Abay Yolu 2. Cilt. Muhtar Auezov

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Abay Yolu 2. Cilt - Muhtar Auezov страница 24

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Abay Yolu 2. Cilt - Muhtar Auezov

Скачать книгу

gençlik meclisinin yüzüne kan getirmiş gibiydi…

      Abay ile Aygerim’in bu defaki konukları, hakikaten, Tobıktı gençlerinin en hünerlileri ve en görkemlileriydi. Bundan iki gün önce Kunanbay obasının yerleştiği Barlıbay nehri yakasındaki evlere Irğızbaylar, Torğaylar ve Kötibaklar ile Jigiteklerden ve onlardan da öteye yerleşmiş olan Bökenşilerden pek çok kızlar, gelinler ve genç delikanlılar özellikle çağırılmış, hususî misafirliğe gelmişlerdi:

      Abay’ın yanında oturan genç delikanlı kardeşi Emir, Kudayberdi’nin oğluydu. O kendi yaveriyle gelirken güzel Ümitey’i de beraberinde getirmişti.

      Bazaralı’nın yanında oturan Balbala Anet boyundan bir kızdı. O da bir grup kız refakatçisiyle birlikte özellikle davet edilmişti.

      Bökenşi boyundan Sügir oğlu Akimkoca ise öz kardeşi Kerimbala’yı refakatine almış, Jigitek boyundan Bazaralı’nın şarkıcı ve marifetli kardeşi Oralbay’ı da beraberinde getirmişti.

      Bu gençlerin tamamı sanat düşkünü ve bütünüyle harika birer solist idi. Onlar Birjan’ı ilk defa görüyor da değillerdi.

      Bundan iki ay kadar önce “Birjan’ın Tobıktı soyu yerleşkelerine yakın bir yerlere geldiği” haberini işiten Abay, önden Emir’i göndermişti. Emir, Abay’ın genç yaşta ölen en sevdiği kıymetli ağabeyi Kudayberdi’den yetim kalan beş evladın ortancası idi. Kudayberdi ölüm döşeğindeyken Abay ona “evlatlarına babalık yapmak benim borcum olur” demiş ve “yetimliklerini hissettirmem” diye yemin etmiş gibiydi. Söylediği gibi de yapmıştı. Abay, ağabeyi öldüğünden beri Kudayberdi’nin evlatlarını öz kardeşi Ospan’dan da öz evlatlarından da daha fazla şımartıyordu.

      Emir o evlatların türkü söyleyeni, hünerlisi idi. Kendine güveni yüksekti ve marifetliydi. Kendisinde dolup taşacak, serpilip ortaya atılacak gibi bir bereketlilik olan ümitvâr bir gençti. Büyük destekçisi olan Abay amcası onun yolunu kesmiyor ve hiç kimseyi de dokundurtmuyordu.

      Abay Emir’i Birjan’a öylesine bir davetçi kılarak göndermemişti. “Git, gör. Gerçekten hünerli ve ilgi çekici ise obamıza getir. Dilediği gibi yerleştir, oyun eğlence düzenle. Genç nesil sanat öğrensin, örnek alsın. Ben de yardımcı olurum” demişti…

      Emir Birjan’la Tobıktı bölgesinin dışındaki obalardan birinde görüşmüş, iki üç gün birlikte olmuş, kendi obasına davet etmişti. Birjan gelmeyi kabul edince yeni bir kiyiz ev diktirmek ve uygun şekilde karşılamak için kendisi önceden gelmişti. Dinlenmeden Abay’ın yanına gelmiş, farklı bir mürüvvetini gönül rahatlığı ile yüzüne söylemişti.

      Abay, bu görüşmeden sonra Birjan’ı önce Emir’in konuğu etmiş, Kunanbay’ın bu büyük obasına hususî olarak getirtmişti…

      O günden beri iki ay geçmişti. Sadece Emir değil, Abay da Birjan’ı çok beğenmişti. İkisi, iki eski dert ortağı gibi görüşmüş, çabucak kaynaşmıştı.

      Abay daha önce de tıpkı bugünkü gibi Tobıktı’nın solist ve sazende genç yiğit delikanlıları ile kız gelinleri arasından nicelerini nice defalar kendi obasında toplamıştı. Onları Birjan’a tanıtmış, şair bestekârın kadir kıymetini anlatmış, ilgi çekici pek çok eğlenceler düzenlemişti.

      Topladıkları genç yeteneklere bestelerini öğreten ve böylece saygı ve iltifata mazhar olan Birjan ve Abay’ı kendi obalarına davet eden gençler fasılasız devam eden eğlence günleri ile geceleri düzenlemişlerdi.

      Birjanlar Emir’in ve Ümitey’in konuğu olmuştu. Sügir’in solist kızı güzel ergen Kerimbala ile Akimkoca’nın da konuğu olmuş, o konuksever obada da büyük hürmet görmüşlerdi. Oradan dönüş yolunda Bazaralı ve Oralbaylar ev sahibi olmuş, Jigitek obalarında günlerce gezdirmiş ve ağırlamışlardı. Bökenşi ve Jigitek gençleri devamlı birlikte olmuş, birbirinden ayrılmadan ağırlayıp hizmet etmişlerdi.

      Böylece artık Birjanların dönüş vakti gelince, Abay buradaki dört evi konuklarına uğurlama toyu düzenlemek maksadıyla hususî olarak kurdurmuştu. Diğer konuklar, bugünkü öğle yemeğinden sonra, akşama doğru at binecekti. Çünkü Birjanlar ertesi sabah kendi yurtlarına dönmek için atlanacaktı. Bazaralı, Erbol ve Jiyrenşeler bu ayrılıktan önce Abay’dan “saygıdeğer konuklar bir akşam kendi başlarına kalsınlar, biraz dinlendikten sonra yola çıksınlar” diye ricada bulunmuşlardı. Abay da bunu makul karşılamıştı. Böylece bu toplantı; Tobıktı gençlerinin büyük bir usta olan yaz gibi sıcakkanlı asil ağabeyleri Birjan ile vedalaşma toplantısı idi. Bu sebeple demin Emir’i “Yirmi Beş” ile imtihan edercesine dinlemesi gibi, diğer solist ve sazende gençlerin hepsinin de hünerlerini yeni şarkılarla teker teker göstermesi gerekiyordu…

      Emir söyledikten ve deminki hicivler ile şakalar dindikten sonra dombırasını alan Oralbay biraz dımbırdattı ve yanında oturmakta olan Kerimbala’nın şarkısına yol açtı.

      Ümitey bu şarkının sözlerini maksatlı biçimde, çok büyük ve gizli bir sırrı ifşa eder gibi şüpheci bir üslupla dile getirdi. Dolayısıyla böylesi söz ve saz daha önce söylenmiş gibi değil, tam da şimdi, ilk defa burada söyleniyor gibiydi. Yeni doğan aycasına belirgin, kıl gibi nazik, ama iması açık bir sırrı vardı ve tam da şimdi gönlünün öz sesi gibi çıkmıştı.

      Kunduz börklü, altın küpeli, en şık giyimli güzel kız yüzündeki öylesine nahif pembelikten ayrılarak ve yüzü buz kesmiş gibi ak pak olarak söylemiş, güzelliğine güzellik katan sağ yanağındaki kapkara beni apaçık belirginleşmişti.

      Ev ahalisi bu şarkıyı da sessiz bir şekilde hislenerek dinliyordu…

      Ümitey “artık bitiriyorum” dercesine aheste bir biçimde fasıla vermiş, sesini gittikçe azaltarak şarkısını bitirirken yüzünü birden çevirerek kapıdan başköşeye kadar birbirinin üstüne yüklenircesine oturan ve ayakta duran topluluğa şöyle bir göz atmış, sonrasında açık sesle ve nazikçe tekrar gülüvermişti.

      O, böylece kendisi söyleyip sırasını savmakla birlikte, tam yanında, sağ tarafında oturan çiçeği burnunda gelin Aygerim’e dönerek:

      – Türküler gezdi dolaştı söyleyicisine ulaştı efendim! Hadi bakalım, şimdi kendin söyle, demişti.

      Bu sataşmayla birlikte evdeki herkes bir kez daha Aygerim’e baktı.

      Kıyıdaki evlerin yaşlı kadınları da içeri girip kapı tarafına yerleşmiş, üst üste yığılmıştı. Birbiriyle:

      – Gelin! Gelin söyleyecek, diyerek fısıltıyla konuştular. Emir Aygerim’in söyleyeceği şarkıya dombırasıyla yol açtı. Aşağı perdelerden ezgiler çalarak güzel bir “taksim” yapmaya başladı.

      Aygerim mahcup olup kızararak Ümitey’e baktı:

      – Bıraksana canım. İltifat ediyorsun, dedi ve çekingen bir tavırla usulca gülüverdi. Bunun üzerine Abay “nazar değmesin” der gibi imada bulunarak:

      – Senin de sırandan kaçacak hâlin yok ya! En azından obanın dedikodusunu yapacağı bir mevzu olsun, dedi. Kendisi de içtenlikle

Скачать книгу