Tarzan’ın Dönüşü. Эдгар Райс Берроуз
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Tarzan’ın Dönüşü - Эдгар Райс Берроуз страница 12
Rokoff; Tarzan’ı neredeyse sürekli gözetliyor, De Coude sarayına geceleyin uğramak için münasip bir an kolluyor fakat bu hususta hep hüsrana uğruyordu. Birkaç seferinde Tarzan’ın, operadan sonra Kontes’e evine kadar eşlik ettiği olmuştu fakat her seferinde de onu girişte bırakıp geri dönmüştü; bu da Kontes’in sadık kardeşinin hiç hoşuna gitmemişti.
Tarzan’ı kendi eliyle tuzağa kıstırmanın imkânsız olduğunu idrak eden Rokoff ve Paulvitch, baş başa verip maymun adamı riskli bir pozisyonda yakalatmak için bir plan yapmaya koyuldular.
Günlerce hem gazeteleri taradılar hem de De Coude ile Tarzan’ın hareketlerini gözetlediler. Nihayetinde de muratlarına erdiler. Bir sabah gazetesinde ertesi akşam Alman sefir tarafından bir davet verileceğinden kısaca bahsediliyordu. Davetliler arasında De Coude’un adı da mevcuttu. Bu davete katılması, gece yarısından sonraya kadar evde olmayacağı anlamına geliyordu.
Davet yemeğinin verileceği gece Paulvitch, Alman sefirin malikânesinin önündeki kaldırımda bekliyordu. Oradan davete teşrif eden her bir davetlinin yüzünü görebiliyordu. Arabasından inip yanından geçip giden De Coude’un gelişini beklemesi uzun sürmedi. Bu kadarı kâfiydi. Paulvitch oradan hemen ayrılıp Rokoff’un kendisini beklediği dairesine döndü. Orada saat on bir olana kadar bekledikten sonra Paulvitch, telefonun ahizesini kaldırdı ve bir numara çevirdi.
“Teğmen D’Arnot’un evi mi?” diye sordu, karşı taraftan cevap gelince.
“Mösyö Tarzan için bir mesajım var, telefona gelebilir mi acaba?”
Bir an sessizlik oldu.
“Mösyö Tarzan?”
“Ah, evet, mösyö, ben François… Kontes de Coude’un hizmetinde çalışıyorum. Acaba mösyö, bu François kulunuz için bir iyilik yapıp onu geri arayabilir mi?”
“Evet, mösyö. Bir mesajım var, Kontes’ten acil bir mesaj. Hemen onun yanına gitmenizi istirham ediyor; başı dertte, mösyö.”
“Hayır, mösyö, François kulunuz ne olduğunu bilmiyor. Madama mösyönün birazdan geleceğini söyleyeyim mi?”
“Teşekkür ederim, mösyö. Tanrı sizden razı olsun.”
Paulvitch ahizeyi yerine koydu ve sırıtarak Rokoff’a döndü.
“Oraya varması otuz dakika sürer. Alman sefirin malikânesine on beş dakikada ulaşırsan De Coude’un evine varması kırk beş dakika alır. Tüm mesele o aptalın kendisine bir oyun oynandığını anladıktan sonra on beş dakika daha orada kalması ama yanılmıyorsam Olga onu o kadar kısa sürede bırakmak istemez. İşte, al bu notu, De Coude’a götür. Çabuk!”
Paulvitch hiç vakit kaybetmeden Alman sefirin malikânesine vardı. Notu kapıdaki uşağa verdi. “Bu not, Kont de Coude için. Çok acil. Bu notu derhâl ona kendi elinle teslim et.” dedi ve uşağın eline bir gümüş para bıraktı. Sonra da evine döndü.
Bir dakika sonra De Coude, ev sahibinden müsaade isteyerek zarfı açtı. Okudukları karşısında yüzü bembeyaz kesildi ve elleri titremeye başladı.
MÖSYÖ KONT DE COUDE,
Şerefinizi kurtarmak isteyen biri olarak, bu not vesilesiyle, tam şu anda yuvanızın kutsal varlığının tehlike altında olduğu hususunda sizi uyarmak istedim.
Bir aydır siz evde yokken evinizin müdavim bir ziyaretçisi olan malum bir adam, şu an karınızla birlikte. Derhâl Kontes’inizin yatak odasına giderseniz, onları birlikte göreceksiniz.
Paulvitch Tarzan’ı aradıktan yirmi dakika sonra Rokoff, Olga’nın hususi hattını aradı. Kontes’in hususi yatak odasında bulunan telefonu hizmetçisi açtı.
“Ama madam yattı.” dedi hizmetçi, Rokoff’un onunla görüşmek istemesine cevaben.
“Sadece Kontes’e söyleyebileceğim çok acil bir mesajım var.” diye karşılık verdi Rokoff. “Söyle hemen kalksın, üstüne bir şeyler geçirip telefona gelsin. Beş dakika sonra tekrar arayacağım.” Ardından ahizeyi yerine bıraktı. Bir dakika sonra içeri Paulvitch girdi.
“Kont mesajı aldı mı?” diye sordu Rokoff.
“Şu an evine gidiyordur.” diye cevapladı Paulvitch.
“Güzel! Şimdilerde hanımefendi geceliğiyle odasında oturuyordur. Biraz sonra sadık adamım Jacques, Kontes’e hiç haber vermeden Mösyö Tarzan’ı onun huzuruna götürecek. Durumu açıklaması da birkaç dakika sürer. Olga o incecik geceliğinin içinde çok cazibeli görünecek; geceliği tüm çekiciliğini ortaya çıkarırken üzerine giydiği dar ropdöşambır ise sadece yarım yamalak kapatıyor bedenini. Olga şaşıracaktır ama memnun olmayacağını söyleyemem.”
“O adamda biraz erkeklik varsa şu andan itibaren on beş dakika sonra Kont geldiğinde, çok güzel bir aşk sahnesiyle karşılaşacak. Bence muhteşem bir plan yaptık, sevgili dostum Alexis. Kont de Coude’un Paris’teki en iyi silahşorlardan biri ve hatta tüm Fransa’daki açık ara en iyi nişancı olduğunu da hesaba katarsak; şimdi dışarı çıkıp kendimize Plancon’un eşsiz pelin otu liköründen ısmarlayıp Mösyö Tarzan’ın sağlığına içebiliriz.”
Tarzan, Olga’nın evine vardığında Jacques girişte onu bekliyordu.
“Bu taraftan, Mösyö.” dedi ve onu geniş, mermer merdivenlerden üst kata çıkardı. Çok geçmeden bir kapıyı açtı ve ağır bir perdeyi kenara çekti. Abartılı bir hürmetle eğilerek Tarzan’ı loş ışıklı odaya buyur etti. Tarzan girince Jacques hemen ortadan kayboldu.
Tarzan, odanın karşı ucunda Olga’yı üzerinde telefon olan küçük bir masanın önünde otururken gördü. Masanın cilalı yüzeyine parmaklarını sabırsızca vuruyordu. Tarzan’ın girdiğini duymamıştı.
“Olga, ne oldu?” dedi.
Korkudan ufak bir çığlık atarak ona doğru döndü.
“Jean!” diye bağırdı. “Burada ne işin var? Seni kim içeri aldı? Neler oluyor?”
Tarzan şaşkına dönmüştü ama hemen sonrasında hakikatin bir kısmını idrak etti.
“Öyleyse beni sen çağırtmadın mı, Olga?”
“Gecenin bu saatinde seni çağırtmak mı? Mon Dieu! Jean, o kadar deli miyim ben sence?”
“François bana telefon edip hemen gelmemi söyledi; başının dertte olduğunu ve beni çağırdığını söyledi.”
“François mı? François da kim?”
“Senin hizmetinde çalıştığını söyledi. Sanki onu hatırlamam gerekiyormuş gibi bahsetti kendisinden.”