Gümüş Patenler. Mary Mapes Dodge

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Gümüş Patenler - Mary Mapes Dodge страница 6

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Gümüş Patenler - Mary Mapes Dodge

Скачать книгу

şöyle bir uğrayıp geçen hayalinin, o gece, bir oğlanın rüyalarını süslediğine şaşmamak gerek! Yıllar amansızca geçip de bu muhteşem varlığın kendisinden kopup sonsuza dek uzaklaşmasının, bu oğlan için en karanlık vakit olacağını söylemeye ne gerek var!

      IV

      HANS İLE GRETEL ARKADAŞ EDİNİYOR

      Öğlen vakti gelince küçük dostlarımız kanalda bir saatlik bir idman yapabilmek için okuldan dışarı dalga dalga dökülmeye başladı.

      Kaymaya başlayalı henüz birkaç dakika olmuştu ki Carl Schummel dalgacı bir ifadeyle Hilda’ya döndü:

      “Buz üstündeki şu hoş çifte bak! Küçük paçavralılar! Patenleri de pek güzelmiş; eminim kraldan hediyedir.”

      “Azimli yaratıklar.” dedi Hilda nazik bir sesle. “Öyle tuhaf şeyler üzerinde paten kaymayı öğrenmek pek zahmetli olmuştur. Yoksul köylüler olduklarını sen de biliyorsun. Muhtemelen patenleri oğlan kendi yapmıştır.”

      Carl biraz da olsa mahcup olmuştu.

      “Azimli olabilirler, ama paten kayarken oldukça güzel başlayıp ani bir savrulmayla bitiriyorlar. Kanımca, senin yeni staccato11 patenlerin gibi patenlerle daha iyi kayabilirler.”

      Hilda memnun bir gülüşle yanından ayrıldı. Küçük bir yarışçı güruhuna karışıp her birinin yanından süzülerek geçti ve hevesli bakışlarla paten kayanları izleyen Gretel’in yanında durdu.

      “Adın nedir, küçük kız?”

      “Gretel, efendim.” diye cevapladı çocuk, neredeyse yaşıt olmalarına rağmen, Hilda’nın ait olduğu mevkiden kaynaklanan saygıyla karışık bir korku içine düşmüştü sanki. “Ağabeyimin adı da Hans.”

      “Hans kuvvetli biri gibi duruyor.” dedi Hilda mutlu bir şekilde.“Sanki içinde bir yerde bir ocak yanıyor, fakat sen üşümüş görünüyorsun. Üzerini birkaç kat giymelisin, küçüğüm.”

      Üzerindekilerden başka giyecek tek bir şeyi bile olmayan Gretel cevap verirken gülümsemeye çabaladı:

      “O kadar da küçük değilim. On iki yaşımı geçtim.”

      “Ah, affına sığınırım. Ben on dört yaşındayım, yaşıma göre oldukça gelişkin olduğumdan diğer kızlar bana küçük görünüyor, fakat hiç önemli değil. Belki de ileride beni geçersin; tabii bunun için daha kalın giyinmen lazım çünkü titreyen kızlar asla büyüyemez.”

      Küçük kardeşinin yaşlarla dolan gözlerini gören Hans kızların yanına uçar gibi geldi.

      “Kardeşim soğuktan o kadar da şikâyetçi değil, fakat havalar da sert tabii.” deyip hüzünle Gretel’e baktı.

      “Bir şeyim yok.” dedi Gretel. “Ben pek üşümem; hele ki kayarken hiç üşümem. Ancak endişeniz için teşekkür ederim, jufvrouw.”12

      “Hayır, hayır.” diye karşılık verdi Hilda, kendisine pek kızmıştı. “Patavatsızın, acımasızın tekiyim, fakat kötü bir niyetim yoktu. Sadece sormak istemiştim… Şey… Acaba…” Tam da burada sadede gelecekken, Hilda yardım etmek arzusunda olduğu yoksul kılıklı ancak asil duruşlu çocukların önünde bocaladı ve lafını söyleyemedi.

      “Söylemek istediğiniz nedir, jufvrouw?” diye hevesle konuştu Hans. “Size hizmet edebileceğim herhangi bir konu var mı? Ne olursa…”

      “Ah! Hayır, hayır.” diye güldü Hilda, mahcup mahcup başını sallayarak. “Sadece büyük müsabakayla ilgili sizle konuşmak istemiştim. Siz de katılsanıza! İkiniz de gayet iyi kayıyorsunuz ve katılım da ücretsiz. Ödül için kim olsa katılabilir.”

      Parmakları arasında kasketini çekiştiren Hans’a bakarken Gretel’in içi eziliyordu, yine de saygılı bir ses tonuyla karşılık verdi:

      “Ah, jufvrouw, müsabakaya katılsak bile diğer yarışmacıların yanında ancak birkaç adım gidebiliriz. Bizim patenlerimiz sert odundan, görüyorsunuz.” ayağının tabanını tutup gösterdi. “Yine de hemen ıslanıp parçalanıyor ve bizi tökezletiyor.”

      Hans’ın sabahki yuvarlanışı aklına gelince Gretel’in gözleri gülüşle ışıldadı, fakat utancından bocalarken yüzü kıpkırmızı kesilmişti:

      “Ah, hayır, katılamayız; ancak, büyük günde biz de izlemeye gelebilir miyiz, efendim?”

      “Elbette.” diye karşılık verdi Hilda, karşısındaki ağırbaşlı yüzlere kibarlıkla bakarken, bir yandan da aylık harçlığının büyük çoğunluğunu kurdele ve süslü elbiselere harcamış olmasına yürekten üzülüyordu. Elinde sadece sekiz kwartje13 kalmıştı ve bununla en fazla bir çift paten alınabilirdi.

      İç çekerek farklı boyutlardaki iki çift ayağa baktı ve sordu:

      “Hanginiz daha iyi kayıyorsunuz?”

      “Gretel.” diye cevapladı hemen Hans.

      “Hans.” diye atıldı Gretel, ağabeyiyle aynı anda.

      Hilda gülümsedi.

      “İkinize de birer çift paten alamam, hatta iyisinden bir çift bile alamam. Fakat işte sekiz kwartjem var. Aranızda hanginizin müsabakayı kazanma ihtimalinin daha fazla olduğuna karar verin ve ona bir çift paten alın. Keşke iyisinden alabilecek kadar param olsaydı. Hoşça kalın!” diyerek gülümsemeyle başını eğerek veda etti onlara-Hilda ve parayı, irkilmiş hâldeki Hans’ın ellerine tutuşturarak arkadaşlarına katılmak için yanlarından kayarak ayrıldı.

      “Jufvrouw! Jufvrouw von Gleck!” diye yüksek sesle arkasından seslendi Hans, paten bağlarından biri çözülmüş olduğu için imkân olduğu hızda arkasından seğirtiyordu.

      Bir elini güneşe siper eden Hilda arkasına döndü, yakınlaştıkça havada süzülüyormuş gibi görünüyordu Hans’a.

      “Bu parayı alamayız.” dedi Hans nefes nefese. “Ancak içinizdeki iyi niyetin farkındayız.”

      “Neden alamazmışsınız?” diye sordu Hilda yanakları al al olurken.

      “Çünkü…” diye cevap verdi Hans, kraliçe duruşlu kızın önünde, bir prens nazarıyla bakarken bir soytarı gibi eğilerek. “Bunu biz kazanmadık.”

      Hilda kıvrak zekâlıydı. Gretel’in boynunda güzel bir ahşap zincir olduğunu fark etmişti.

      “Bana da bir zincir yapar mısın, Hans, kardeşinin taktığı gibi?”

      “Yaparım, efendim, hem de seve seve. Evde beyaz ahşabımız var, fildişi kadar güzel. Yarın elinizde olur.” diyerek aceleyle parayı geri vermeye çabaladı Hans.

      “Hayır, hayır.” dedi Hilda kararlı bir ifadeyle.

Скачать книгу


<p>11</p>

Aslen bir müzik terimi olup “kısa ve keskin” anlamında kullanılmıştır.

<p>12</p>

Felemenkçede “Küçük Hanım”.

<p>13</p>

Bir çeyreklik.