RAUF VE 2125’LILER KULÜBÜ-GELECEGIN ANAHTARLARI. AYDIN ALMILA
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу RAUF VE 2125’LILER KULÜBÜ-GELECEGIN ANAHTARLARI - AYDIN ALMILA страница 7
Delturude bir yandan konuşmasını sürdürürken bir yandan da beraberinde getirdiği tohumları almak için odasına doğru hareketlendi. Üst kattan gelen sesi evin her yanından duyuluyordu. “Nereye koydum ben bu tohumları? Hah, işte buradalar galiba. Aaa, bunlar da ne böyle benim tohumlarıma karışmışlar! İreneee… Şu eşyalarına sahip olmayı ne zaman öğreneceksin sen? Oğlan çocuğundan hiç farkın yok!”
İrene, annesinin söylenmeyi sürdüreceğini anlayınca, ağzında bir şeyler geveleyerek üst kata çıktı. Rauf, kuzininin arkasından bakarken, bu akşam ilk defa kendini iyi hissetti. İrene’den olabildiğince uzak durmalıydı. En azından içinden gelen bir ses öyle diyordu.
5. BÖLÜM
BAŞ BELASI KUZİN
Rauf ertesi sabah uyandığında başı çatlayacakmış gibi ağrıyordu. Gece boyunca birbirinden kötü kâbuslar görerek sabahı etmişti. Kimseye görünmeden bir an önce kendini evden dışarı atmak istiyordu. Oysa tam kapıdan çıkacakken annesi Rauf’u, “Bugün okula birlikte gidiyoruz.” diyerek durdurdu.
Rauf bir yandan neler olup bittiğini anlamaya çalışırken bir yandan da, “Gerek yok, bisikletimin enerji kapsülü dolu.” gibisinden bir şeyler geveledi.
Annesi, “Saçmalama Rauf! Hiç olur mu öyle şey!” diye itiraz etti.
Elindeki el örgüsü çantasıyla Delturude teyze, “İşte bu harika!” deyip şen bir kahkaha attı. “Senin bisikletine ikiniz sığamazsınız.”
Rauf’un annesi, “Hem kızcağızı okula başlayacağı ilk gün yalnız bırakacak hâlimiz yok.” diye ekledi.
Rauf neye uğradığını şaşırmıştı. Kıpkırmızı bir suratla bir şeyler gevelemeyi sürdürdü. “İrene’nin okula gideceğini bilmiyordum.”
Delturude teyze bu kez daha yüksek bir sesle kahkaha attı. “Ayy, çocuk sevinçten kıpkırmızı kesildi! Modern hayata uygun yaşamamız gerekiyor artık. Okul şart! Hem böylece belki biraz yabanilikten de kurtulur.”
İrene ise annesinin hemen arkasında durmuş sinsice sırıtıyordu. Rauf’un başına sakız yapıştırmaktan öte belalar açmaya kararlı görünüyordu.
“Hadi artık, oyalanmayı bırakın da bir an önce yola koyulalım.” Rauf’un annesi aceleyle kapıyı açıp kendini bahçeye atmıştı bile.
Rauf başına gelenlere inanamıyordu. Hayatı gittikçe kötüleşiyordu. Oysa daha birkaç ay önce her şey ne kadar güzeldi. Yaz tatili, barakadaki ilk toplantıları… Babasının huysuzluklarını dert edecek kadar sersem davranmıştı. Şimdi düşününce, birkaç ay öncesine dönmek için neler vermezdi. Sonra birden kendisini midesinin ortasına bir yumruk yemiş gibi hissetti. Baraka, diye düşündü. İrene’nin barakadan da toplantılardan da haberi olmamalıydı. Yoksa Rauf’un sonu gelmiş demekti!
Okulun önüne vardıklarında annesi Rauf’a döndü. “Teyzenle ben, İrene’nin kaydını yaptırırken, sen de kuzinini arkadaşlarınla tanıştır.” dedi. “Yalnız kalmasını istemeyiz, değil mi? İrene’nin, arkadaşlarını çok seveceğine eminim. Hem şu sizin…”
Rauf, bu kez boğazının sıkıldığını hissetti. Evet, kesinlikle nefes alamıyordu. Belki de okula giderken arabada uyuyakalmıştı ve korkunç bir kâbus görüyordu. İrene’nin bakışlarını üzerinde hissedince, uyumadığını anladı. Kuzini sırıtıyordu; çok eğleniyor olmalıydı. Rauf’un hayatını karartma planını başarıyla uyguluyordu!
Rauf bir an önce annesini susturmalıydı, çünkü Rita’nın her şeyi açık etmeye kararlı bir hâli vardı. “Tamam anne!” diyerek atıldı, sesinin tonunu ayarlayamamıştı. Ardından sesini yumuşatarak, “Sen merak etme!” diye ekledi.
Kendini hızla arabadan dışarı attı, evden çıkarken arkaya yüklediği bisikletini de indirmeyi unutmadı. İrene’yi giriş kapısının yakınında bırakıp, bisikletini park etmek için okulun arkasına doğru yürüdü.
Geri döndüğünde kuzinini bıraktığı yerde buldu. Görünürde arkadaşlarından hiçbiri yoktu. İrene’yle bir başına kalakalmıştı. Korkunç giysisi ve giysisinden de korkunç saç kesimiyle kuzini sırıtmayı sürdürüyordu. Rauf kapının açılmasını beklerken kendilerine kuytu bir köşe seçti. Eğer tanıdık birileriyle karşılaşmazlarsa, İrene’yi kimseyle tanıştırmak zorunda da kalmazdı. Sabahları herkes uyurken evden çıkarsa, okula kuziniyle birlikte gelmezdi. Neyse ki annesi kulüpten söz etmeden onu susturmayı başarmıştı. İrene’nin hiçbir şeyden haberi olmamalıydı. Belki de henüz her şey bitmemişti.
İrene, sanki aklından geçenleri okuyormuş gibi Rauf’a baktı. Bir anda öfkeyle, “Sen beni hiç dert etme!” diye atıldı. “Seninle ve sersem arkadaşlarınla vakit geçirmeyi hiç istemiyorum. Hem benim yapacak daha önemli işlerim var.”
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.