Muhteşem Ressam. James Arthur Anderson
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Muhteşem Ressam - James Arthur Anderson страница 4
“Bu çapta büyük olan işinle,” diye konuştu Ser Piero öğüt verir bir tavırla, “cebine gelen parayı durmaksızın harcamasaydın şimdiye dek mutlaka refaha kavuşmuş olurdun!”
Verrocchio, kendisini dedikoduların odağına taşıyan talihsiz kişisel meseleye karşı omuz silkmekle yetindi ve saldırıya karşılık verdi. “Eğer Leonardo’nu benim atölyeme getirme konusunda ısrarcıysan,” dedi, “iki seçenekten biri olacaktır; ya bir kalfa olarak kalacak ve ayda en fazla iki florini ve gece yatacak bir yeri olacak ya da kendi başına yola çıkmaya kalkışacak ve hiçbir şey kazanamayacak! Hatta hiçbir şeyden bile azını kazanacak!”
“Hiçbir şeyden az mı?” diye sordu Ser Piero gülümseyerek. “Bu nasıl mümkün olabilir?”
“Çok basit!” diye cevap verdi sanatçı. “Teslim ettiğinde elli florin ödeneceğine söz verilen bir tablo siparişi alacak. Tablonun çerçevesi ve altın kaplaması için otuz florin, çalışanlarının maaşları için on beş florin ödemesi gerekecek. Bütün bunlar kırk beş florin eder. Sonra, resim tam bitmek üzereyken siparişi veren kişi işçilikte veya kompozisyonda bir kusur bulacak ve bir metelik bile ödemeyi reddedecek. Fındık ayıklamak kadar basit!”
“Fakat Pollaiuoli gibi adamlar yüklü miktarda para kazanıyor olmalı!” diye itiraz etti Ser Piero.
“Pollaiuoli elbette kazanıyor!” diye haykırdı Andrea. “Antonio Pollaiuolo beş florin için San Michele’nin heykeline bronz bir kuyruk takar! Ben işini seven gerçek sanatçılardan söz ediyorum!” Bunun üzerine sanatçı, Tista’nın San Salvi Vallombrosa rahipleri için çizmeyi henüz bitirdiği İsa’nın Vaftizi tablosu üzerine yaşadıklarının hikâyesini anlatmaya başladı. Tabloyu tozdan koruyan örtüyü kaldırdı.
“Karşılaştır Ser Piero,” dedi, önce Tista’nın tamamlanmış meleklerine, sonra kendi melek başı eskizine bakıp dilbaz bir hal alarak. “Bitmiş çalışmayla reddedilmiş çizimi karşılaştır Ser Piero! Tista’nın meleklerinin ustalıkla yukarı doğru, kim bilir neye olan bakışlarını fark et! Vaftizcinin göğsüne doğru bakan ikinci melekteki tutkulu sureti fark et! Lakin San Salvi’nin iyi rahipleri Tista’nın yaptığı işten çok memnunlar, benim zavallı meleklerimin yere bakan gözlerini ise dindar bir korkuyla karşılıyorlar!”
“Off!” diye nefes verdi Ser Piero da Vinci, nefesini daha öfkeli şekilde verebilmek için yanaklarını iyice şişirerek.
“Tanrım!” diye haykırdı Verrocchio ürperti içinde. “Bundan sonra bir daha asla boyaya dokunmayacağım!”
“Sakin ol sevgili dostum,” diye ısrar etti avukat. “Bir sonraki siparişini alana dek bekle.”
Sanatçı, atölyesinde birkaç volta attı ve avukata doğru döndü.
“Bir sonraki siparişe kadar beklememi mi söylüyorsun?” dedi çaresizce. “İncir ağaçları zeytin verene, rahipler mantıklı olana dek bekleyeyim öyleyse! Bana getireceği faydasına bakarsak bir sonraki siparişimi Arno’ya fırlatabilirim!” Boğazını temizleyerek yere tükürdü.
Ser Piero nazikçe davranılması gereken sabırsız müşterilerle uğraşmaya alışıktı ve insanları mantıklı davranmaya çekmeyi iyi biliyordu. “Andrea,” dedi, “bana kalırsa resmindeki İsa da Vaftizci de ustan Alesso Baldovinetti’nin kendine özgü sertliğini taşıyor gibi görünüyor. Bu figürler senden çok Pallaiuolo’nun eseri gibi, senin çoktan kazandığın itibar ve zarafet onlara yansımamış gibi görünüyor. Bana doğruyu söyle, başrahiple tartışmadan önce bu resimden çoktan bıkmamış mıydın?”
Andrea yere bakarak somurttu, ardından açık bir hayranlıkla gözlerini arkadaşına çevirdi.
“Piero,” dedi, “sen gerçekten de zeki bir adamsın ve söylediklerin çok doğru. İsa’nın Vaftizi yorumum uzun zamandır beni tatmin etmiyor.”
“Şimdi,” diye devam etti Ser Piero, “yeni bir sipariş aldığını düşün. Şimdiki ustalık ve tecrübenle tertemiz başlayabileceğin bir sipariş! İlgini çeken bir konuda olduğunu düşün bir de, mesela İsa’nın Doğumu veya Beşaret tablosu! İnan bana o zaman aldığın siparişi Arno’ya atmak yerine, yirmi yaşındaki genç bir adamın hevesiyle kendini işine adarsın.”
Bu sözler üzerine Andrea Verrocchio utangaç bir şekilde gülümsedi ve patavatsızlık yaparken yakalanmış bir çocuk edasıyla bir yığın çizimi kaldırıp aralarından bir eskiz çıkardı. “Monte Oli-veto rahipleri için yapılacak bir Beşaret tablosu üzerine bazı söylentiler var,” diyerek çıkardığı eskizi Ser Piero’nun ellerine bıraktı.
Uzun ve alçak bir bahçenin eskiziydi yaptığı. Bahçenin içinde diz çöken iki figür vardı. Melek Cebrail, taşıdığı haberin büyüklüğüne yakışan şekilde diz çökmüştü ve gözleri Meryem Ana’nın yüzüne kilitlenmişti. Kutsal Annemiz de tarifsiz şekilde tatlı ve zarif görünen bir tevazuyla dizlerinin üzerine çökmüştü. Ser Piero derin bir nefes aldı. Bu resimde ruhundaki tüm iyi şeylere hitap eden bir sadelik vardı.
“Görüyorsun,” dedi Verrocchio, “San Gabriello’yu yukarı bakarken çizdim, bu resimde hiçbir sapkınlık olamaz!”
“Dediğin gibi,” diye yanıtladı Ser Piero, “hiçbir sapkınlık kuşkusu olamaz! San Gabriello gerçekten de iyi bir melek!”
Bir süre sessiz kaldılar. Ser Piero resmi kol mesafesinde tutuyordu, sanatçı ise dikkatle onu izliyordu. Nihayetinde avukat iç geçirerek resmi geri verdi.
“Bu resme ne yaptığını bilmiyorum Andrea,” dedi. “Daha önce gördüğüm hiçbir şeye benzemiyor ve gerçekten çok güzel. Şimdi, Leonardo hakkında konuşalım!”
Andrea ayağa kalktı ve bir şişe yıllanmış Chianti ve birkaç bardak getirdi, çünkü iş konusu arkadaşça sohbetlerden farklıydı ve bir bardak şarap eşliğinde tartışılmalıydı. Bardakları doldurdu, kendisininkini ışığa tuttu, boğazını temizledi ve konuşmaya başladı.
“Ressam hayatı zor bir hayat. Bir ressam, zanaatkârların tüm sıkıntılarını çeker. Oraya ya da buraya gitmesi emredilebilir, fırçasının her vuruşunda işine karışılabilir. Bunun ötesinde, düzenli bir mesleğin sabit geliri ressamlara uzaktır. Leonardo’dan başka oğlun yok, neden onu kendi mesleğinde eğitmiyor, yapmaya değer bir meslekte başarılı olma imkânı sunmuyorsun?”
“Leonardo ne Latinceyi biraz olsun biliyor ne de hukuk çalışmak için en temel ve gerekli olan itinaya sahip.”
Verrocchio sordu: “Eğer dediğin gibi Medici üzerinde nüfuz sahibiysen neden Piero de Medici’yi Leonardo için bankada bir iş bulmaya ikna etmiyorsun?”
Ser Piero yanıtladı: “Leonardo’nun iş hayatı konusunda hiçbir yeteneği de Messer Lorenzo’nun hoşnutluğunu kazanmaya yetecek bir bilgi birikimi de yok.”
“Eğer Leonardo’nun iş konusunda da eğitim konusunda da hiç yeteneği yoksa ona neden gümrükte bir iş bulmuyorsun? Orası nüfuzu olup yeteneği olmayanlar için kaçış noktası haline gelmiş gibi görünüyor.”
“Çocuğun