Mozart. Büke Aydın

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Mozart - Büke Aydın страница 9

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Mozart - Büke Aydın

Скачать книгу

ve Nannerl’ın hastalıkları aileyi endişeye sürüklemiş, önceki gezilerde olduğu gibi, Leopold Mozart, dostu Hagenauer’den, adağını yerine getirmek için, kilisede missa okutmasını rica etmişti. 22 Şubat 1764 tarihli mektupta yer alan şu satırlar, Leopold Mozart’ın oğlunun Tanrı’nın bir lütfu olduğuna yönündeki inancının kuvvetini göstermesi açısından oldukça ilginç: “Her şeyi Tanrı’nın merhametine bırakıyorum. Dünyaya gönderdiği doğanın bu mucizesini burada bırakmak ya da yanına almak, onun merhametine kalmış.”33

      Paris’te geçen aylar, Wolfgang’ın müzikal gelişimi üzerinde de etkili olmuştu. Her dönemdeki gibi, o tarihlerde kentte operanın önemli bir rolü vardı. Ancak bir çocuğun opera bestelemesi söz konusu olmadığı için, çalgı müziğinin önde gelen isimlerinin yapıtlarını tanıma fırsatı yakalamıştı. İlginç bir rastlantı sonucu Paris’te öne çıkan besteciler olarak anılan Johann Schobert ve Johann Gottfried Eckard da Alman kökenliydi. Özellikle Schobert’in keman eşlikli piyano sonatları daha çok amatör müzisyenler düşünülerek bestelenmişti. Wolfgang’ın Paris’te bastırdığı ilk yapıtlarda bu etki kendini güçlü olarak hissettirir. Kentteki dinî müzik, Leopold Mozart’ı çok etkilemişti. Bunları oğlunun dinlemesi ve onlardan ders alması için sık sık ayinlere gidiyorlardı. Yapıtların solo bölümlerini sıradan bulan Leopold Mozart, koroları beğenmişti.

      Londra

      Tüm aile için ilginç geçen Paris günleri 10 Nisan 1764’te sona erdi. Hedef bu kez Kıta Avrupası’nın dışındaki İngiltere’ydi. 1757’ye dek Handel’in müzik yaşamına tam anlamıyla hâkim olduğu Londra, pek çok yönüyle kıta Avrupa’sından ayrılıyordu. 23 Nisan’da Londra’ya ulaşan aile, öncelikle kıyafetlerini İngilizlere uydurma gayreti içine girmiş, Leopold Mozart, Hagenauer’e, kendilerine de gülünç gelen kıyafetleri anlatmadan geçememişti. Karısının ve Nannerl’ın şapkasını, Wolfgang’ın ve kendisinin elbiselerini dostunun görmesini çok isterdi. Ayrıca Paris’ten Londra’ya yolculuk etmenin bir hayli masraflı olduğundan yakınıyor, kendini varlıklı sanan bir kişinin bile bu geziyi gerçekleştirdikten sonra kesesinin tümüyle boşalacağını vurguluyordu.34 Ancak Paris’in aksine, Londra’ya varışlarından dört gün sonra, Wolfgang, İngiltere Kralı’nın huzurunda çalmış, tüm aile sarayda büyük bir samimiyetle karşılanmıştı. Bu durum Leopold Mozart’ı fazlasıyla mutlu etmişti: “Majesteleri Kral ve Kraliçe’nin bize gösterdikleri yakınlığı tanımlayabilmem olanaksız. Kısaca söylemek gerekirse ikisinin yakın davranışları ve candan yaradılışları, bize karşımızda İngiltere Kral ve Kraliçesinin bulunduğunu düşündürtmedi; aslında bütün saraylarda nazik ağırlanmıştık; fakat burada karşılanma biçimimiz hepsini geride bıraktı. Kabulden sekiz gün sonra St. James Parkı’nda gezmeye çıkmıştık; o sırada Kral, yanında Kraliçe’yle birlikte arabayla geldi; üstümüzde başka giysilerin bulunmasına karşın bizi yine de tanıdılar; yalnız selamlamakla da yetinmediler; Kral pencereyi açtı, başını dışarı çıkardı, geçip giderken bizleri, özellikle de Bay Wolfgang’ı35 gülümseyerek, başını ve ellerini sallayarak selamladı.”36

      Londra’da saraya bu denli çabuk ulaşmalarının gerçek nedeni tam olarak bilinemiyor. O tarihlerde Büyük Britanya ve İrlanda tahtında Hannover Elektörü Kral III. George ve Kraliçe Sophie Charlotte vardı. Her ikisi de Alman asıllı oldukları için, Wolfgang’a yakınlık göstermiş olmaları, üzerinde durulması gereken bir nokta olmakla birlikte, Mozart’ların Londra’ya gelişlerinden sarayın bu kadar çabuk haberdar olmasında başka etkenler de rol oynamış olmalı. Pek çok müzik tarihçisi, Melchior Grimm’in 1 Aralık 1763’te, Paris’te yayımladığı yazının en büyük etken olduğu konusunda hemfikir. Tüm Avrupa’nın soylu kesimi tarafından izlenen Grimm’in dergisinde çıkan makale, Mozart ailesi Londra’ya gelmeden yaklaşık beş ay kadar önce İngiltere’de Wolfgang’ın yeteneği konusunda bir fikir oluşmasını sağlamıştı. Aslında o tarihlerde üstün yetenekli olduğu iddia edilen çocukların Avrupa kentlerini gezmeleri sıkça rastlanan bir durumdu. Önceki yıllarda Londra, bu tip “harika çocuk”ların verdiği konserlere sahne olmuştu. Wolfgang’dan bir yıl önce Gottfried Palschau adında bir çocuk, önüne konulan her notayı çalma iddiasıyla kente gelmiş, ardından altı yaşındaki Cassandra Frederick, Scarlatti ve Handel’in yapıtlarını kusursuz yorumlamasıyla dikkat çekmişti. John Crosdill adlı dokuz yaşındaki bir başka harika çocuğun ise viyolonsel çalışıyla kimsenin boy ölçüşemeyeceği öne sürülüyordu.37

      Wolfgang’ın İngiliz Sarayı’na kabul edilmesinde, o tarihlerde Londra müzik yaşamında söz sahibi olan Johann Christian Bach’ ın38 da etkili olduğu bazı kaynaklarda yer almaktadır. Mozart’ın tüm yaşamı boyunca en çok etkilendiği kişilerin başında gelen Johann Christian Bach’la ne zaman tanıştığı kesin olarak bilinmemekle birlikte, bunun saraydaki kabuller sırasında ya da hemen sonrasında gerçekleşmiş olması akla yatkın görünüyor. Ancak büyük olasılıkla davet öncesinde, kraliçenin müzik öğretmeni olan Johann Christian’a, bu yetenekli Alman çocuk hakkındaki düşünceleri sorulmuştu.

      Leopold Mozart, yeni ulaştıkları bu kentte, saraya kabul edilmelerinin ardından, çocuklarının halk önünde çalmaları için gerekli girişimlere başlamıştı. Kral’ın huzurunda çalmanın onuru fazla olabilirdi ama maddi olarak III. George’un verdiği meblağ tatminkâr sayılmazdı. Bu nedenle 9 Mayıs 1764 tarihli Public Advertiser adlı gazetede yer alan bir haberde viyolonselci Carlo Graziani için verilecek yardım konserinde çalacakların arasında, henüz yedi yaşında olan, doğanın gerçek bir mucizesi olarak tanımlanabilecek “Master Mozart”ın da bulunduğu bildiriliyordu. Önüne konulan her şeyi ilk bakışta çalabilen bu çocuk aynı zamanda dinleyenleri hayrete düşüren besteler de yapıyordu.39 17 Mayıs günü gerçekleşmesi planlanan konser, 22 Mayıs’a ertelenince, Wolfgang, bu dinletiye katılamamış ve hasta olduğu anons edilmişti. Gerçek neden büyük olasılıkla, iki gün önce, 19 Mayıs’ta Kral’ın önünde yeniden çalmasıydı. Ayrıca çocuk bu yoğun konser trafiğinden yorgun düştüğü için kendini hasta hissetmesi de son derece olağandı.

      Saraydaki ikinci konser daha başarılı geçmişti. Leopold Mozart, oğlunun gösterdiği performanstan çok hoşnuttu. Bu kez yalnızca piyano değil, org da çalmış, ayrıca Kraliçe’ye ve bir flütçüye eşlik etmişti. Kral, Wolfgang’ın önüne Bach40, Abel41 ve Handel’in notalarını koymuş, çocuk ilk kez gördüğü bu eserleri hiç yadırgamadan çalmıştı. Leopold Mozart, 28 Mayıs tarihli mektubunda, dostu Hagenauer’e Wolfgang’ın ikinci saray konseri hakkında ayrıntılı bilgi verdikten sonra, büyük bir gururla şu satırları eklemişti: “Tek bir kelimeyle, Salzburg’u terk ettiğimiz zaman Wolfgang’ın bildikleri, şimdikinin çok zayıf bir gölgesi gibi kalıyor.”42 Ayrıca piyano başındaki Johann Christian Bach’ın bir trio’sunu çaldıklarını, oğlunun hemen her gün Salzburg’daki dostlarını sorduğunu ve en kısa sürede bir opera bestelemek istediğini de bildirmişti. Özellikle opera konusunun bu denli erken bir tarihte Wolfgang’ın aklını kurcalamaya başlaması ilginçtir. Londra’da kaldıkları süre zarfında, özellikle sonbahardan sonra, çocuğun Johann Christian Bach ve onun yakın çevresinden opera konusunda bilgi aldığı gerçek olsa da, Mayıs sonunda opera bestelemek istemesine inanmak biraz zor.

      Wolfgang ve Nannerl’ın Londra’da halk önünde verdikleri ilk konser, 5 Haziran günü gerçekleşti. Leopold Mozart, yaz başında kentte fazla kimse kalmadığı bir tarihte düzenlenen konserin tanıtım yönünden çok etkili olamayacağını düşünmekle birlikte, bir an önce çocuklarını tanıtmak istiyordu. Konserden bir gün önce Kraliçe’nin doğum günü olduğu için, dinletiye ilgi iyice azalmıştı. Ancak

Скачать книгу