Krallar Avlayan Türk. M. Turhan Tan

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Krallar Avlayan Türk - M. Turhan Tan страница 23

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Krallar Avlayan Türk - M. Turhan Tan

Скачать книгу

предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

      1

      Teeddüp etmek: Utanmak, sıkılmak. (e.n.

      2

      Tenezzüh etmek: Gezinti yapmak, gezinmek. (e.n.)

      3

      Gülbank: Bir toplulukça hep bir ağızdan ezgili biçimde söylenen kalıplaşmış tekbirlere, dualara verilen ad. (e.n.)

      4

      Hamaset: Yiğitlik, kahramanlık, cesaret. (e.n.)

      5

      Palaz: Kaz, ördek, güvercin vb. bazı kuş yavrularının civcivlikten sonraki durumu. (e.n.)

      6

      Eski Türklerden birçoğunun “Kara” lakabıyla anılmalarına belki hayret eden bulunur. Bunun sebebi esmerliğin şarkta pek makbul olmasından başka bir şey değildir. Türk kudretinin nüfuzu altında yetişen meşhur Acem şairi Hafız bile sevgilisinin esmerliğiyle iftihar eder ve şöyle der:

      An siyeh çerde ki şirini-i âlem ba ôst

      Çeşm-i mey-gün leb-i handan dil-i hurrem ba ôst

      Birçok Türk uluları bu lakabı -kıvanç duyarak- taşımışlardı. Karesi (Kara İsa), Kara Yusuf, Kara İskender, Kara Yülük gibi. Türkler bu sıfatı araziye ve kasabalara vermişlerdir: Karacadağ, Karahisar gibi!

      Kızgın güneşler altında -bütün bir hayat- pala sallamış ve gaza aşkıyla, ülke ülke dolaşmış olan kahramanlara, esmerlikten başka renk nasıl yakışmazsa halkın idraki için de bu renge hayran olmamak yakışık almazdı (Kara şiddet, ululuk, büyüklük ifade ettiği gibi yön de gösterir: Karadeniz). (y.n.)

      7

      Tarraka: Gümbürtü. (e.n.)

      8

      Dümdar: Artçı. (e.n.)

      9

      Çempe yahut Çempi veya Çemni, Nara Burnu’nun karşısındadır. İlk fatihler devrinde bu kaleye verilen isim Virancahisar’dı. Sonraları orada Gündüz Alp’in oğlu Akbaş’ın (Akdemir Bey) defnolunması üzerine köyün ismi Akbaş’a çevrilmiştir.

      Çempe’nin alınışı kitaplarda başka türlü yazılıdır. Tam tarih bakımından -evvelce de söyledik- Türklerin Rumeli’ye geçişleri hem tekerrür etmiş bir hadisedir hem gemi iledir. Salla geçiş son müverrihlerce kabul olunmuyor. Fakat o devrin gaza iştahından ilham alınarak ve müspet harikalar göz önünde tutularak o iştaha ve o harikalara mülayim surette ileri sürülen tasavvurlar hoş görülmelidir. (y.n.)

      10

      Savlet: Şiddetli saldırı, hücum. (e.n.)

      11

      Feridun Bey münşeatı, c. 1, s. 71.

      12

      Mahruti: Konik. (e.n.)

      13

      Tegaddi etmek: Gıdalanmak, beslenmek. (e.n.)

      14

      Bürhan: Delil. (e.n.)

      15

      Melahat: Güzellik, yüz güzelliği. (e.n.)

      16

      İsterato pedark, eski Bizanslılarda başkumandan, serdar demekti. (y.n.)

      17

      Şeamet: Uğursuzluk, kademsizlik, nuhuset. (e.n.)

      18

      Beşaret: İyi haber, müjde, muştu, erim. (e.n.)

      19

      Hazer etmek: Çekinmek, sakınmak, uzak durmak. (e.n.)

      20

      Z’um: Batıl zan, şüphe, yanlış zan. (e.n.)

      21

      Efendinin Rumcadan Türkçeye geçtiğini unutmamak lazımdır. Aslında sahip, malik, rab manasını taşırdı. Türkçede okuryazarlara verilen bir unvan olarak kullanıldı, bir müddet şehzadelere, fakat tazim kastıyla, efendi denildi.

      22

      Boğameydanı, bizim İstanbul’umuzun Tavukpazarı’dır. Bizanslılar, Türklerin İstanbul’a da gireceklerine, fakat o meydanda ihata olunarak imha edileceklerine, papazların kehanetiyle, iman getirmişlerdi. Yıllarca devam edip İstanbul’un Türkler tarafından alınmasıyla kofluğu tahakkuk eden bu itikadı, o devrin meşhur tarihçilerinden Kalkondil uzun uzun anlatır. (y.n.)

      23

      Bu gülünç akideyi de yine Bizans müverrihlerinden Ducas yazar. (y.n.)

      24

      Mübeşşer: Tebşir olunmuş. Kendisine müjde verilmiş. (e.n.)

      25

      Sellemehüsselam: Ulu orta, çekinmeden, destursuz. (e.n.)

      26

      Belinlemek:

Скачать книгу