Eşber. Abdülhak Hamit Tarhan
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Eşber - Abdülhak Hamit Tarhan страница 5
![Eşber - Abdülhak Hamit Tarhan Eşber - Abdülhak Hamit Tarhan](/cover_pre1259494.jpg)
Rokzan
Tenhâ tenhâ nedir bu âlem?..
Sumru
Zannım sana vâsıl oldu nâlem.
Rokzan
Bir şi’r idi duyduğum, musaffâ.
Sumru
Bir âh idi ettiğim, mukaffâ.
Rokzan
Kimdir acaba sebeb o âha?..
Sumru
Esbabını sormalı ilâha!..
Rokzan
Hükmünde iken bütün halâyık,
Bir âliheye keder ne lâyık?.,
Emretse ferişte-i fusûle
Bin subh-ı safâ gelir husûle.
Hurşîd-i emel olub şitâbân,
Eyyamınızı ederdi tâbân.
Sumru
Sevdası beni, olunca kısmet,
İshak gibi etdi vakf-ı zulmet.
İshak gibi derdimi edip yâd,
Kılmak için inzivâda feryâd,
Her şeyde sükûta mâil oldum;
Âhımla zevâle kaail oldum.
Ârâmgehim nihâl-i zeytûn.
Dîdâr-ı latîf-i sulha meftûn.11
Rokzan
Yenmiş sizi hasmınız emeksiz.
Teslîm olacaksınız demek siz.
Sumru
Yenmiş beni âh o tâ ezelden,
Azminde sipihr-i lem-yezelden!..
Nâhîd-i kazâda kısmet olmuş,
Gûyâ o zaman bu ay tutulmuş!..
Rokzan
(biraz hazm ile)
Mahzun yüzünüz o mâh-ı muğber!..
Vâkıf mı bu sûz-i kalbe Eşber?..
Nâmûsunu etmeyin ferâmûş.
Eyler onu hûnunuzla hâmûş!..
Sumru
İşte o zaman kopar kıyâmet!..
Hep doğduğuna eder nedâmet.
Deryâ gibi cûş eder de kanlar,
Âlemler olur batup çıkanlar.
İskender olur da âhız-i sâr.
Kalmaz bu cihanda Hind’den âsâr.
Lâyık şu ki arzedüp uhuvvet,
Olsun o da nâil-î fütüvvet.
Rokzan
(hiddetlice)
Eyler mi hiç ol dilîr-i meşhûr,
Bir nefsi içün fedây-ı cumhûr?..
Hemşîresi de bu yolda hattâ
Elbette olur onunla hemtâ.
Ma’şukuna olmak üzere mâlik,
Olmaz o reh-i sakîme sâlik.
Gösterdiği sûziş olsa müşted
Hem hâin olur o, hem de mürted!..
Sumru
Meyl etdi benim gibi garîbe;
Meş’al o ziyây-ı dilfirîbe,
Tâ haşre kadar yanar bu gözler.
Rokzan
Hayrân ediyor beni bu sözler.
Sevdâ gibi ahdiniz süreksiz;
Şâyeste sayılsanız yüreksiz.
Mülkü edecek olursa teshîr,
Etmekle onu yolunda te’hîr,
Harb etmek idi merâm-ı aksâ;
Ahdeyledinizdi siz; hususâ
İskender’e ben haber götürdüm!..
Sumru
Peyman ne demek?.. O Şâhı gördüm.
Meze oldu içimde küfr-ü-îmân;
Birleşdi gözümde derd-ü-dermân!..
Rokzan
(Birdenbire parlayarak)
Öyleyse gebermedir vazîfen!..
Birleşmiş olur döşekle medfen.
Sumru
(mütehayyir ve mütehevvir)
Şiddet neden eyliyor ya neş’et?..
Haddin mi senin bu yolda cür’et?..
Sen kim oluyorsun?..
Rokzan
(mütemeddih)
Aslı kisrâ,
Hemşîre-i hâkim-i Buhârâ,
Meydân-ı kıtalden girîzân,
Dârâ kızıyım, adım da Rokzân.
Sumru
Sen mi?..
Rokzan
Kulunuz!..
Sumru
Benim nedîmem?..
Rokzan
Sultân idi künye-î kadîmem;
Sultân olacak yine karîben!..
Senden hele çok şerefliyim ben.
Gülşende misâl-i nûr-i hurşîd,
Mastûr yüzümde nâm-ı Cemşîd!..
Sumru
Cemşîd kızı, aman… Ne dersin?..
Rokzan
Yâ duhter-i rez mi zannedersin?..
Sumru
Anlat
11
Zeytun Avrupalılarca min-el-kadîm sulh-u- müsâlemetin remz-u- alametidir (Tâbi’).