Mozart. Büke Aydın
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Mozart - Büke Aydın страница 15
İlk perde tamamlandığında, bizzat Carattoli’den dinlemesini ve değerlendirmesini rica ettim, kendimi garantiye almak istiyordum. Carattoli geldi ve o kadar hayran kaldı ki, hemen ertesi gün, bu kez Caribaldi’yle birlikte tekrar bana geldi. En az Carattoli kadar hayran kalan Caribaldi de bundan birkaç gün sonra Poggi’yi bana getirdi. Hepsi de o kadar çok beğendiler ki, ben tekrar tekrar, “İyi mi, gerçekten iyi olduğunu düşünüyor musunuz? Gerçekten devam etmeli mi?” gibi sorular yöneltince, güvensizliğime sinirlendiler ve kim bilir kaç kez hararetle çıkıştılar: “Ne demek? Bu bir mucize! Bu eser güneş gibi parlayacak! Şüpheye gerek yok, yazmaya devam!” Ve buna benzer daha bir sürü şey söylediler. Daha sonra Carattoli de kendi odasında bana aynısını söyledi.
Şarkıcıların da hoşuna gitmesi üzerine oğlumun beklenen başarıyı elde edeceğinden emin olunca, onu çalışmalarına devam etmeye yönlendirdim; ama Doktor Logier’den72 de opera yöneticisiyle ödeme konusunu benim adıma netleştirmesini istedim. Bu netleşti ve Affligio 100 duka73 sözü verdi. Fazla masraflı olduğundan Viyana’da kalış süremi kısaltmak için, Majestelerinin Macaristan yolculuğundan önce operanın sahnelenmesi talebinde bulunmuştum. Ancak metin yazarının yaptığı bazı düzeltmeler besteye ket vurmuş oldu. Bunun üzerine Affligio da Majesteleri döndükten sonra sahnelemek istediğini söyledi.
Şu anda opera birkaç haftadır bitmiş durumda. Çoğaltmaya başladılar; ilk perde, hemen ardından da ikinci perde şarkıcılara dağıtıldı. Bu arada oğlumun da aryaları, hatta ilk perdenin finalini çeşitli vesilelerle bazı soylulara piyanoda çalması gerekti, hepsi hayran kaldılar; Kauniz Prensi’nin huzurunda opera yöneticisi Affligio da buna bizzat şahit oldu. Artık provaların başlaması gerekiyordu. Ama… Nasıl tahmin edebilirdim ki bunu! Oğlumun önüne bazı engeller çıkarılmaya başlandı.
Bir operanın daha ilk provada kusursuz hale gelmesi ve sürekli düzeltmeler yapma külfetini katlanmak zorunda kalınmaması, çok nadir yaşanabilecek bir durumdur. Zaten başlarda o yüzden piyanoda tek başına çalışır insan ve şarkıcılar kendi parçalarını, özellikle de final kısmını hep beraber çalışıncaya kadar da bütün çalgıların katıldığı bir prova asla yapılmaz. Ama burada tam tersi oldu. Roller yeterince çalışılmamış, şarkıcılar piyanoda prova yapmamış ve final toplu halde çalışılmamıştı; buna rağmen ilk perdenin provası bütün orkestrayla birlikte yapıldı, sırf daha baştan beğenilmesin, insanların gözünde kötü bir izlenim oluşsun diye… Orada bulunan kimse, yüzü kızarmadan bunun gerçek bir prova olduğunu söyleyemez. Bu sevimsiz davranışlarda bulunanları kendi vicdanlarıyla baş başa bırakıyor ve onlardan burada söz etmek istemiyorum. Tanrı onları affetsin.
Provadan sonra Affligio bana, “İyi aslında ama şurası burası fazla tiz olmuş, o yüzden burada ve şurada bazı değişiklikler yapmak gerek,” gibi şeyler söyledi; “Sadece şarkıcılarla konuşmak istiyorum,” dedi. Majesteleri artık iki hafta içinde burada olacağından, Affligio da operayı dört ya da en geç altı hafta içinde sahnelemek niyetindeydi. Böylece her şeyi yoluna koymak için zamanının olacağını ve benim artık buna kafa yormam gerekmediğini söyledi. O verdiği sözü tutarmış ve her konuda da verdiği her sözü tutacakmış. “Yeni bir şey değil ki bu, başka operalarda da değişiklikler yapılıyor,” dedi bana.
Bunun üzerine sadece, şarkıcıların istediği şeyler değiştirildi ve birinci perdeye iki yeni arya eklendi; ama bu sırada da La Caschina74 sahnelendi. Bu arada söz konusu süre doldu ama ben Affligio’nun başka bir opera için rol dağılımı yaptırdığını duydum. Hatta etrafta Affligio’nun operayı sahnelemeye hiç niyeti olmadığı söylentileri de dolaşıyordu; zaten Affligio da, şarkıcıların operayı söyleyemeyecekleri söylentisini yayıyormuş. Oysa şarkıcılar daha önce operayı güzel bulmakla kalmamış, bir de göklere çıkarmışlardı.
Bu türden saçmalıklara karşı kendimi garantiye almak için, oğlumun Baron van Swieten’ın evinde, Spork Kontu’nun, Bragança Dükü’nün ve başka müzikseverlerin de bulunduğu bir toplantıda, piyanoyla operanın tamamını çalması gerekti. Affligio ve şarkıcıların mazeretlerine herkes çok şaşırdı. Hepsi çok etkilenmişti ve böylesine Hıristiyanlığa yakışmayan, böylesine uydurma ve böylesine haince bahaneleri anlamanın mümkün olmadığı konusunda hepsi hemfikirdi. Bu operanın bazı İtalyan operalarına tercih edilebileceğini ve böylesine kutsal bir yeteneği teşvik etmek yerine entrikalar yapıldığını ve bununla da, hak ettiği saygınlık ve şansı elde etme yolunda ilerleyen oğlanın açıkça önünün kesilmek istendiğini düşünüyorlardı.
İşin aslını öğrenmek için opera yöneticisine gittim. O da bana, operayı sahnelemeye kesinlikle karşı olmadığını söyledi. Kendi çıkarını düşündüğü için onu ayıplayamayacağımı; bazılarının onu, operanın beğenilmeyebileceği konusunda şüpheye düşürdüğünü belirtti. Bunun üzerine Caschina ve bir de Buona figliuola75 ile bir deneme yapmaya karar verdiğini; ama hemen ardından çocuğun operasını sahneleyeceğini söyledi. Eğer opera beklediği gibi beğeni toplamazsa en azından elinde diğer iki yapıt olacaktı. Ben de Viyana’da çok uzun süre kaldığımı öne sürdüm. “Ee ne olmuş yani! Sekiz gün az ya da çok olmuş ne fark eder?” diye karşılık verdi. “Tarihi hemen öne alacağım”. Carattoli’nin aryaları değiştirilmişti, Caribaldi’yle her şey düzeltildi, aynı şekilde Poggi ve Laschi’yle de öyle. Herkes özellikle Affligio’nun itiraz etmek için hiçbir nedeni olmadığı konusunda benim hep içimi rahatlatıyor, sonuçta her şeyin sadece Affligio’ya bağlı olduğunu söylüyordu. Bu sırada aradan bir aydan daha uzun bir zaman geçti. Kopist bana, değiştirilmiş aryaları kopyalama talimatının henüz gelmediğini söyledi. Buona figliuola’nın provasında Affligio’nun yine başka bir operayı öne almak istediğini de duyunca, gidip ona sordum. Bunun üzerine Affligio, benim ve şair Coltellini’nin gözleri önünde kopiste her şeyin iki gün içinde dağıtılması ve orkestranın operayı en geç on dört gün içinde prova etmesi talimatını verdi.
Ama benim zavallı yavrumun düşmanları (Artık kimse onlar!) planların suya düşmesine neden oldu. Aynı gün kopist, yazmayı kesme talimatı aldı. Birkaç gün sonra da Affligio’nun, çocuğun operasını hiç sahnelememe kararı aldığını öğrendim. Ama bundan kesin emin olmak istediğim için kendisine gittim ve yanıtımı aldım: Affligio şarkıcıları toplamış, şarkıcılar operanın benzersiz bir bestesi olmakla birlikte, teatral olmadığını, dolayısıyla kendilerinin sahneleyemeyeceğini belirtmişler. Bu sözler benim için anlaşılır gibi değildi. Zira şarkıcılar daha önce yere göğe sığdıramadıkları bir eseri, şimdi hiç yüzleri kızarmadan küçümsemeye cesaret edebilir miydi gerçekten? Oğlanı yüreklendiren onlardı, Affligio’ya eserden övgüyle söz eden de bizzat onlardı zaten. Ona, oğlanın operayı yazmak için gösterdiği böylesine büyük bir çabanın boşa gitmesini nasıl bekleyebileceğini sordum. Ona, oğlumun yaptığı işleri anımsattım. Kendisinin bizi dört ay boyunca oyaladığını ve bunun bize 160 duka’dan fazla masrafa sebep olduğunu söyledim. Boşa harcadığım zamanı da anımsattım ve Doktor Laugier’nin aracılığıyla söz verdiği 100 duka ile diğer masrafları da kendisinden tahsil edeceğimi belirttim.
Benim bu haklı talebime karşılık, Affligio bana anlaşılması mümkün olmayan bir yanıt verdi. Utanmazlığının kanıtı olan bu tavrıyla, her nasılsa tüm bunlardan paçayı kurtarmanın yolunu