Abbasiler ve Abbasi Halifeleri. Hasan Yılmaz

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Abbasiler ve Abbasi Halifeleri - Hasan Yılmaz страница 7

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Abbasiler ve Abbasi Halifeleri - Hasan Yılmaz

Скачать книгу

tercüme ettikleri eserlerin ağırlığınca altınla ödüllendirilmiştir. Bu çalışmalar sonunda ünlü tabip Hipokrat ve Galenos’un, filozof Eflatun ve Aristo’nun ve daha birçok bilginin eserleri tercüme edilerek insanlığın yüzlerce yıllık birikimi yeniden insanlığa kazandırılmıştır. İslam bilginlerinin en parlak devri de tercüme faaliyetlerinin yoğunlaştığı bu dönem olmuştur.

      Yaklaşık 750-850 yılları arasında bir asır devam eden tercüme faaliyetleri sonunda, müspet ilimler sahasında İslam dünyasında büyük âlimler yetişti. Bu bilginlerin yetişmesinde kütüphaneler de önemli rol oynamıştır. İlk kütüphane Bağdat’ta kurulmuş, bunu Basra ve diğer şehirlerde kurulan kütüphaneler takip etmiştir.

      Moğol istilasından önce ilim adamlarına ve halka hizmet veren 36 kütüphane vardı. Halifelerin desteğiyle kurulan saray kütüphaneleri zengin kitap koleksiyonlarına sahipti. Kaynaklara göre 9. yüzyılda Bağdat’ta 100 kitapçı dükkânı bulunuyordu.

      Müslümanlar sadece antik dünyanın eserlerini tercüme etmekle kalmamış, ayrıca hem dinî hem de pozitif ilimler sahasında değerli eserler yazmışlardır. Bu eserler Suriye, İspanya ve Sicilya yoluyla Avrupa’ya taşınarak Orta Çağ Avrupa’sının aydınlanmasına hizmet etmiştir.

      İslam Felsefesi Sistematize Oldu

      Emevi Devleti döneminde ortaya çıkan İslam tarihindeki ilk felsefi ekol olan ve aklı üstün tutan mutezile mezhebi, Halife Memun, Mu-tasım ve Vasık dönemlerinde en parlak devrini yaşamıştır ve Abbasi coğrafyasında taraftarlarını çoğaltmıştır. Mutezile mezhebinin Bağdat kolu, halifeler katında itibar kazanarak kendi görüşlerini devletin resmî mezhebi hâline getirmiştir. Özellikle Halku’l-Kur’an denilen Kur’an’ın yaratılışı sorusuna verdikleri cevaplar nedeniyle mutezile görüşlerini savunan bilginler halkın nefretini üzerlerine çekmişler ve Halife Mütevekkil döneminde sarayın gözünden düşmüşlerdir. Abbasi Devleti’nin son dönemlerinde ise etkileri tamamen kaybolmuştur.

      Abbasi yönetiminin ikinci yüzyılında ehlisünnet felsefesinin doğuşuna zemin hazırlanmıştır. Ebü’l Hasan El Eş’ari tarafından kurulan ehlisünnet kelamı giderek gelişmiş ve Bakıllani, İbn Fûrek, Abdül-kahir El Bağdadi, Cüveynî, Gazali, Razi gibi âlimlerin eserleriyle kökleşmiştir.

      Bağdat’ta oluşan Eş’ari ekolüne paralel olarak Maveraünnehir’de ehlisünnet felsefesinin ikinci ekolü olan Matüridilik ortaya çıkmıştır. Ebu Mansur El Matüridi tarafından kurulan Matüridi inanç sisteminin ortaya çıkışı ve yayılışı da Abbasiler zamanında olmuştur.

      Aynı şekilde Şia, Haricilik ve Cebriye mezhepleri de birçok kola bu dönemde ayrıldı. Hz. Osman’dan itibaren başlayan ve Hz. Ali dönemiyle devam eden siyasi kargaşa, Abbasiler Dönemi’nde de durmadı ve söz konusu mezhep mensupları, başlattıkları isyanlarla zaman zaman iç savaşlara da neden oldu.

      İslam’ın ilk düşünürleri daha çok, “büyük günah işleyenin dinî ve hukuki durumu”, “kader, kaza ve irade hürriyeti” gibi konular üzerinde akıl yürütmüşlerdir. Harun Reşid döneminde de kelam ilmi, İslami ilimler arasında bağımsız bir ilim dalı olarak ortaya çıkmıştır.

      İkinci Abbasi Halifesi Mansur’un kâtibi olan Abdullah b. Mukaffa, Aristo’nun Organon adlı mantık külliyatının ilk üç kitabı ile Porfirios’un İsaguci isimli eserini tercüme ederek mantık bilimini, bir metodoloji olarak İslam kültür dünyasına kazandırmıştır. Daha sonra başta Kindî, Farabi ve İbni Sina olmak üzere Müslüman mantıkçılar bu alanda özgün eserler kaleme almışlardır.

      Aydınlanma Dönemi Abbasiler’le Başladı

      Yapılan tercüme çalışmaları kısa sürede etkisini gösterdi ve İslam dünyasında bilimsel çalışmalar arttı. Kindî, ilk İslam filozofu olarak bu dönemde ortaya çıktı. O, aynı zamanda meşşai felsefesinin ilk temsilcisi olup felsefenin bütün disiplinleriyle ilgilendi ve çeşitli alanlarda 270 eser kaleme aldı.

      Büyük bir filozof ve mantıkçı olan Farabi ise meşşailiği her alanda temellendirerek Aristo’dan beri çözümlenmeyen klasik mantığın karmaşık problemlerini açıklığa kavuşturdu.

      Müslümanlar arasında tabiat felsefesinin kurucusu ünlü tabip, filozof Ebubekir er-Razi olmuştur. Razi; tıp, kimya, felsefe ve daha başka alanlarda yazdığı 230 eserle 10. yüzyılın her bakımdan dikkate değer hekim-filozofu oldu.

      11. yüzyılın bir başka meşşai filozofu, felsefi ahlak alanındaki eserleriyle üne kavuşan İbn Miskeveyh’tir.

      Bu yüzyılın en büyük hekim filozofu İbni Sina olmuştur. İbni Sina, gerek felsefi sistemi gerekse tıp alanındaki çalışmalarıyla kendini kabul ettirmiş bir dehadır.

      11. yüzyılın en önemli bilginlerinden biri de İmam-ı Gazali’dir. Fıkıh, kelam ve tasavvuf alanlarındaki çalışmalarının yanı sıra, meşşai filozoflarıyla hesaplaşmak üzere kaleme aldığı Tehâfütul-Felâsife adlı eseriyle İslam fikir hayatında önemli bir etki yaratan Gazali, kendinden sonraki dönemi etkilemiş ender filozoflardan olmuştur.

      Öte yandan bugünkü anlamıyla tarikat müessesesi de Abbasiler’in son döneminde ortaya çıkmıştır. Bu tarikatlardan başlıcaları Ebu İshak El Kâzerûni’ye nisbetle Kâzerüniyye, Abdülkadir Geylani tarafından kurulan Kadiriyye, Ahmet er-Rufai tarafından kurulan Rifaiyye, Ahmet Yesevi’ye nisbetle Yeseviyye, Ebu Medyen El Mağribi’ye nisbetle Medyeniyye, Necmeddin-i Kübra’ya nisbetle Kübreviyye, Ebu Hafs es-Sühreverdi tarafından kurulan Sühreverdiyye, Muinüddin Hasan Çişti’nin kurduğu Çiştiyye tarikatlarıdır.

      İlk Tıp Kongreleri Abbasiler Dönemi’nde Yapıldı

      Abbasiler Dönemi’nde, Kurtuba’dan sonra tıbbın ikinci önemli merkezi Bağdat oldu. Bu alanda fakülteler açılıp hastaneler kuruldu. Ayrıca hac dönemlerinde çok sayıda doktorun katıldığı tıp kongreleri düzenlenerek tıbbın ilerlemesine yardımcı olundu. Doktorlar bu kongrelerde araştırmalarının sonuçlarını açıklar ve ilaç yapımında kullandıkları bitkiler hakkında bilgi verirlerdi. Hastaneler kurulurken Süryani doktorlardan büyük ölçüde yararlanıldı.

      Tedavilerden ve ilaçlardan ücret alınmazken hastaların tedavisinde inanç ve etnik köken ayrımı yapılmamıştır. Tıp alanında eser veren başlıca tabipler Ali b. Rabben et-Taberi, Ebubekir er-Razi ve İbni Sina’dır. Bir mühtedi olan Ali b. Rabben et-Taberi, Halife Mütevekkil’in göz doktoru olup Firdevsü’l-Hikme adlı meşhur eserin yazarıdır.

      Müslüman doktorların en büyüğü sayılan Ebubekir er-Razi de Kitâbü’t-Tıbbi’l-Mansurî adlı on ciltlik eserinden başka, İslam dünyasındaki ilk tıp ansiklopedisi sayılan,15 yılda tamamladığı El-Hâvi isimli eserin sahibidir.

      İbni Sina’nın yazdığı El Kânûn fi’t-Tıb adlı kitap ise uzun yıllar Batı’da ders kitabı olarak okutulmuştur.

      Ayrıca Ali b. İsa göz hastalıkları Tezkiretü’l-kehhâlîn adlı eseri yazmış, İbn Cezle de Takvîmul-Ebdân fî Tedbîri’l-İnsân adlı kitabıyla tıp ilmine hizmet etmiştir.

      Gökyüzünün Dilini Anlamaya Çalıştılar

      Astronomi

Скачать книгу