Britanya Kahramanları. Maud Isabel Ebbutt

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Britanya Kahramanları - Maud Isabel Ebbutt страница 6

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Britanya Kahramanları - Maud Isabel  Ebbutt

Скачать книгу

ve ikna edilmiş Konstantin vaftiz edildi ve ilk Hıristiyan imparator oldu.

      Konstantin Kurtarıcımızın Haçını Bulmak İstiyor

      Bununla birlikte Konstantin’in yüreği, Mesih’in yeryüzündeki ikametinin görünür bir işareti olmadan tatmin olamayacak kadar yeni efendisine karşı beslediği sevgiyle doluydu. İsa’nın yaşamı boyunca dokunduğu bir şeye sahip olmaya, onu kendisi için saklamaya can atıyordu ve düşünceleri büyük ölçüde, kendisine hem zafer işareti hem de yaşam yolu rehberi olan Haç’a yöneldi. Bu yüzden, Hıristiyan öğretmenlerini tekrar bir araya topladı ve Mesih’in acı çektiği yeri soruşturdu.

      “Yahudiye, Kudüs duvarlarının dışında Haç üzerinde öldü,” diye cevap verdiler.

      “Öyleyse onun değerli Haç’ını orada hem çok kutsal hem çok lanetli olan o şehrin yakınında aramalıyız,” diye bağırdı Konstantin.

      “Gökten sıçrayan bir alev geliyor ve zemin üzerinde her yere yayılıyor.”

      Annesi Elene’i Çağırıyor

      Bunun üzerine Britanya’dan annesi Britanya Prensesi Elene’i çağırdı. Elene gerçeği öğrendikten sonra din değiştirip vaftiz edildi. Konstantin, ona kalbinin arzusunu anlattı ve Kudüs’e gidip kutsal Haç’ı bulması için ona yalvardı.

      Elene, Konstantin’in dediklerini duyduğunda şaşkına döndü ve şöyle dedi: “Sevgili oğlum, sözlerin beni ziyadesiyle mutlu etti zira ben de bir rüya gördüm ve Kutsal Haç’ı saklandığı yerde seve seve arayacağım.”

      Elene’in Rüyası

      “Şimdi sana rüyaların en şanlısını anlatayım mı?

      Gece yarısı insanlar uykudayken gördüm.

      Gökte gezinirken ışıldayan bir Haç gördüm

      Görkemli bir şekilde altınla süslenmiş, ihtişamla parıldayan;

      Yıldızlı mücevherler dört köşesinde parlıyordu,

      Omuz genişliğinden pırıltılı beş mücevher parladı.

      Melekler onu kuşattı ve memnuniyetle korudu.

      O güzelliğiyle Haç’ı görmek üzücüydü,

      Çünkü altın ve mücevherlerden hızla kan aktı,

      Siyah damlalarla kirlenene kadar.”

      Elene’in bu rüyasında Haç, onunla konuşarak ona insanlığın kurtarıcısının üzerinde insanların ruhlarını kötülükten kurtardığı, insanlığı kucaklamak için kollarını açtığı, didişmekten yorgun düşerek kafasını eğip ruhunu teslim ettiği o talihsiz ağacın sebep olduğu üzücü kaderi anlattı. O vakit tüm kâinat ağlamıştı çünkü Mesih Haç’ın üzerindeydi.

      “Yine de arkadaşları yanına geldiler, cesedini yalnız bırakmadılar,

      Yüce kralı çok acı çektiği yerden aşağı indirdiler

      İnsanların ellerine alçakgönüllülükle boyun eğdim.

      Kederli bir biçimde, onu kabaca oyulmuş mezarına yatırdılar,

      Kederli bir biçimde, onun için ağıtlar yaktılar,

      Kederli bir biçimde, güzel cesedi soğurken onu orada bıraktılar.

      Biz, üç Haç, yalnızlık içinde üzgün bir şekilde durduk,

      Art niyetli adamlar üçümüzü de yere indirene kadar,

      Bizi toprağın derinliklerine batırdılar, bizi gizlediler.”

      Elene Görevi Üstleniyor

      Konstantin, Gerçek Haç’la ilgili manevi rüya tarafından yönlendirilirken şimdi Elene Yahudilerin ülkesine seyahat edecek ve o Kutsal Haç’ın aslını bulacaktı. Onun ve oğlunun arzusu bu yöndeydi, öyle ki çok geçmeden bütün şehir, hazırlık koşuşturmacası ve gürültüsüyle yankılandı çünkü Elene, Roma İmparatoru’nun annesine yakışan bir şatafat ve maiyetiyle seyahat edecekti.

      “Wendel Denizi kıyısında atlar dalgalar halinde durdu.

      Gururla suya dalan gemiler okyanus yolunu aradılar.

      Tuzlu suya bulanan kürekler ardı sıra çekildi.

      Deniz aygırları deniz yılanlarının yolu üzerinden ilerledi

      Küpeşteler üzerindeki parlak kalkanlar köpüklü dalgaları kırdı,

      Böylesine güzel bir maiyet tarafından takip edilen bir kadın hiç görmedim!”

      Elene Yahudiye’ye Geliyor

      Kraliçe Elene rahat bir yolculuk yaptı ve Yunanların diyarına vardıktan sonra Yahudiye ülkesine vaktinde ulaştı ve böylece büyük umutlarla Kudüs’e geldi. Orada, imparator namına en yaşlı ve en bilge Yahudileri çağırttı. Kutsal kitapları ve peygamberler hakkında her şeyi bilen saygıdeğer bin hahamdan oluşan bir cemaat toplandı. Gerçek Tanrı’yı bilmeyen putperestlerin dünyasında Seçilmiş Halk olmaktan dolayı gurur duyuyorlardı.

      Elene, hahamları ilk başta hem övdü hem azarladı (Seçilmiş Halk oldukları için pohpohlama, yoldan çıkıp kötülük yaptıkları için azarlama) ve nihayet, onlara sorabileceği her soru için mutlak bir cevap talep etti. Yahudiler, geri çekilip imparatorun annesi olarak bu kadar kudretli bir kişinin talebini reddetmeye cesaret edip edemeyeceklerini tartıştılar ve yapamayacaklarına karar verip Elene’in görkemli bir şekilde tahtında oturduğu salona geri döndüler. Her sorusunu cevaplamaya hazır olduklarını ilan ettiler. Ancak Elene, ilk olarak sayılarını azaltmalarını istedi. Hahamlar, sorulara cevap vermek için beş yüz kişi seçtiler. Elene bunları öyle kötü bir şekilde azarladı ki hahamlar sonunda feryat ettiler:

      “Hanımefendi, biz İbrani halkının kadim kanunlarını öğrendik

      Ki bunları atalarımız Tanrı’nın gerçek sandığından öğrenmişti.

      Hanımefendi, bu yüzden bizi şimdi niye suçluyorsun bilmiyoruz,

      Yahudi ırkı sana nasıl büyük bir yanlış yaptı?”

      Kraliçe Hahamları Çapraz Sorguluyor

      Elene yalnızca şu cevabı verdi: “Buradan gidin ve bu beş yüz kişi arasından istediğim her şeyin cevabını gecikmeden gösterecek kadar bilge olanları seçin.” Bunun üzerine hahamlar kraliçenin huzurundan ayrıldılar. Bir başlarına kaldıklarında içlerinden biri, Yahuda, şöyle söyledi: “Kraliçe ne istiyor biliyorum. Bizden, Hıristiyanların Efendisi’nin çarmıha gerildiği Haç’ın nerede saklandığını öğrenmek isteyecek. Ama bu sırrı söylersek adım gibi biliyorum ki Yahudilerin yeryüzündeki hükümranlığı son bulacak ve kutsal metinlerimiz unutulacak. Zira büyükbabam Zacchaeus ölüm döşeğinde yatarken, birisi Kutsal Ağaç’ı sorarsa doğruyu söylememi istedi benden. Milletimizin Kutsal ve Adil Olan’ı kabul etmede nasıl başarısız olduğunu sorduğumda, her zaman kendi neslinin kötülüklerinden kendini geri çektiğini ve liderlerinin kendi adaletsizlikleri yüzünden kör olduklarını ve Cennetin Efendisi’ni katlettiklerini söyledi. Ve sözlerini şöyle bitirdi:

      ‘Böylelikle

Скачать книгу