Büyük Evin Küçük Hanımefendisi. Джек Лондон

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Büyük Evin Küçük Hanımefendisi - Джек Лондон страница 12

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Büyük Evin Küçük Hanımefendisi - Джек Лондон

Скачать книгу

bizimle, ah ne bileyim, belki yirmi beş belki de otuz yıldır babam için yemek hazırlamıştır. Hatta bu ev inşa edilmeden ya da ben doğmadan önce bile. O ayrıcalıklıdır. Kendi bildiğini okumaya o kadar alışık ki ona çok nazik davranmalısınız. Ama bir kez sizi sevdi mi sizi mutlu etmek için elinden gelen her şeyi yapar. Beni de çok sever. Eğer sizi sevmesini sağlarsanız burada çok eğlenceli vakit geçirirsiniz. Ve dürüstçe söylüyorum, ben de size hiç sorun yaratmayacağım. Ben de burada yokmuşum gibi davranıp hiç huysuzluk etmeyeceğim.”

      5. BÖLÜM

      Akşam saat dokuzda dakikası dakikasına bulabildiği en eski giysilerini giyerek Genç Dick, Ferry Binası’nda Tim Hagan ile buluştu.

      “Kuzey’e gitmenin anlamı yok.” dedi Tim. “Orada kış çabuk gelir ve uyumamızı zorlaştırır. Doğu’ya gitmeye ne dersin? Nevada ve bütün çölleri görürüz.”

      “Başka yer yok mu?” diye sordu Genç Dick şüpheyle. “Güney’e gitsek ne olur? Los Angeles, Arizona ve Meksika’ya gidebiliriz. Hatta Teksas’ı bile görebiliriz.”

      “Kaç paran var?” diye ısrar etti Tim.

      “Neden soruyorsun?” Genç Dick karşı atak yaptı.

      “Buradan bir an önce gitmemiz gerekiyor ve başlangıçta paramızı kullanarak kaçarsak daha hızlı yol alırız. Bana bak, ben birinci sınıf giyinmişim ama sen öyle giyinmemişsin. Seni arayanlar bayağı gürültü patırtı çıkaracaklar. Sopa ile silkeleyebileceğinden daha fazla dedektifler peşine düşecekler. Onları atlatmamız gerek. Öyle yapmalıyız, evet.”

      “O zaman biz de onları atlatırız.” dedi Genç Dick. Bir iki gün oraya buraya kısa geçişler yaparız, göze batmamaya çalışırız ve Tracy’e gidene kadar yol masraflarımızı öderiz. Sonra hiçbir şeye para vermeden Güney’e kaçarız.”

      Düzenledikleri bu programı özenle yerine getirdiler. Yolculuğun parasını ödeyerek en sonunda Tracy’e ulaştılar. Bundan altı saat önce ise yerel şerif yardımcısı trenleri arama görevine son vermişti. Fazla tedbirli davranan Genç Dick Tracy’den de öteye Modesto’ya kadar tren ücretini ödedi. Ondan sonra Tim’in telkiniyle bir daha yolculuk için ödeme yapmadı. Onun yerine bagajların arasında saklanarak veya kapalı yük vagonları ve lokomotif mahmuzunun içine gizlenerek yollarına devam ettiler. Genç Dick gazete alıyor ve Forrest’ın milyonlarına sahip olan genç varisin kaçırılmasındaki dehşet verici hikâyeyi Tim’e okuyor ve onu korkutuyordu.

      San Francisco’da ise Koruma Heyeti gözetim altındaki varisi için toplamda otuz bin dolar ödüller koyuyordu. Bir su tankının yanındaki çimlere uzanan Tim Hagan da aynı yazıyı okuyordu. Genç Dick’in kişiliğini düşündü. Arkadaşı için onurun maddiyatın ötesinde önemli olduğu ve yaşadığı yer ya da sahip olduğu servetin hiçbir değerinin olmadığını biliyordu. Yüksek bir arazide bir malikânede yaşıyor olabilirdin ya da düzlük bir yerde bir marketin üzerindeki bir konutta.

      “Ah!” dedi Tim kırlara doğru göz gezdirirken. “O otuz bin dolar için seni ispiyonlasam herhâlde benim moruk sorun çıkarmazdı. Bunu düşünmek bile beni korkutuyor.”

      Tim’in bu konuyu açık açık dile getirmesiyle Genç Dick de fikrini söyleyip bir polisin oğlunun ona asla ihanet etme ihtimalinin olmadığını açıkladı.

      Altı hafta sonrasına kadar Genç Dick bu konuyu bir daha açmadı. Arizona’daydılar.

      “Bak Tim!” dedi. “Benim bolca param var. Her dakika çoğalıyor ve ben bir sentini dahi harcayamıyorum, gördüğün gibi. Ama Bayan Summerstone benden yılda net bin sekiz yüz dolar alıyor, üstelik benim evimde kalıyor ve benim arabalarımı kullanıyor. Oysa seninle ben itfaiye erlerinin kamaralarındaki arta kalanları yemekten memnunuz. Her neyse benim param sürekli yükseliyor. Yirmi milyon doların yüzde onu ne kadardır?”

      Tim Hagan çölün parlayan sıcaklık dalgasına gözlerini dikti ve bu matematik problemini çözmeye çalıştı.

      “Yirmi milyonun onda biri kadardır?” Genç Dick sinirlenerek sordu.

      “Hımm! İki milyon tabii.”

      “O zaman yüzde beş yüzde onun yarısı eder. Yirmi milyon yüzde beş faizle ne kadar kazandırır?”

      Tim duraksadı.

      “Yarısı iki milyonun yarısı!” diye bağırdı Genç Dick. “Bu orana göre ben her yıl bir milyon daha zenginleşiyorum. Bunu unutma ve beni iyi dinle. Geri dönmek için hazır olduğumda -ama bu yıllar yıllar sonra- her şeye baştan başlarız: Sen ve ben. Sana söylediğimde babana mektup yazacaksın. Beklediğimiz yere bir koşu gelir, beni alır ve arabayla geri götürür. Sonra otuz bin dolarlık ödülü korumalarımdan alır, polis kuvvetlerinden ayrılır ve büyük ihtimalle meyhane açar.”

      “Otuz bin dolar çok para.” Tim’in bu kendine özgü umursamaz tavrı aslında minnettarlığını belli ediyordu.

      “Benim için değil.” Genç Dick cömertliğini küçümsemedi. “Otuz üç tane otuz bin bir milyonun içinde var ve bir milyon paramın bir yıllık cirosu eder.”

      Ama Tim Hagan babasının bir meyhane açtığını hiç göremedi. İki gün sonra, çocuklar o işi yapmayacak kadar akıllı davranması gereken bir frenci tarafından boş bir yük vagonundan bir viyadükte kovuldular. Köprünün ayaklarında kuru, dar ve derin bir vadi vardı. Genç Dick yirmi metre aşağıdaki kayalıklara baktı ve tereddüt etti.

      “Köprüde yer var.” dedi “Ama ya tren harekete geçerse?”

      “Hayır, hareket etmeyecek, zamanınız varken kaçın!” dedi frenci. “Diğer taraftan motora su verilecek. Her zaman burada su doldurulur.”

      Ne var ki motora su verilmedi. Resmî soruşturmanın kayıtlarında mühendis tankın içinde suya rastlamamıştı. Susuz devam etmişti yoluna. İki oğlan yük vagonunun yan kapısından güç bela dışarı çıkabilmişlerdi ve tren ile uçurum arasındaki dar geçitten birkaç adım atabilmişlerdi ki tren hareket etmeye başladı. Algı ve ayar konularında kendinden emin Genç Dick hemen elleri ve dizleri üzerine çömeldi, böylece daha geniş bir alanda daha rahat tutunabilmiş yük vagonlarının çıkıntılarının altına eğilebilmişti. Tim ise algılama ve ayarlama konusunda onun kadar hızlı değildi. Bir yandan da Kelt8 öfkesine kapılmıştı. Bu nedenle elleri ve dizleri üzerine çömeleceğine frenciye bağırmak için dimdik ayakta kaldı. Korkunç sözler, Kelt ataları gibi hiddetli sözler sarf edecekti frenciye.

      “Aşağı eğil! Aşağı!” diye bağırdı Genç Dick.

      Ama maalesef o fırsatı kaçırmıştı. Son sürat yokuş aşağı giden motor hızlanarak trene yetişti. Arkasında hava boşluğu ve altında uçurum, Tim hareket eden vagonları karşısına alarak elleri ve dizleri üzerine çömelmeye çabaladı. Vagonla ilk teması omuzlarında bükülmeye neden oldu ve bu yüzden neredeyse dengesini kaybedecekti. Şans eseri dengesini yeniden sağlayabildi. Dik durdu ama tren gitgide daha da hızlanıyordu çömelmesi artık imkânsızdı.

      Genç Dick çömelmiş ve tutunarak onu izliyordu. Tren bayağı yol almaya başlamıştı. Vagonlar süratleniyorlardı. Tim serinkanlılıkla

Скачать книгу


<p>8</p>

Kelt: Cesur, savaşçı. (ç.n.)