Ulus Olmak İstersek. Rahmankul Berdibay

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Ulus Olmak İstersek - Rahmankul Berdibay страница 14

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Ulus Olmak İstersek - Rahmankul Berdibay

Скачать книгу

nüshalarını halka tekrar kazandırmada halk üniversitesi tarafından verilen emekler takdirlere şayandır. Özellikle de Kazak-Nogay destanlarının tarihini ve özelliklerini tanıtmak, onu folklora tekrar kazandırmada çok başarılar elde edildi. Uzun yıllar boyunca yasaklı olan “Edige Batır, “Şora Batır”, “Orak-Mamay” “Karasay-Kaziy” gibi onlarca destan okuyucularla kavuştu. Şu meşhur Murın Jırau’ın söylediği “Kırım’ın Kırk Batırı” hakkında da kapsamlı, özel dersler verildi. Destanların tarihî sıfatını ilim sahasında kullanılan yeni araştırma metotlarıyla inceleme konusunda Halk Üniversitesi kendi görevini titizlikle yerine getirmiştir.

      Halk üniversitesi, ders sonunda konu ile ilgili belgeseller veya filmler seyrettirerek derslerini daha da vazgeçilmez kılıyordu. Hatta jırşı, şarkıcı, kuyşilerin konseriyle bitiriyordu dersleri. Çoktan unutulan, sadece Kazakistan’ın bazı bölgelerinde muhafaza edilen jırşılık, jırayulık, termeşilik geleneğini tekrar dinleyicilere kavuşturan önce Allah, sonra da Halk Üniversitesi’dir. Günümüzde ülke çapında çok popüler olan termecilik sanatı 70 yıllardan bu yana hızla gelişmeye başladı. Sözlü edebiyatın inci ve mercanlarını koruya gelen jırşılar ve termeciler gerçekten tarihî ve manevi hazinemizi icra edenler ve onun koruyucularının yüzünü güldüren bir zaman başlamıştı. Onlar ilk zamanlar Sır bölgesinden davet edildi ve sonra da bu gelenek ülkenin bütün bölgelerine yayıldı ve her bölgenin kendi makamları canlanmaya başladı. Jırşılık sanatının benzeri olmayan güzel makamlarını bize duyuran Köşeney Rustembekov, Şamşat Tolepovalar ardından çok şakirt yetiştirdiler. Onları halk severek dinliyorlar. Almas gibi yetenekli gençler yabancı ülkelerde gerçekleşen etnik konserlere katılarak jırşılık sanatın dünyaya tanıtmakta. Jırşılık ve termeşilik sanatının tekrar ele alınması, kültürümüzü bir basamak yukarı çıkardı.

      Halk üniversitesinin tekrar can verdiği bir saha da atışma sanatıdır. Şairler atışma geleneğinin edebî ve kültürel önemini yitirmediğini son yirmi sene içerisinde ilçe, eyalet ve ülke çapında organize edilen atışma şölenlerine olan halkın ilgisi delildir. Atışmanın eskiden üç özelliği vardı. Bunlar ilk önce onun bir hazırcevap ve irtica mektebi olması, ikinci olarak toplumdaki ciddi meseleleri cesurca söylemek gibi demokratik sıfatı ve toplumu eğlendiren sıfatıdır. Klasik şairler atışmasının güzel geleneği sadece devamını bulmadı, hızlı bir şekilde gelişme göstermektedir. Bugünlerde Aselhan Kalıbekova, Konısbay Abilov, Asiya Berkenova, Manap Kokenov, Tauşen Abuova gibi güçlü şairlerin adı ve sözleri halkın beüenisini topladı. Bunlardan sonra da yeteneğiyle, ustalığıyla halk tarafından takdir edilen şairler çoğalmaya başladı. Ama toplumda ezber, klişe sözleri tekraralayan adı şair olan şahıslar da yeterlidir. Yazılı edebiyat şairleri gibi irticalen söyleyen şairler arasında da sahte şairlerin bulunması doğal bir şeydir. Onların arasından gerçek irtical yeteneğe sahip olan şairleri zaman gösterecekdir. Bunun gibi adı şair şahısların yüzünden atışma geleneğini tenkit edenleri de göz ardı edemeyiz. “Şiirin değerini koruyalım.” diyerek, atışma geleneğini kurban edemeyiz. Kazakistan hükümetinin bir çok atışma şairine “Kazakistan’ın halk akını” ödülünü vermesi çok yerinde bir harekettir.

      Halk üniversitesi, dombıra geleneğinin özel bir akımı olan, kendine ait özel bir stile sahip şertpe kuy geleneğinin de tekrardan hayat bulmasına yardım etmiştir. Eski araştırmalarda şertpe kuy klasiklerinden Tattimbet gibi bir iki temsilci adı geçiyordu, son otuz sene içerisinde ondan fazla ünlü kuyşi yetişti. Otuzdan fazla kuy besteleyen Bayjigit, herbiri çok içten, mükemmel kuylerin sahibi olan Razdık, Baubek, Kızdarbek, Abdi, Akkız, Alşekey, Akbala, Toka, Sugir besteleri ilk defa halk üniversitesi derslerinde topluma sunulmuştur. Şertpe kuyun ustası, kırktan fazla bir birinden güzel besteler yapan Tolegen Mombekov’un yolunu açan da Halk Üniversitesi’dir. Tolegen Mombekov halk arasında besteleriyle meşhurdur. Tolegen, ünlü besteci Sugir Aliyev’in kayda alınmayan bir çok eserini tanıtarak, müzik tarihinden hak ettiği yerini almasını sağladı. Tolegen kendi atası Bapış’ın da bir kaç eserini kayda geçirdi. Yüzlerce şertpe küyün yeniden yazılması, onların gramplastiğe kaydedilmesi de Halk Üniversitesi tarafından desteklenmiştir. Bugünlerde şertpe kuyler konservatuarın, müzik okullarının, kollejlerin okul programlarında yer alması da Halk Üniversitesi sayesinde olduğunu vurgulamak isteriz. Uzun zaman boyunca emeklerine önem verilmeyen ünlü kuyşi Abiken Kasenov’un çaldığı Tattimbet’in küylerini gramplağa kaydetmek te Halk Üniversitesi teklifi üzerine gerçekleşmiştir. Şertpe küyleri derleme ve yayma konusunda Uvali Bekenov ve Jarkın Şakerim gibi gönüllü araştırmacılarımız da büyük katkılarda bulundu.

      Bu yukarıda söylediklerimizden Halk Üniversitesi’nin edebiyat, folklor, tarih, etnoğrafi, arkeoloji, dil konularıya ilgili kapsamlı ve özel dersler vermekle kalmadığını, göz ardı edilen müzik geleneğimizi tekrar diriltmeye ve halk mirasını derleme ve tanıtmaya, halk arasından yetenekli sanatçıları keşfetmeye ayrıca özen gösterdiğini görüyoruz. Halk Üniversitesi, kültür miraslarını halka ilmi yaklaşımla tanıtmayı başarmıştır.

      Kazak edebiyatını, tarihini ve kültürünü başka da bir çok kardeş Türk halklarının mirasıyla kıyaslayarak incelemek, halk üniversitesinin işlerine geniş ufuklar açan, onu özel bir manaya büründüren, gerçek bir ilmi sıfat veren hayatî bir gelenek oldu. Üniversitemiz, sözlü edebiyat derslerini ta kuzeyde yaşayan Sahalar’ın, Altaylı’ların İdil ve Oral yakasında yaşayan –Başkurların, Amuderya kenarında hayat sürdüren Karakalpakların folklor eserlerine de layık olduğu ilgiyi gösterebildi. Yazılı edebiyat derslerinde ise Tatarların, Özbeklerin, Azerilerin, zengin edebî dünyası halkı hayran etti. Kazak edebiyatı ve kültürünün Avrupa halkıyla ilişkisi, üniversite derslerinde anlatıldı. Mesela Rus edebiyatı ve Alman edebiyatındaki önemli meseleler konusunda özel dersler yapıldı.

      Egemenliğimizi aldıktan sonra istediğimiz konu üzerinde araştırma yapmabilme, dersler verebilme imkanlarına sahip olduk. Bu yüzden de Kazak Edebiyatı ve Sanatı Halk Üniversitesi tarihî ve edebî mirasımızı halka yayma, tanıtma, araştırma misyonunu başarıyla tamamlamıştır. Ama erişemediğimiz dağlar ve tepeler de vardır.

      Kazak Edebiyatı ve Sanatı Halk Üniversitesi için desteklerini esirgemeyen, tüm kalbiyle yardım eden Leyla Muhtarkızı Auezova hanıma minnettarız. M. Auezov anıt müze çalışanlarına da gösterdiği yardımlardan dolayı teşekkür ediyoruz. Özellikle de eleştirmen Balaemer Sahariyev, araştırmacılar Kerimbek Sızdıkov, Mekemtas Mırzahmetov, İvan Bolşokov gibi bilim adamlarına şükranlarımızı sunmak istiyoruz. Halk Üniversitesi ilmi sekreteri Talğat Akimov’a verdiği emekleri ayrıca belirtmek istiyorum. Halk Üniversitesine destek çıkanlar saymakla bitmez ve onlara minnettar olduğumuzu belirtmek isteriz.

      Arap halkının zekası Bin bir gece maslını doğurdu. Almatı halk üniversitesi 500 tane akşam dersleri gerçekleştirdi. Biz başladığımız işi devam ettirme kanaatindeyiz. M. Auezov müzesinin meclis salonunda dersler sayısını bine kadar arttırabileceğimize inanıyoruz. Bu işi biz olmazsak da şakirtlerimiz devam ettirecektir. Bunun gibi derslerde söylenen sözler ve yapılan hizmetler Kazak zekasının ulu abidesi olacak diye ümit ediyoruz.

      Sönmeyen Namus, Bitmeyen Kahramanlık İzleri

      (Abdiğappar Janbosınulu’nın edebyattaki)

      Eski tarihimizin aydınlığa kavuşmamış sayfaları bir yana da, bu asrın başında yaşananları bile tam olarak tanıyamamız milli ve medeni bilincimizin geride kalmasının göstergesidir. XX asırda yaşanan, Kazak halkı için büyük bir tarihî olay olan Alaş hareketi hakkında da gerçeklerin

Скачать книгу