Özbek Edebiyatı Yazıları. Karakaş Şuayip

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Özbek Edebiyatı Yazıları - Karakaş Şuayip страница 39

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Özbek Edebiyatı Yazıları - Karakaş Şuayip

Скачать книгу

başlar. Semerkand’dan sonra ilk şube Hokand’da açılır. Yeŋi Fergana gazetesi bünyesinde kurulan Kızıl Kalem’in yazı heyetinde Osman Nâsır da bulunur.

      Aynı yıllarda, Basmacılık Hareketi Fergana vadisinde eski şiddetini kaybetmiş, fakat Hokand Muhtariyeti’ni yıkarak binlerce insanı katleden sovyet hükûmetinin sömürgecilik siyasetine karşı birleşen son direnişçiler, uzak köylerde arada sırada da olsa ortaya çıkmaktadırlar. Halkın bu harekete olan rağbetini tamamen sona erdirmek için Özbek Devlet Sinema Stüdyosu’nun görevlileri bir propaganda filmi hazırlamak üzere 1929 yılında Hokand’a gelirler. Film ekibinin çalışmaları, Osman Nâsır’ın ilgisini çekince, okuma-yazma kursundan ayrılarak Moskova’daki sinema enstitüsünde okumak hevesine kapılır. 1929-1930 öğretim yılında, Moskova’da Kinematografi Enstitüsü’nün Senaryo Bölümü’nde okumaya başlar. Fakat Moskova’nın şiddetli soğuğuna tahammül edemeyen şair, sık sık hastalandığı için birinci sınıfın sonunda, Temmuz ayında Hokand’a dönmek zorunda kalır. 1930-1931 öğretim yılında, Hokand’da, köy öğretmenleri için açılan kurslarda yeni alfabeye göre dil ve edebiyat dersleri verir. Hokand’a döndükten sonra, Moskova’da bizzat tanıdığı Vladimir V. Mayakovski’nin tesiri altında şiirler yazar, kurs öğretmenliğinin yanı sıra şehir tiyatrosunda da edebî danışman olarak çalışmaya başlar.

      Osman Nâsır, Fergana vadisinde Basmacılık Hareketi’nin kontrol altına alınması ve bastırılması dolayısıyla 1929 yılında Zafer adlı ilk tiyatro eserini yazar. Eser, şairin halk düşmanı ilân edildiği 1937 yılına kadar Hokand şehir tiyatrosunda aralıksız sahneye konulur. Aynı yıllarda, kolhozlaştırma ile ilgili olarak Düşman (1931) piyesini ve yeni rejimden memnun olmayanları söz konusu ettiği Soŋgi Kün (1932) piyesini yazar. Nezircan Halilov (1930) adlı eseri de kaleme aldığı diğer bir piyesidir.

      Osman Nâsır’ın çocukluk yıllarında Mukîmî, Furkat, Zevkî gibi büyük Hokandlı şairler vefat etmiş olsalar da, edebiyat çevrelerinde onların tesirleri hâlâ devam etmektedir. Mukîmî ve Furkatların halefleri arasında Aşurali Zâhirî’nin ayrı bir önemi vardır. A. Zâhirî, kâmus ilmine vâkıf olup Leningrad’daki şarkıyatçılar tarafından da tanınan yüksek kültür ve malûmat sahibi birisidir. Bu şahıs, lisede Osman Nâsır’ın hocası olmuştur. Meşhur roman ve hikâyeci Abdullah Kahhar, Serâb adlı romanında, Muradhoca tipiyle Aşurali Zâhirî’yi, eserdeki merkez kahramanlardan biri olan Seydî ile de Osman Nâsır’ı anlatır. Romanda, Zâhirî ile Seydî, gizli bir teşkilâtta buluşurlar. Teşkilâtın gayesi, “kızıl bayrak ornıge kök bayrak tikiş”tir. Osman Nâsır’ın 1929 yılı sonbaharında, eğer sinema öğrenimi görmek üzere Moskova’ya gitmek yerine Hokand’da kalmış olsaydı, Aşurali Zâhirî ile birlikte gizli teşkilât üyesi olmaktan dolayı tutuklanacağı rivayet edilmektedir. Nitekim 1929 yılı Kasım ayında, Zâhirî ve yirmi kadar insan, “Bâtır Gepçiler” teşkilâtını kurmak suçundan dolayı hapsedilirler. Tamamen iftiradan ibaret olmasına rağmen tutuklanan şahıslar, ağır ceza ile Moskova-Volga kanalı inşaatına gönderilirler ve ancak inşaatın tamamlanmasından sonra Özbekistan’a dönebilirler.

      Osman Nâsır, Hokand’daki kurslarda öğretmen olarak çalışırken Şehir Yoksul Yazarlar Birliği’nin toplantılarına iştirak eder, Yeŋi Fergana gazetesinin yazı heyetinde yer alır. 1931 yılında, Yeŋi Fergana gazetesinin Şubat-Mayıs sayılarında tefrika edilen Narbota adlı destanını yazar. İlk şiir kitapları olan Kuyaş Bilen Suhbet ile Seferber Satrlar, 1932 yılında Hokand’da neşrolunur.

      Birinci Özbek Yazarlar Kurultayı, 7-11 Mart 1933 tarihlerinde Taşkent’te toplanır. Osman Nâsır kendisinin de delege olarak katıldığı kurultaya ithafen Tiŋle, Kurultay adlı şiirini yazar ve kürsüden okur. 10 Mart günü, Özbekistan Komünist Partisi Merkez Komitesi Birinci Sekreteri Ekmel İkramov, kurultaydaki konuşmasında, edebiyatın insanların eğitilmesindeki ve ideolojik mücadeledeki emsâlsiz rolünden ve sovyet yazarlarına bu mücadelede düşen önemli görevlerden bahseder. Kurultayda alınan kararla, Yoksul Yazarlar Birliği ve bu birliğin şubelerinin kapatılarak yerine Özbekistan Yazuvçılar Uyuşması’nın kurulmasına karar verilir. Şair, aynı yıl Temmuz ayında Yazuvçılar Uyuşması üyeliğine kabul edilir. Bu yıllarda Çolpan gibi millî ruhla eserler veren bütün şair ve yazarlar baskı altına alınırlar.

      Cumhuriyetlerdeki genç şair ve yazarlar, 1932-1933 yıllarında, İzvestiya gazetesinin teşebbüsüyle, hakkında eserler yazmak maksadıyla “sovyet zenaatkârlığının gururu” olan büyük fabrikaları, ziyaret ederler. Osman Nâsır ile şair Uygun da 1930’lu yıllarda sovyet edebiyatı için önemli sayılan “zenaat temasını” işlemek üzere Ukrayna’daki Harkov traktör fabrikasına giderek bir ay boyunca basit bir işçi olarak çalışırlar. Bu yıllarda ortaya atılan Leninist-Stalinist edebiyat teorisine göre, hakikî sovyet yazarı, tezgâhlar arasından çıkarak sanat eserlerine “fabrikaların nefesini ve makinaların süratini” aksettirmelidir. Osman Nâsır, Ukrayna’dan döndükten sonra 1934 yılında, Harkov traktör fabrikasında çalışan işçilerin hayatını, fedakârlıklarını, vatanperverliklerini ve proletarya diktatörlüğünün zaferlerini aksettiren Traktörâbâd adlı şiir kitabını yayımlar.

      Osman Nâsır, Hokand’daki öğretmenlik yıllarından sonra 1 Eylül 1933’te, Semerkand’daki Pedagoji Akademisi’nin Dil ve Edebiyat Fakültesi’ne kaydını yaptırır. Abdurrauf Fıtrat, Sadriddin Aynî, Gazi Âlim Yunusov ve Şâkir Süleyman, bu fakültede ders veren meşhur hocalardır. Osman Nâsır güzel, olgun şiirlerini, 1934 yılından itibaren burada yazmaya başlar. Onun şair olarak bütün Türkistan’da tanınmasında ve sanatının gelişmesinde, bu üniversitedeki sanat çevresinin önemli rolü olmuştur. Fakültedeki öğrenciliği sırasında, dersten çok şiirle ilgilenir. Şiir, artık bir peri gibi onu kendisine bağlamıştır. Üniversite tarafından, 1934 yılı Mayıs ayında, Tacikistan Yazarlar Birliği’nin I. Kurultayı’na temsilci olarak gönderilir. Yine aynı yılın yaz aylarında, Ermeni Yazarlar Birliği’nin I. Kurultayı’na gönderilir. Ermenistan gezisi sırasında, biri Bakû’da, biri Tiflis’te, üçü de Erivan’da olmak üzere toplam beş şiir yazar. Bu bilgiden, şairin gezisi sırasında Azerbaycan ve Gürcistan’ı da ziyaret ettiği anlaşılmaktadır. Ermenistan gezisi ile ilgili en önemli eseri, Nahşan adlı destanıdır.

      Şair, 1934 yılında Atlas adlı piyesini neşreder. Atlas, Özbek tiyatro edebiyatı tarihinde, ilk manzum parçaları ihtiva eden yarı manzum bir piyes olması ve konusu itibariyle de 1930’lu yıllarda üniversite öğrencilerinin hayatını tasvir etmesi bakmından yeni ve orijinal bir eser olarak karşılanır. Eserin kahramanı, bir Rus tarafından yetiştirilip terbiye edilen Atlas adlı bir Özbek kızıdır. Eserde, milletlerin, halkların gönül birliği anlatılır.

      Osman Nâsır, sık sık katıldığı Taşkent’teki edebî toplantılar sebebiyle derslerini ihmal etmeye başlayınca, fakülte idaresi bu duruma rıza göstermez. 1934-1935 öğretim yılı sonu yaklaşırken şairin fakültedeki vaziyeti pek müşkül bir hâl alır. Ve nihayet Osman Nâsır’ın kaydı silinerek öğrenciliğine son verilir.

      Merhaba Taşkent!

      Osman Nâsır, 1935 yılı baharında Semerkand’dan Taşkent’e gelir. O günlerde Moskova’daki Bütünittifak Şora Yazuvçıları Uyuşması’ndan (Sovyet Yazarları Birliği’nden) Taşkent’teki şair ve yazarlara sık sık talimatlar gelmektedir. 1935 yılı Nisanında, Ekim ihtilâlinin yaklaşmakta olan 20. yıldönümü ile alâkalı olarak “şanlı yıldönümü”ne

Скачать книгу