Özbek Edebiyatı Yazıları. Karakaş Şuayip

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Özbek Edebiyatı Yazıları - Karakaş Şuayip страница 31

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Özbek Edebiyatı Yazıları - Karakaş Şuayip

Скачать книгу

bir şahsiyet olan Gâzi Âlim hakkında yazılmış birkaç yazı dışında kaynak bulunmamaktadır. Gazeteci Nebican Bâki’nin 1992 yılında neşrettiği Katlnâme adlı kitabı, bu bakımdan önemlidir. Bu kitapta, arşiv belgelerine göre Ceditçi şair ve yazarların, özellikle Özbek nesir sanatının ilk önemli temsilcisi ve Ötken Künler romanının yazarı olan Abdullah Kâdirî’nin milliyetçilik suçundan dolayı tutuklanmaları, 1937 ve 1938 yıllarında KGB zindanlarında maruz kaldıkları işkenceler, kendilerine zorla imzalattırılan düzmece ifade tutanakları, kurşuna dizilmeleri, kurşuna dizilmelerinin ertesi günü, bu düzmece ifade ve itirafnamelere istinaden yargılanmadan idama mahkûm edildikleri anlatılmaktadır. Söz konusu kitaptaki sorgu tutanaklarına göre, Ceditçi şair ve yazarlara esas itibariyle Türkçü ve milliyetçi olmalarının hesabı sorulmuş, bu yolda kimlerle birlikte hangi faaliyetlerde bulunduklarını itiraf etmeleri istenmiş ve nihayet hepsi birden 1938 yılında kurşuna dizilmişlerdir.

      Türk topluluklarının ortak bir kültür dairesi içinde birbirlerine yakınlaşmaları emelini taşıyan bu insanların, şeklen ve rûhen millî eserler vermek yerine, şeklen millî ancak rûhen sosyalist eserler vermeye yanaşmadıkları için cezalandırılmış olmaları, hiç şüphesiz Türk dünyasının yüreğini bugün de kanatan yaralardan biridir. Dünya kamuoyu, Türk dünyasının 19. ve 20. yüzyıllarda uğradığı soykırımı ve bilhassa aydınların eserleriyle birlikte yok edilmiş olmalarını maalesef hiçbir zaman öğrenememiş veya öğrenmek istememiştir.

      Gâzi Âlim Yunusov, Türk olduğu için, Türkçü olduğu için, Türk milliyetçisi olduğu için ve Türkiye ile alâkası bulunduğu için katledilen aydınlardan biridir. 1893 yılında Taşkent’in Şirinkuduk mahallesinde doğmuştur. Aydın bir muhit içinde yetişmiştir. Dedesi Ebubekir Ahmedcanoğlı ile yine akrabasından Bahtıgani İlkin, Arapça ve Farsça bilen folklorcu, edebiyatçı ve etnografyacı olarak tanınmış kimselerdir. Bu sebeple Gâzi Âlim Yunusov küçük yaşlarından itibaren okumaya ve ilim öğrenmeye heves etmiştir.53

      Medrese eğitimini tamamladıktan sonra, 1909 yılında hukuk ve din ilimlerinde daha ileri eğitim görmek üzere Mısır’daki El-Ezher’e gönderilmiştir. Buradaki eğitiminden sonra bir süre de İstanbul’da okumuştur. Ancak İstanbul’da hangi mektepte ne kadar okuduğuna dair bir bilgiye sahip bulunmamaktayız. Eğitimini tamamladıktan sonra Taşkent’e dönmüştür.

      Etnografya ve folklor çalışmalarıyla da tanınan Gâzi Âlim Yunusov, 1922 yılında Alpamış destanını derleyen ilk araştırmacıdır. Semerkand ve Sırderya vilâyetlerinde yaptığı derlemeler sırasında Hemrâkul Bahşı ile Fâzıl Yoldaşoğlı’ndan Alpamış destanının bir kısmını yazıya geçirmiştir. Bu destanın mahiyeti ve nüshaları hakkında kaleme aldığı kısa bir değerlendirme yazısıyla birlikte derlediği destana ait bazı parçaları, 1923 yılında Bilim Oçağı dergisinin 2. ve 3. sayılarında neşretmiştir. Bu sebeple Gâzi Âlim Yunusov, Özbek folklor araştırmalarını başlatan ilk araştırmacı olarak da kabul edilmektedir. Özbek profesör Töre Mirzayev, Gâzi Âlim Yunusov’un derlediği diğer malzeme ile birlikte destan metninin de kaybolduğunu bildirmektedir.54

      Gâzi Âlim Yunusov, 1923 yılında Birinci Ticaret Cemiyeti başkanlığına tayin edilmiş, 1924 yılında bu cemiyet kapatılınca Adliye Nazırlığında hukuk meseleleri bölümünün başına getirilmiş, buradaki hizmetleri sırasında pek çok kanun maddesinin Özbek diline tercüme edilmesi ve izahı çalışmalarına katkıda bulunmuştur.

      1925 yılında Semerkand’da Maarif Nazırlığında çalışmaya başlamış, iki yıl sonra bakanlığın Til ve Atamaşünaslik (Dil ve Terminoloji) Komitesine geçerek ilmî çalışmalarda bulunmuş, Pedagoji Akademisi’nde genel dilbilimi, siyaset, Özbek dilinin semantik ve fonetiği ile ilgili dersler vermiştir. Yine bu yıllarda çeşitli gazete ve dergilerde yazıları yayımlanmış, bilhassa Muştum dergisinde “Kızıl Arslan” mahlası ile hiciv yazıları çıkmıştır.55

      1929-1930 yıllarında halk edebiyatı ve Özbek şiveleri üzerinde araştırmalar yapmak maksadıyla Dil ve Terminoloji Komitesi tarafından tertip edilen ilmî gezilere başkanlık etmiştir. Bu heyet içinde tanınmış Türkolog ve şarkiyatçılardan Yevgeni Dimitriyeviç Polivanov, İgor Alekseyeviç Batmanov, Konstantin Kuzmiç Yudahin, Aleksandr Konstantinoviç Borovkov, Viktor Vasilyeviç Reşetov, Özbek dilci Kayum Ramazan, şair ve folklorcu Elbek (Maşrık Yusupov) gibi araştırmacılarla birlikte çalışmıştır. Özbek ağızları üzerindeki ilk ilmî araştırmalar, bu heyet tarafından yapılmıştır.56

      Gâzi Âlim Yunusov etnoğrafya, dil ve edebiyat sahalarını ilgilendiren çalışmalarıyla ilim çevrelerinde kendisini kabul ettirmiş bir araştırmacıdır. Nitekim 1930 yılında Leningrad Şarkiyat Enstitüsü’nde araştırmacı olarak çalışırken tanınmış Türkologlardan Nikolay Yakovleviç Marr, Sergey Yefimoviç Malov, Aleksandr Nikolayeviç Samoyloviç, P.M. Melioranskiy ve Yevgeni Eduardoviç Bertels’in tavsiyeleri üzerine kendisine “profesör” unvanı verilmiştir.57

      Özbek Tili (1930), Özbek Tiliniŋ Tavuşları (1930), Özbek Uruğlarıdan Katağanlar ve Ularnıŋ Tili (1930), Yüridik Terminler Lûgati (1936), Özbek Lehceleriniŋ Tasnifide Bir Tecribe (1936), Özbek Tili Grammatikası (1936), gibi kitaplar ile Balalar Edebiyatı Toğrısıda Bir Fikr (1925), Elle Toğrısıda Bir-İkki Ağız Söz (1927), Orta Asya Türkleriniŋ Yeŋi Elifbesi (1927) gibi makaleleri, Gâzi Âlim hakkında yazılan yazılarda bilinen önemli eserleri olarak zikredilmektedir.58

      Gâzi Âlim Yunusov, asıl eserlerini vereceği bir çağda, 23 Nisan 1937 tarihinde gece yarısı tutuklanarak hapse atılır. Önceleri kendisine ve ailesine suçu hakkında hiçbir bilgi verilmez. Ancak bir buçuk yıl süren tutukluluğu sırasında milliyetçilik, Türkçülük, Turancılık suçlarından dolayı sorgulanır.

      Sorgulama sırasında kendisine Pantürkist hareketine ne zaman katıldığı, Türkistan’da İstanbul’daki “Pantürkistlerin” hangi teşkilâtını kurmak istedikleri, bu hareketle ilgili olarak hangi faaliyetlerde bulunduğu, hangi karşı devrimci hareketlere iştirak ettiği, 1918 yılında İstanbul’a tekrar niçin gittiği sorulur. Bu sorulara cevap alabilmek ve polis tarafından tanzim edilen düzmece ifade tutanaklarını imzalatabilmek için diğer Ceditçi şair ve yazarlarla birlikte Gâzi Âlim Yunusov’a da işkence edilir. İsnat edilen suçları kabul ettirebilmek için yapılan işkencelerin şiddeti hakkında Nebican Bâki Katlnâme adlı kitabında bilgi vermektedir. Meselâ Abdullah Kâdirî’den bahsedilen sayfalarda bu konudan söz edilirken, “üç ay mâbeynide it körmegen azabnı köredi” denilmektedir.59 Elbette Gâzi Âlim’in de buna benzer işkencelere maruz kaldığı söylenebilir.

      Gâzi Âlim Yunusov, işkencelerin dayanılmaz hâle gelmesi üzerine kendisine sorulan sorulara, sorgu memurlarının istediği tarzda cevaplar vermek zorunda kalır. Buna göre, Türkiye’ye ilk defa 1909 yılında geldiğini, Kahire’ye geçerek El-Ezher’de okuduğunu, herhangi bir teşkilâta girmemekle birlikte bu yıllarda “Pantürkistler terbiyesi” aldığını, İstanbul’da İttihat ve Terakkî Partisi ve Türk Ocağı ile alâkası bulunan ve Türkistanlı talebeleri mekteplere yerleştirmekle meşgul olan Turan Neşr-i Maarif Cemiyeti çevresinde bulunduğunu, Türkistan’a döndükten sonra Taşkent’te Abdullah Avlânî ve Nizâmiddin Hocayev ile beraber “halka Pantürkizm hareketi doğrultusunda

Скачать книгу


<p>53</p>

İslâmcan Tursunov, Haydarali Uzakov; “Tilşünas Âlim Fâciası”, Şark Yulduzı, 1992/1, s. 203-206.

<p>54</p>

Hâdi Zarif, Töre Mirzayev; Alpamış-Özbek Halk Kahramanlık Dastanı, Taşkent, 1998, s. 8.

<p>55</p>

“Gâzi Âlim Yunusov”, Özbek Sovyet Ensiklopediyası, Taşkent, 1979, c. 13, s. 370.

<p>56</p>

İslâmcan Tursunov, Haydarali Uzakov; “Tilşünas Âlim Fâciası”, Şark Yulduzı, nu. 1992/1, s. 203-206; Ernest Begmatov; “Özbek Tilşünasligi”, Özbekistan Respublikası-Ensiklopediya, Taşkent, 1997, s. 484.

<p>57</p>

İslâmcan Tursunov, age.

<p>58</p>

“Gâzi Âlim Yunusov”, Özbek Sovyet Ensiklopediyası, Taşkent, 1979, c. 13, s. 370.

<p>59</p>

Nebican Bâkiy, Katlnâme, Taşkent, 1992, s. 85.