz Dağcı “giydirilmiş” kahramanı Sadık Turan aracılığıyla üniformanın emperyalist güçlerin bir aracı olduğunu ve zihinlerdeki kimlik algısını kökünden değiştirip aidiyet duygusunu yok etmekte önemli bir rol oynadığını göstermesi önemlidir. Türk’e yaşama şansı tanımayan dünya düzeninin kahramanın ruhunda açtığı tahribat büyüktür.
Zaten sosyal ve ekonomik anlamda bir kaos olan savaş, bireyin benlik algısı ve önceliklerini de tamamen değiştirmekte onu vahşileştirmektedir. Sadık Turan, üniformasıyla “tek dişi kalmış canavar” suretinde olsa da içindeki insanî ve millî duygular canlılığını korumuştur.
Bu anlamda üniforma onun için hem bir hapishanedir hem de ruhu ve maddi varlığı arasındaki çelişkinin büyük bir göstergesi.
KAYNAKLAR
AKTAŞ, Özgür (2013) “Yabancı Dilden Türkçeye Çevrilen Savaşla İlgili Romanlara Bir Bakış”, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S.11.
BACHELARD Gaston (1996) Mekânın Poetikası, Kesit Yayınları, İstanbul.
DAĞCI, Cengiz (1975a) Dönüş, Varlık Yayınları, İstanbul.
DAĞCI, Cengiz (1975b) Korkunç Yıllar, Varlık Yayınları, İstanbul.
DAĞCI, Cengiz (1995) Ölüm ve Korku Günleri, Ötüken Neşriyat, İstanbul.
DAĞCI, Cengiz (1998) Hatırlarda Cengiz Dağcı (Yazarın Kendi Kaleminden), Ötüken Neşriyat, İstanbul.
ENGİNÜN, İnci (2005) Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı, Dergâh Yayınları, İstanbul.
GOMBRICH, Ernst H. (1986) Sanatın Öyküsü, Çev. Bedrettin Cömert, İstanbul:
Remzi Kitabevi, İstanbul. KEFELİ, Emel-SARIAHMETOĞLU, Nesrin (2011) Bellek-İnsan-Eser Cengiz Dağcı, Ötüken Neşriyat, İstanbul.
SINAR, Alev (2003) Türk Roman ve Hikâyesinde İkinci Dünya Savaşı, Dergâh Yayınları, İstanbul.
SINAR, Alev (2004) “Bir Kırım Türkü’nün Kaleminden Kırım Diasporası”, – Türk Bilig, Sayı 8, s.54-73.
ŞAHİN, İbrahim- ÇONOĞLU, Salim (2017) Vatanı Dilinde Cengiz Dağcı Kitabı, Ötüken Neşriyat, İstanbul.
http://www.tdk.org.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid.
Türkiye’de Cengiz Dağcı ve Eserleri Hakkında Yapılan Çalışmalar
Bora Yılmaz9
GİRİŞ
Cengiz Dağcı, Kırım Türklerinin yaşamış olduğu zorlukları, sıkıntıları, acıları, sürgünleri ve vermiş oldukları haklı özgürlük mücadelelerini başarılı ve etkileyici bir şekilde eserlerinde yansıtmış ve bu şekilde çağdaş Türk edebiyat(lar)ı içerisinde haklı ve kalıcı bir yer edinmiş velûd bir yazardır. Romanları ile ön plana çıkarak ün kazanmış olan yazar, Kırım Türklerinin sosyal, siyasal ve edebî dünyalarını eserlerinde yansıtmayı bir gaye edinmiştir. Roman türü dışında hikâye, mektup, günlük gibi edebi türlerde de eserler veren yazar, okur ve eleştirmenler tarafından beğeni ve takdir kazanan romanları ile Türk dünyası edebiyat(lar)ı içerisinde adını duyurmayı başarmış ve saygın bir yer kazanmıştır.
Cengiz Dağcı, Türk dünyası ve Türk edebiyat(lar)ı için hem bir övünç ve kıvanç kaynağı olmuş hem de üzerin(d)e nitelikli ve nicelikli eserler verilmesi beklenen bir alan yaratmıştır. Cengiz Dağcı’nın eserleri her halükârda okunmalı ve okutulmalı, hem popülerliğini koruyabilmeli hem de zaman içerisinde hak ettiği kıymeti görerek klasikleşebilmelidir.
Cengiz Dağcı gibi yazarların, yazdıkları kadar onlar hakkında yazılanlarda önemlidir. Eserlerinde vermiş olduğu mesajların tespit ve doğru analiz edilmesi, hem okuyucuya hem de gelecek nesillere sağlıklı mesajlar verme anlamında önemlidir.
Bu çalışmada, Türkiye’de Cengiz Dağcı üzerine ele alınmış kitap ve akademik araştırmalar incelenmeye çalışılacaktır. İlk olarak Ulusal Tez Merkezi’nde kayıtlı olan, Cengiz Dağcı hakkında yapılmış olan yüksek lisans ve doktora tezleri incelenecektir. İkinci olarak ise tezlerin haricinde yine Dağcı ve eserleri hakkında akademik disiplin ile hazırlanmış olan kitaplar incelenecektir. Bu çalışmanın amacı Cengiz Dağcı hakkında yapılmış olan çalışmaları bir araya getirmek sonraki araştırmalara ön hazırlık sağlamak ve akademik camiada Cengiz Dağcı’nın eserlerinin nasıl ve ne şekilde incelenerek ele alındığını ortaya koymaktır.
KİTAPLAR
1- Cengiz Dağcı’nın Hayatı ve Eserleri / İbrahim ŞAHİN
Bu çalışma yazarın 1992 yılında
9
Dr. Öğr. Üy., Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, [email protected]