Repressiya Dönemi Azerbaycan Dönemi Hüseyin Cavid. Jale Babaşova Kastrati

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Repressiya Dönemi Azerbaycan Dönemi Hüseyin Cavid - Jale Babaşova Kastrati страница 16

Жанр:
Серия:
Издательство:
Repressiya Dönemi Azerbaycan Dönemi Hüseyin Cavid - Jale Babaşova Kastrati

Скачать книгу

hayatının ilk evresi sayılan 1895’den 1909’lara kadar olan dönemde Hüseyin Cavid, sadece şiir yazmamıştır. Hüseyin Cavid’in ilk sanatkârlık dönemine ait şiirlerin büyük çoğunluğunda “Servet-i Fünun” edebiyatının etkisi görülmektedir. Fuad Köprülü, Servet-i Fünun şairlerinden Hüseyin Cavid’in üzerinde Abdulhak Hamid ve Tevfik Fikret’in etkisinin büyük olduğunu ifade eder. 91

      Hüseyin Cavid sanat hayatının ilk döneminde kaleme aldığı şiirlerini“Keçmiş Günler” başlığı altında 1913 yılında Tiflis’te “Şark” matbaasında bastırmıştır. 1917 yılında Bakü’de “Açık Söz” matbaasında da kitabın II. baskısı yapılmıştır.

      “Keçmiş Günler” kitabında şair, 1905 ile 1913 yılları arasında yazdığı şiirlerini toplamıştır. Kitapta dördü gazel olan 27 tane şiir bulunmaktadır. Bu kitapta toplanan şiirlerde “Servet-i Fünun” şiirlerinin dili, üslubu, şekil ve muhteva yönünden tesiri bariz bir şekilde görülmektedir.“Keçmiş Günler” kitabı, şairin basılan ilk kitabı olması açısından da önemlidir.

      Hüseyin Cavid’in basılan ikinci şiir kitabı “Bahar Şebnemleri”dir. Yazar bu şiir kitabında 1905 ile 1916 yılları arasında yazmış olduğu şiirlerinin bir kısmını toplamıştır. Kitapta toplamda 35 şiir yer almaktadır. Hüseyin Cavid, bu şiirlerinde dil olarak İstanbul Türkçesi’ne sadık kalmış birçok nazım şekillerini deneyerek lirik eserler yazmıştır.

      Yazarın “Bahar Şebnemleri”kitabı da1917 yılında Bakü’de “Açık Söz” matbaasında basılmıştır. Yazar, aynı zamanda bu dönemde darm eseri olan bir perdelik “Ana” piyesini de yazmıştır. Aruz vezniyle yazılan bu eser, şairin tiyatro alanında ilk denemesi olmasına rağmen, şiir akışı, sahne tekniği açısından eleştirmenler tarafından oldukça başarılı değerlendirilmiştir.“Ana” piyesi Azerbaycan tiyatro tarihinde yazılan ilk manzum dram eseri olma özelliğine de sahiptir.

      “Ana” manzum piyesinden sonra Hüseyin Cavid, daha çok tiyatro eserleri yazmaya odaklanır ve sanatındaki gerçek başarıyı yazdığı manzum tiyatroları sayesinde yakaladığını da söyleyebiliriz. Hüseyin Cavid, 1910 yılına kadar sadece şiir yazmıştır. 1910’da ilk tiyatro (dram) eserleri, makale, mektup türlerinde de eserler vermiştir. Ayrıca Abdullah Şaik ile beraber “Edebiyat Dersleri” adlı ders kitabı da yazmıştır. Bu eser 1919 yılında Bakü’de yayınlanmıştır.

      2.3. HÜSEYİN CAVİD’İN SANAT ÇEVRESİ

      1905-1909 yılları Hüseyin Cavid’in Türkiye’de eğitim aldığı dönemdir. Bu dönemde genç yazar, Türk münevverlerinden R. Tevfik Bölükbaşı’ndan ders almış, aynı dönemde İstanbul Üniversitesi’nde Batı Edebiyatı’nda profesörlük yapan Halid Ziya Uşaklıgil ve yine aynı bölümde öğretmenlik yapan Cenab Şehabettin ve Mehmet Akif Ersoy’un da derslerine katılmıştır.Üniversite ortamında o dönemin ünlü edebiyatçılarıyla tanışmıştır.Hüseyin Cavid’in İstanbul’daki edebî evresi yalnızca ders aldığı öğretmenleriyle sınırlı kalmamış, Tevfik Fikret, Abdulhak Hamid gibi “Servet-i Fünun”cularla datanışma fırsatı, yazarın kendini sanat ve dünya görüşü anlamında geliştirmesi açısından çok önemli etkenler olmuştur.

      Hüseyin Cavid İstanbul’da öğretim aldığı döneminde “Sırat-ıMüstakim” dergisinde “Yadi Mazi”, “Son Bahar”, “İlmi Beşer” şiirlerini yayınlatmıştır.“Sıratı- Müstakim” dergisinin başyazarlığını o dönemde Mehmet Akif Ersoy yapıyordu.Genç şair, hayatının önemli dönemini oluşturan İstanbul’daki eğitim süresince Türk edebiyatının büyük mütefekkirleriyle tanışıp onlardan ders almıştır. Yazarın hayatındaki bu dönemde sanat çevresi böyle üstadlardan oluşuyordu.

      1909’dan sonra Azerbaycan’a dönen Hüseyin Cavid, bir süre memleketinin farklı illerinde öğretmenlik yaptıktan sonra 1919 yılında Bakü’ye yerleşmiş ve bu dönemden sonra 1925 yılından ölümüne kadar şimdiki Bakü Devlet Üniversitesi’nde eski ismiyle Daru’l- Muallimun’da öğretmenlik yapmıştır.1925 ile 1937 yılları arasında Azerbaycan halkının en önde giden aydınlarıyla aynı sanat ortamında çalışmış, halka hizmet etmiştir.Hüseyin Cavid’in sanat çevresini Abdullah Şaik, Süleyman Sani Ahundov, Samed Vurgun, Ebdürrehim Bey Hakverdiyev, Mehmet Emin Resulzade, Eziz Şerif, S. Hüseyin Cafer Bünyadzade, N. Nerimanov, Salman Mümtaz ve Üzeyir Hacibeyev ve Müslim Magamaev gibi XX. yüzyıl Azerbaycan edebiyat ve sanat tarihinde önemli yere sahip münevverler oluşturuyordu. Sanat arkadaşlarıyla üniversitede ve aile ortamlarında veeskiden “Gubernator” parkı olan parkta görüşüp; sanat,edebiyat ve şiir üstüne sohbetler yapıyorlardı. Dönemin önemli içtimaî ve kültürel olaylarını tartışırlardı.92

      Azerbaycan’da Sovyet sistemi kurulduktan sonra yöneticiler işgal ettikleri topraklarda kendilerini sağlama almak için halklara nisbî özgürlükler tanıdılar. Fakat bu politikanın amacı aydın kesime kendini dost gösterereksiyasî görüşlerine ters düşen aydınları temizlemekti. Yine bu politikalarını uygulamak için de halkın içinden kendilerine sadık yazar ve gazeteci grubu yetiştirmek, onların siyasî görüşlerine uymayan aydınları böylelikle toplumun gözünden kendi meslektaşlarının aracılığı ile düşürüp daha sonra resmi olarak hapsedip veya sürgün edip edebiyat camiasını denetlemekti.Hüseyin Cavid’in en samimi arkadaşı ve döneminin en iyi gazetecilerinden olan Eziz Şerif’le uzun süren arkadaşlıkları 1935 yılında devletin uyguladığı bu politika yüzünden bozuldu.Şöyleki bu yıllarda yazar komünistler tarafından sanat ile ilgili haksız eleştirilere hedef oluyordu. Bu sırada arkadaşı tarafından da hak etmediği bir şekilde eleştirilince birbirlerine darılmış ve bir daha hiç konuşmamışlardır.93Bizim yazarla ilgili elde ettiğimiz en eski kaynaklar yazarın Eziz Şerif’e yazdığı mektuplardır. Bilindiği gibi Hüseyin Cavid hepsedilince bütün el yazıları, notları ve kitapları polisler tarafından alındığından elimizde sadece arkadaşlarına ve ailesine yazdığı mektuplar ve çok az sayıda kurtarılan eserleri kalmıştır.

      2.4. HÜSEYİN CAVİD’İN SANATÇI KİŞİLİĞİ

      XX. yüzyılda Azerbaycan’daki idari ve yapısal değişiklikler edebiyat sahasında da yeni yaklaşımlar ve yeni yorumları beraberinde getirdi. Azerbaycan’daki yeni rejimin yapılanma süresinde, idareciler yazarlardan istedikleri türde eser vermelerini istiyorlardı. Yani Sovyet Rusya’sı kurulduktan sonra yazarların üst yöneticilerinsiparişi ile eser vermesi bekleniyordu. Fakat romantik ve idealist yazar olan Hüseyin Cavid idarecilerin bu beklentilerini yerine getirmez. Çünkü yazar için sanat kutsaldır, dokunulmazdır. Azerbaycan Yazarlar Birliğinin üyelerinden biri Memmed Rahim sanatçının sanata olan düşkünlüğünü şöyle anlatıyor:

      “Bir gün yine cemiyetimizin düzenlediği sohbetlerden birinde Hüseyin Cavid konuşuyordu. Konuşmasında, şiir söylerken, aynı ortamda bulunan diğer bir genç yazar: Cavid Efendi, ben sizin romantikayı çok seviyorum. Fakat herkesin daha kolay anlayabilmesi için biraz daha sade yazmanız gerekmez mi?– diye sormuş. Cavid: “Siz sade yazın, benim kendi yolum var, kendi edebî tahsil ve terbiyem vardır. Ayrıca da şiiri sadeleştirmek olmaz!”-demiş.94

      Anlatılan anıdan da görüldüğü üzere

Скачать книгу


<p>91</p>

F. Köprülü, Müasir Azerbaycan Edebiyatı, Bakü, 1986, s. 147.

<p>92</p>

R. Tahmasib, Hüseyin Cavid ve Tiyatro, Bakü, 1988, s. 130.

<p>93</p>

E. Şerif, Hüseyin Cavid’i Hatırlarken, Bakü, 1982, s. 322.

<p>94</p>

Q. Memmedli, Cavid Ömrü Boyu: Hayat ve Yaratıcılık Salnamesi, Hzl: Y. Karayev, Bakü, 1982, s. 223.