Türk Tarihi. Necib Âsım Yazıksız

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Türk Tarihi - Necib Âsım Yazıksız страница 20

Жанр:
Серия:
Издательство:
Türk Tarihi - Necib Âsım Yazıksız

Скачать книгу

İlçi Han makamına geçti ve o dahi uzun bir zaman kabilesine başkanlık yaptıktan sonra Dibbaku Han, ondan sonra oğlu Kuyuk Han başa geçip yönetmişlerdir. Kuyuk Han dahi birçok seneler yaşadıktan sonra vefatında Alınça Han yerine geçti. Bunun zamanında hükûmet ettiği bölgeler olağanüstü bayındırlık kazandığı gibi putperestlik ortaya çıktı. Alınça Han’ın birbirine çok benzeyen iki oğlu olup birinin adı Tatar diğerinin adı Moğol idi. Alınça Han hayatında hükmü altında bulunan yerleri iki oğluna taksim etti.

      Bu Tatarlar yetmiş üç bin boy oldukları hâlde uzunca bir zamanda bir Han idaresinde bulunup sonra pek çok kollara ayrıldılar. Ve bir kısmı Hıtay hududuna yerleşerek onlarla harp ede ede buyruğu altına girdiği gibi, bir kısmı da Ikrak Müren yahut Yenice dedikleri nehir sahilinde yayıldılar.

      Tatar Han ölünce Han’ın terk ettiği ülkede bir müddet hüküm sürdükten sonra oğlu Yuga (Yuka) Han yerine geçti. Ve o dahi uzun müddet yönettikten sonra vefat ederek oğlu Yelince Han ve onun vefatından sonra oğlu Yelsalı Han, ondan sonra oğlu Atsız Aksur (Akçur) Han ondan sonra oğlu Ordu Han hanlık makamına geldiler. Zamanında Hıtay taraflarına doğru mülkü genişledi. Ve Turan tarafına doğru sefere çıktı. Vefatından sonra oğlu Bay-du Han yerine oturdu. Ve bunun zamanına kadar Moğol ile Tatar evladı arasında bir çekişme olmamıştı. Ve her biri kendi ataları tarafından verilen mülkte hükûmet etmekle yetinirlerdi. Az önce adı geçen Han fikir ve tedbirden yoksun gafil bir kişi olduğundan gereksiz yere amcazadeleri Moğol evladı ülkesini işgal ve yağmaya kalkıştı. Ve onlar ile harp üzere iken vefat ederek oğlu Sevinç Han yerine geçti ve babasının zamanından miras kalan harp gailesini uzatıp şiddetlendirerek sonunda Moğollara galip geldiler. Dört yüz sene kadar evlat ve torunları Moğollar üzerinde nüfuz sahibi oldular ise de Ergenekon’dan çıkan Moğolların hücumlarıyla sonunda yok oldular.

      Moğollara gelince, Moğol Han babası ölünce Han’ın verdiği ülkede uzun müddet hükümdarlık yaptıktan sonra vefat ederek dört evlat bıraktı ki isimleri şunlardır: Kara Han, Uz Han, Guz Han, Kur Han’dır. Hayatında büyük oğlu Kara Han’ı kendine halef olarak tayin etmesi sebebiyle makamına o geçti. Zamanında yaz vakitlerinde Ulu Dağ ve Küçük Dağ’daki yaylaklarda ve kışları Karakum ve Sir yahut Yaksart suyu civarında kışlamak geleneği başladı. Ve Kara Han’ın büyük eşinden bir oğlu oldu ise de Moğollar arasında çocukları bir yaşına gelmeyince isim koyma geleneği olmadığından doğumundan bir sene geçince mu’tad bir düğün ve ziyafet tertip ederek Moğol beylerine: “Bizim bu oğlumuz bir yaşına geldi, buna bir ad koyunuz.” demesi akabinde çocuk, beylerden evvel cevaba başlayarak: “Benim adım Oğuz Kağan’dır.” dedi. Ve hazır bulunan büyük ve küçük cümlesi bir yaşındaki çocuktan bu sözü işittiklerine şaşırarak çocuğun kendine koyduğu ismi güzellikle kabul ettiler. Ve Oğuz büyüyünce babası Kara Han amcası Uz Han’ın kızını kendisine eş eyledi. Bu Oğuz Han, Hazreti İbrahim dinini bir vasıta ile öğrenerek kabul etmişti. Aldığı kıza da tevhidi teklif etti ise de reddedildiğinden o da kız ile birleşmekten sakındı ve babasına: “Oğlun kızı sevmiyor ve ayrı yatıyor.” diye haber verdiklerinde o da diğer amcası Guz Han’ın kızını alıverdi ve o kız dahi tevhiten sakınınca onunla da birleşmekten vazgeçti. Ve bir gün ava çıkmış idi. Diğer amcası Kur Han’ın kızını bir su kenarında çamaşır yıkayan birtakım fakir kızların yanında görerek çağırdı. Evvelce iki kız almış ise de dinini kabul etmedikleri için yatağına almadığını ve eğer dinine dâhil olursa kendisiyle evlenmek istediğini kıza anlattı ve o da “Sen ne dinde olur isen ben de o dinde bulunurum.” demesi üzerine, Oğuz babasına Guz Han’ın kızına da talip olduğunu anlattı ve babası Kara Han da bir büyük düğün kurarak evlendirdi. Bir gün Oğuz uzakça bir yere ava gitmiş idi. Kara Han da aşiret beylerini çağırıp sohbet esnasında Oğuz’un annesinden yani eşinden “Oğuz sonraki aldığı kızı sever ve evvelki aldığı kızlara asla iltifat etmez, acaba bunun sebebi nedir?” diye sual etmesi üzerine o da: “Gelinlerin daha iyisini bilirler, onlardan sual eyle” dedi. Onlara sorunca büyük gelini: “Bizi kendi dinimizden çevirmek ve kendisinin inandığı dine dâhil etmek istedi, biz kabul etmedik. Küçük gelin kabul etti, onun için onu çok sever.” dedi. Kara Han bu sözü işitince bütün beylerini çağırıp istişare etti ve Oğuz’u avda iken tutup öldürmeye karar verdiler ve Oğuz tarafına adam çıkardılar. Bu söz küçük gelinin kulağına gidince Oğuz’a derhâl adam göndererek durumu anlattı. Ve Oğuz da bunun üzerine etrafa adamlar göndererek “Atam asker tertip etmiş ve beni öldürmeye geliyorlar imiş. Beni seven bana, atamı isteyen atam tarafına ayrılsın.” diye ilan etti. Ahalinin çoğu Kara Han tarafına geçerek çok azı Oğuz Han’ın yanında toplandı. Kara Han’ın kardeşlerinin birçok oğulları ve torunları var idi. Cümlesi Oğuz Han tarafına geçtiler ve Oğuz Han onları Uygur olarak adlandırdı ve Kara Han ile Oğuz askeri birbiriyle çarpışınca Allah’ın hikmeti Oğuz galip geldi ve Kara Han kaçtı ve başına bir ok isabet ederek yaralamasından dolayı vefat etti.

      Oğuz Han yönetime geçmesiyle memleketinde bulunan ahaliyi de kendi dinine davet ederek icabet etmeyenleri öldürüp ve evlat ve torunlarını esir etti. Oğuz Han’ın yönetiminde kalarak davet ettiği dini kabul etmeyenlerin birazı da birtakım ufak hanlara tabi olarak tavaif-i müluk gibi oldular. 92 Oğuz Han, Moğol memleketinde her sene bunlar üzerine harp açarak memleketlerini zapt eder idi ve bunlardan kaçıp kurtulanlar “Cürcit”93 yani Çin civarında ve Hıtay ikliminin Temür Kazık tarafında ikamet eden Tatar Han’a iltica ederler idi. Bu dinî savaş on iki sene sürdü ve nihayet Oğuz Han, Tatar Han’a savaş açıp edip kazandığı büyük muzafferiyet sonucu olarak askerinin galip gelen eline birçok ganimet geçtiyse de mevcut olan atlar onları nakil için yeterli değil idi. Askerlerin içinde bir akıllı kişi var idi, o zat araba inşasını icat ederek diğerleri de ona bakıp birçok araba yaptılar ve mallarını arabalara yüklediler… Nihayet Oğuz Han yetmiş iki yıl Tatarlar ile savaşarak yetmiş üçüncü yıl onları da cebren dinine dâhil etti. Ondan sonra Hıtay’ı ve Çin’i, Tankut yani Tibet taraflarını ve Kara Hıtay’ı istila etti. Hıtay’ın doğu tarafında ve Tunguz (Tingiz-deniz) cihetinde sarp dağlar içine yerleşen Türk’ten birtakım kabileler oluşmuştu ve “İt Barak” isminde bir hanları var idi. Oğuz Han onlar üzerine de yürüyerek savaştı ve bu savaşta mağlup olup firar etti. Ve muharebe meydanının beri tarafında iki büyük nehir olup, birçok gün o iki su arasında bekleyerek firar eden askerinin arkasını aldı.

      Oğuz Han, İt Barak Han ile yapmış olduğu savaştan on yedi sene geçtikten sonra askerini toplayarak yine bahsedilen Han üzerine yürüdü. Muharebe esnasında katlederek mülkünü zapt edip dinini kabul edenleri affedip kalanların evladını esir edip kendilerini kılıçtan geçirdi.

      Oğuz Han, Moğol ve Tatar vilayetlerini tamamen bir araya topladıktan sonra bunlardan asker tertip ederek Taraz ve Sayram 94 ve Taşkent tarafına yürüdü. Semerkant ve Buhara hükümdarları başkaldırmak üzere asker tertip ettilerse de gözlerine kestiremediklerinden kalelere kapandılar ve adı geçen şehri altı ay kuşattıktan sonra zapt ile muhafızlara terk ederek Semerkant’a doğru yürüdü. Semerkant, Buhara ve Belh’i de zapt edip muhafızlara terk ettikten sonra Gur vilayetine hücum etti ve havalar soğuk olup Gur’un dağlarına kar yağmış idi.

      Gur vilayetini zapt edip kendisine bağladıktan sonra Kabil ve Gazze’yi zapt ile Keşmir üzerine yürüdü ve Keşmir’in o tarihte Yağma isminde bir şahı var idi. Keşmir dağları ve sularıyla kendisinde kuvvet göstererek Oğuz Han’a bir sene kadar karşı koymak istedi ise de nihayette mağlup olarak Keşmir, Oğuz

Скачать книгу


<p>92</p>

Abbasî Devleti’nin yıkılmasından sonra İslâm âleminde oluşan devletçikler. (ç.n.)

<p>93</p>

Çürçet memleketi.

<p>94</p>

Öküzlerin çektiği yirmi otuz yıl evvelki seyir arabalarına halk “sırık” arabası derdi. Hâlbuki Türkistan’ın bu şehrine nisbetle “Sayram” arabası olacaktır.