Büyük Evin Küçük Hanımefendisi. Джек Лондон
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Büyük Evin Küçük Hanımefendisi - Джек Лондон страница 9
Son ayrıntısına kadar her şey büyük boyutlu ve moderndi. Yöneticileri kira ödemeksizin -beş ila on bin dolarlık evlerde-yaşıyorlardı. Maaşları ise yetenekleri oranındaydı. Atlantik’ten Pasifik’e kadar uzanan kıtada bu uzmanlar özel olarak seçiliyor, kaymak tabakayı oluşturuyorlardı. Düz arazilerde yapılacak tarım için kullanılacak benzinli traktörlerin siparişini büyük sayılarla veriyordu. Dağlardaki gölcükleri setle çevrelediğinde yüzlerce milyon galon suyu tutuyordu. Sisli bataklıklarındaki çukurları kapatmak yerine onları sulama kanalı hâline getirdi, peşin parayla muazzam büyük kazıcılar aldı, kendisine ait bataklıklarda işler yavaşladığında büyük komşu çiftliklerin arazi sahiplerinin ve şirketlerin Sacramento Nehri’nin yaklaşık yüz elli kilometresi boyunca uzanan bataklıklarının kurutma işleri için sözleşmeler yapıyordu.
İhtiyaçlarını bilecek kadar yeteri düzeyde zekâsı vardı ve en yetenekli zekâları satın alabilmek için güncel piyasanın üzerinde bir fiyat ödemesi gerektiğini de biliyordu. Satın aldığı zekâları yönetecek kadar zekiydi ve bu zekâlar ona kârlı sonuçlar getirecekti.
Üstelik henüz kırk yaşına girmişti. Zeki, iyi kalpli, candan, erkekçe ve güçlüydü. Ama gençliğine baktığınızda otuz yaşına kadar aşırı derecede kaygısız ve kararsızdı. On üç yaşındayken milyonlarca değerindeki evinden kaçmıştı. Yirmi bir yaşından önce kıskanılacak ölçüde kolej dereceleri kazanmıştı. Ama ondan sonra süslü limanlarla dolu denizleri çok iyi bilen biri olmuştu. Macera dolu vahşi dünyada serinkanlılıkla, sıcak bir kalple ve kahkahalarıyla cenneti vadeden her türlü riski göze almaya başladı. Sadelik ve sıkıcılık onun kanunlarında yer almıyordu.
San Francisco’nun eski günlerinde Forrest adı oldukça etkiliydi. Forrest malikânesi Nob Hill’de saray tarzı evlerin öncülüğünü yapmıştır. Buralarda Flood, Mackay, Crocker ve O’Brien gibi aileler ikamet etmekteydi. Babası “Şanslı” Richard Forrest eski New England’dan Isthmus üzerinden gelmişti. Ticarete meraklıydı. Ülkesini terk etmeden önce yelkenlerle ilgileniyordu. Onları inşa etmeye pek hevesliydi. Yeni topraklara varır varmaz sahil gayrimenkulü, nehirlerdeki buharlı gemileri, madenleri ve tabii ki daha sonraları Nevada Comstock’ın drenaj yapım işi ve Güney Pasifik’in inşasıyla ilgilendi.
Büyük oynadı, büyük kazandı, büyük kaybetti ama her zaman kaybettiğinden daha fazlasını kazandı. Kumar oyunlarında bir eliyle verdiklerini öbür eliyle geri aldı. Comstock’tan kazandıklarını Eldorado bölgesinde Daffodil Grubu’nun dipsiz kuyusunda batırdı. Benica Hattı’ndaki yıkımdan kalanı Napa Birleşim’e yatırdı. Cesaret edip buna girişmesi ona yüzde beş bin kazandırmıştı. Başlarda hızla büyüyen Stockton borsasının çökmesi sonucu kaybettiği paralar Sacramento ve Oakland’daki emlak piyasasındaki paha biçilmez ana varlıklarıyla fazlasıyla dengelendi.
Ve üstüne üstlük bir dizi felaketler sonucu “Şanslı” Richard Forrest her şeyini kaybettiğinde -San Francisco, Nob Hill’deki malikânesinin ne gibi bir fiyat aralığında satılabileceği tartışıladursun- Forrest madenci avansı çekerek Del Nelson ile Meksika’da maden arama işine girişti. Tarihte kayıtlara geçsin diye söylüyorum; sözü edilen Del Nelson’ın kuvars kristalini araması sonucunda Harvest Grup’un doğmasına neden olmuştu. Bunun yanı sıra Tattlesnake, Voice, City, Desdemona, Bullfrog ve Yellow Boy gibi olağanüstü ve yorulmak bilmeyen şirketler de devlet arazilerinde hak talep etmeye başladılar. Başarıları karşısında hayretler içinde kalan Del Nelson ise bir yıl içinde çok büyük miktarda ucuz viskinin içinde boğulmuş olarak bulundu. Hısım akrabası olup olmadığı belirlenemediği için kendi yarı hissesi olduğu gibi Şanslı Richard Forrest’a kalmıştı.
Dick Forrest babasının oğluydu. Bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ve cesaretiyle Şanslı Richard iki kez evlenmiş ve iki kez dul kalmıştı. Ne var ki çocuğu olmamıştı. 1872 yılında üçüncü evliliğini yapmıştı. Elli sekiz yaşındaydı. 1874 yılında eşi doğum yaparken ölmüştü. Beş buçuk kilo ağırlığında, fıçı gibi şişman ve boğuk sesli olan bu bebek bir sürü hemşire tarafından büyütülmek üzere Nob Hill malikânesine götürülmüştü.
Genç Dick erken gelişti. Şanslı Richard ise bir demokrattı. Sonuç: Genç Dick özel öğretmenden her şeyi bir yıl içinde öğrendi. İlkokula gitseydi bu süre üç yıla çıkacaktı. Böylece arta kalan birikmiş yıllarını açık havada oynayarak geçirdi. Ayrıca oğlanın erken gelişmesi ve babanın demokrat olması sonucu Genç Dick son yılında ilkokula gönderilmişti. Okulda işçilerin, tüccarların, meyhanecilerin ve politikacıların oğulları ve kızlarıyla sorumluluk sahibi bir demokrat gibi yetiştirilmesini istiyordu babası.
Sınıfta ezberden okuma ve heceleme yarışmalarında babası bir tuğla taşıyıcı olan matematik dehası Patsy Halloran ile girdiği rekabette babasının milyonları ona yardımcı olmuyordu. Dul annesinin manav dükkânı işlettiği heceleme ustası Mona Sanguinetti ile yaptığı yarışmalarda da babasının parası işlemiyordu. Ceketini çıkarıp eldivensiz, rauntsuz dayak yediğinde veya dayak attığında babasının milyonları ve Nob Hill malikânesi Genç Dick’in imdadına yine yetişmiyordu. Jimmy Boots, Jean Choyinsky ve diğer geri kalan çocuklarla büyük zorluklarla tecrübe sahibi olmuştu. İşin ilginç yanı birkaç yıl sonra bu deneyimsiz ama enerjik, önemsiz ama genç çocuklar bütün dünyayı gezerek şan, şöhret ve para içinde yüzdüler. Hepsi birer profesyonel boksör olmuşlardı ve ancak San Francisco’nun sokaklarından yetişebilirlerdi.
Şanslı Richard’ın oğlu için yaptığı en akıllıca şey ona demokratik eğitim sağlamasıydı. Genç Dick birçok hizmetkârın bulunduğu bir malikânede yaşadığını ve babasının çok güçlü ve onurlu olduğunu asla unutmadı ve bunları hep kalbinin derinliklerinde sakladı. Ne var ki Genç Dick iki bacaklı, iki yumruklu demokrasiyi de öğrenmişti. Mona Sanguinetti sınıfta heceleme yarışını kazandığında öğrenmişti. Berner Miller onu fazla kovaladığında veya Black Man’i koşarak geçerken daha çevik davrandığında da öğrenmişti.
Tim Hagan belki de yüzüncü kez sol eliyle Dick’in kanayan burnuna ve ezilmiş ağzına vuruyordu. Ayrıca karnına aldığı darbeler de işin içine karışınca Onu serseme çeviriyordu. Başı dönüyor, nefesi ıslık gibi çıkıyor ve yırtılmış dudakları arasında hıçkıra, hıçkıra ağlıyordu, işte böyle zamanlarda da ne malikâne ne de banka hesapları yardımına koşuyordu. İki bacağı ve iki yumruğu vardı. Ya Tim ya da o kazanacaktı. İşte o anda kan ter içinde ve demir gibi bir kalple Genç Dick kaybedilmek üzere olan bir kavgada kaybetmemeyi öğrendi. İlk darbeyle zorlu mücadele başlamıştı. Birbirlerini dövemeyeceklerini anlayana kadar da pes etmediler. Ama orta yolu bulmadan önce ikisi bulantı ve yorgunluktan kendilerini yere atmış, birbirlerine olan hiddet ve isyankârlığı durmaksızın akan gözyaşları arasında ancak uzlaşmaya varmışlardı. Bu olaydan sonra yakın arkadaş olmuşlar ve okul bahçesindeki herkese hükmetmeye başlamışlardı.
Genç
7
Akre: Yaklaşık bin kilometre kare (ç.n.)