Abbasiler ve Abbasi Halifeleri. Hasan Yılmaz

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Abbasiler ve Abbasi Halifeleri - Hasan Yılmaz страница 9

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Abbasiler ve Abbasi Halifeleri - Hasan Yılmaz

Скачать книгу

divan ve sandalye yapımında şöhret kazanmışlardı. Dokuma sanayisinde perdecilik önemli bir yer tutmaktaydı. Vasıt, Âmid ve Musul bu endüstri kolunun merkeziydi.

      Diğer önemli bir endüstri kolu da çadırcılıktı. Basra bu sanayinin merkezi durumundaydı. Endüstri kuruluşlarının bir kısmı devlet, bir kısmı da özel teşebbüsün elinde bulunuyordu.

      Kâğıt Üretimini Çinli Esirler Öğretti

      Kâğıt ilk defa 105 yılında Çin’de üretildi. Araplar da kâğıt üretimini Çinlilerden öğrenmişlerdir. 751’de Talas Nehri kıyısında Araplarla savaşan Çin ordusu içinde kâğıt ustaları da bulunuyordu. Araplara esir düşen bu Çinliler, 756 yılında Semerkant’ta kâğıt imalathanesi kurdular. Kısa zamanda kâğıt, papirüs ve parşömenin yerini aldı. 795 yılında Bağdat’ta, daha sonraki yıllarda da Mısır, Kuzey Afrika ve Endülüs’te kâğıt imalathaneleri kuruldu. Avrupa kâğıt ihtiyacını Müslümanlardan ithal yoluyla karşılıyordu. Avrupa’da ise kâğıt imaline ancak 13. yüzyıldan itibaren başlanmıştır.

      Uluslararası Ticareti Gayrimüslimlerden Öğrendiler

      Müslümanların dünya ticaretinde söz sahibi oldukları dönem Abbasiler’in dönemi olmuştur. Ticaret başlangıçta Yahudi, Hristiyan ve Mecusi tüccarların elinde idi. Zamanla Müslümanlar da uluslararası ticareti öğrendiler ve çok geçmeden dünya ticaretinde söz sahibi oldular.

      Ticari hayatın gelişmesine halifeler de büyük önem verdi. Bu amaçla yol emniyetini sağlayacak önlemler aldılar. Kervan yolları üzerinde kuyular açtırıp kervansaraylar yaptırdılar. Bu sayede kara ve deniz ticareti kısa sürede gelişti. Bağdat, Basra, Kahire, İskenderiye ve Şam önemli ticaret merkezleri hâline geldi.

      Deniz ticaretinde Basra önemli bir yere sahipti. Arap tacirler genellikle Basra Limanı’ndan yola çıkıyor ve Hindistan şehirlerindeki önemli merkezlere uğruyorlardı. Çin ile deniz ticareti daha çok Çin gemileriyle yapılırdı.

      Dünyada emtia fiyatları Bağdat ve İskenderiye borsalarında belirleniyordu. Bağdat, uluslararası ticaretin merkezi gibiydi. Bu nedenle her şehir için bir pazar yeri ayrılmıştı.

      Sarraflar, Bankacılık Hizmeti Veriyorlardı

      Müslüman pazarlarının en vazgeçilmez unsuru sarraflardı. Sarraflar, 11. yüzyılda bankacılık hizmetlerini verir hâle geldiler. Bunlardan belirli bir yüzdeyle borç alınabildiği gibi, zaman zaman hükûmete de borç para veriyorlardı. O dönemde merkezi Bağdat’ta, şubeleri ülkenin diğer şehirlerinde olan sarraflar, çek ve kredi mektupları gibi gelişmiş bir sistem kurmuşlardı. Bağdat’ta yazılan bir çek, Fas’ta ödenebiliyordu. Basra’da tüccarlar paralarını sarraflara vererek onlardan çek alıyor ve çarşılarda ödemeleri bu çeklerle yapıyorlardı. Genellikle bu işleri gayrimüslimler yapıyordu.

      Zekâtı Devlet Topluyordu

      Abbasi Devleti’nde, Emevi Devleti’nde olduğu gibi zekât, haraç, cizye, öşür, fey, ganimetler ve örfi vergiler, devletin gelirlerini oluşturuyordu. Divanü’l Haraç ve Divanü’l Beytülmal tarafından yönetilen devlet gelirleri askerî ihtiyaçlara, yol, köprü ve sulama işlerine, halife, vezir ve diğer devlet adamlarının maaşlarına sarf edilirdi. Devlet gelirlerinin büyük meblağlara ulaşmış olması, aynı zamanda halkın yüksek bir refah seviyesine eriştiğini de göstermektedir.

      İslam tarihinde önemli değişikliklerin başladığı Abbasiler Devri’nde hilafet merkezinin Şam’dan Bağdat’a geçmesi, yalnız siyasi bakımdan değil, sanat ve kültür bakımından da büyük değişikliklere zemin hazırlamıştır. Abbasi halifeliğinin yükseliş devrinde Mezopotamya’da muhteşem şehirler kurulmuştur.

      İkinci halife Mansur’un planını bizzat çizerek kurdurduğu Bağdat şehrinden bugüne, geçmişinin parlak devrini hatırlatan hiçbir şey kalmamıştır. Moğol istilası sırasında şehrin tamamen harap olması, sonra da üstüne yeni Bağdat’ın inşa edilmesi, ilk Bağdat şehrini efsane diyarı hâline getirmiştir.

      ABBASİ HALİFELERİ

      EBU ABBAS EL SEFFAH (750-754)

      İlk Abbasi halifesi olan Ebu Abbas El Seffah, kesin doğum tarihi bilinmemekle birlikte 718-726 yılları arasında Humeyme’de doğdu. Emeviler’e karşı Abbasi ihtilalini başlatan İmam Muhammed b. Ali’nin oğlu olan Ebu Abbas, çocukluk ve gençlik yıllarını Humeyme’de ailesiyle birlikte geçirdi. Ağabeyi İmam İbrahim, Eme-vi Halifesi II. Mervan tarafından tutuklanarak Harran’a götürülürken ailesi mensuplarına kardeşi Ebu Abbas’ı veliaht tayin ettiğini söyledi ve ona biat etmelerini istedi.

      Ebu Abbas, Horasan’dan yola çıkan ihtilalcilerin Kufe’ye girmesinden bir ay sonra Ekim 749’da ailesiyle birlikte Kufe’ye geldi. Fakat şehirde pek sıcak karşılanmadı. Kufe’de duruma hâkim olan ve Hz. Ali evladını desteklediğini henüz açığa vurmayan Ebu Seleme El Hallal, Ehl-i Beyt’e mensup kişilerin kaldıkları yeri Horasanlılardan saklayarak gelişmeleri beklemeye başladı. Henüz Irak’ın merkezi Vasıt ile Emevi Hanedanı’nın merkezî eyaleti Suriye itaat altına alınmadığından ve dolayısıyla ihtilalin sonucu kesin olarak ortaya çıkmadığından Ebu Seleme yeni halifenin tespitini geciktirmeye çalışıyordu. Ebu Müslim Horasani’nin, adamları vasıtasıyla oyalandığını öğrenerek Hammame’deki Horasan ordusunun komutanlarına durumu haber verdi. Bunun üzerine Türkmenlerden 12 kişi derhâl Kufe’ye giderek Ebu Abbas’a biat ettiler. Böylece, ihtilalin hazırlanmasında ve başarıya ulaşmasında hiçbir rolü olmayan Ebu Abbas, 28 Kasım 749 Cuma günü Kufe Camii’nde ilk Abbasi halifesi olarak biat aldı. Minbere çıkarak hutbe okudu ve hâkimiyetin Abbasiler’in hakkı olduğunu İslam tarihinden örneklerle savundu.

      Ebu Abbas halife olduğunda Irak tam olarak Abbasiler’in denetiminde değildi. Şam’daki durum belirsizliğini koruyordu. Irak’ın merkezi Vasıt’ta Emevi Valisi İbn Hübeyre, Şiilerden yana tutum takınarak teslim olmayı reddetti.

      Emevi ordusuna öldürücü darbe 16 Ocak 750 tarihinde Büyük Zap Suyu kıyısında vuruldu. 10 gün devam eden savaşta Emeviler’in son halifesi Mervan yenildi. Böylece Abbasiler, Emeviler’in mirasına konmuş oldu. 26 Nisan 750’de Şam, Abbasiler’in eline geçti. Mervan kendisini takip eden Abbasi kuvvetleri tarafından Yukarı Mısır’ın Bûsîr köyünde yakalanarak Ağustos 750’de öldürüldü. Böylece Emeviler, ortaya çıktıkları coğrafyadan tamamen uzaklaştırıldılar.

      Ancak ele geçirilen topraklarda istikrar sağlanamadığı için tam hâkimiyet kurulamamıştı. Teslim olmamakta direnen Vasıt Valisi İbn Hübeyre, Hasan b. Kahtabe tarafından kuşatıldı. Hasan’ın bir sonuç alamaması üzerine Halife Ebu Abbas kardeşi Ebu Cafer’i yardıma gönderdi. Buna rağmen kuşatma on bir ay devam etti. Nihayet Mervan’ın ölüm haberinin gelmesi üzerine 750 yılı sonlarında İbn Hübeyre görüşmeye razı oldu. Yapılan görüşmeler sonunda teslim antlaşması imzalandı. Ancak şehir teslim olduktan sonra antlaşma şartlarına uyulmayıp başta İbn Hübeyre olmak üzere birçok kişi idam edildi.

      Ümeyyeoğulları İçin İsyan Çıktı

      Emevi iktidarından

Скачать книгу