Tarzan’ın Dönüşü. Эдгар Райс Берроуз

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Tarzan’ın Dönüşü - Эдгар Райс Берроуз страница 11

Жанр:
Серия:
Издательство:
Tarzan’ın Dönüşü - Эдгар Райс Берроуз

Скачать книгу

style="font-size:15px;">      “Size ve kocanıza karşı işlemeye teşebbüs ettiği suçlar, kan bağının ona verdiği hakları hükümsüz kılmadı mı?” diye sordu Tarzan. “Sizin onun kız kardeşi olmanız, onu sizin namusunuzu lekelemeye kalkışmaktan alıkoymadı. Ona sadakat borcunuz yok, madam.”

      “Ahh ama işte bir de diğer sebep var. Kardeşim diye ona sadakat borçlu olmasam dahi, hayatımın belli bir döneminde olup bitenleri bildiğinden ona karşı duyduğum korkuyu kolaylıkla bir kenara atamam.”

      “Bu kadar anlatmışken hepsini anlatayım gitsin.” diyerek devam etti bir müddet durduktan sonra. “Zira öyle görünüyor ki eninde sonunda size anlatacağım zaten. Ben bir manastırda eğitim gördüm. Oradayken beyefendi olduğunu zannettiğim bir adamla tanıştım. Erkekler hakkında pek bir şey bilmiyordum, aşk hakkında ise neredeyse hiçbir şey bilmiyordum. Ah, aptal kafam, o adama âşık olduğumu sandım ve ısrarı üzerine onunla kaçtım. Güya evlenecektik.”

      “Onunla kaçalı daha üç saat olmuştu. Bu üç saatin tamamı gündüz vakti ve halka açık yerlerde, istasyonda, trende geçti. Nikâhımızı kıyacağımız yere ulaştığımızda, trenden inerken iki memur geldi ve onu tutukladı. Beni de götürdüler ama onlara hikâyemi anlatınca beni alıkoymadılar; onun yerine beni bir kadın memurun nezaretinde manastıra geri yolladılar. Meğer gönlümü çelen adam hiç de beyefendi değilmiş; hem asker kaçağı hem de adaletten kaçan bir suçluymuş. Avrupa’nın hemen hemen her ülkesinde sabıka kaydı varmış.”

      “Manastırın yetkilileri meseleyi örtbas etti. Annemle babamın dahi haberi yok. Lakin, Nikolas daha sonra o adamla tanışmış ve ondan tüm hikâyeyi öğrenmiş. Şimdi onun istediklerini yapmazsam beni bunları Kont’a anlatmakla tehdit diyor.”

      Tarzan güldü. “Hâlâ küçük bir kızsınız. Bana anlattığınız bu hikâye, hiçbir şekilde sizin adınızı lekeleyemez; özünüzde hâlâ küçük bir kız olmasaydınız, bunu bilirdiniz. Hemen bu gece gidip tüm hikâyeyi tıpkı bana anlattığınız gibi kocanıza da anlatın. Şayet yanılmıyorsam bu korkunuza gülüp geçecek ve o kıymetli kardeşinizi ait olduğu hapishaneye attırmak için gerekeni derhâl yapacaktır.”

      “Keşke cesaret edebilsem.” dedi. “Ama korkuyorum. Tecrübelerim bana erkeklerden korkmayı öğretti. Önce babam, sonra Nikolas, sonra da manastırdaki papazlar. Neredeyse arkadaşlarımın da hepsi kocalarından korkuyor. Ben neden benimkinden korkmayayım?”

      “Kadınların erkeklerden korkması bana doğru gelmiyor.” dedi Tarzan; aklının karıştığı yüz ifadesinden belliydi. “Ben insanlardan ziyade orman halkını bilirim; orada işler daha çok tam tersi yürüyor. Tabii siyah erkekler hariç ama onlar da benim gözümde birçok açıdan hayvanlardan daha aşağılar. Hayır, medeni kadınların niçin erkeklerden korkmaları gerektiğini anlayamıyorum; erkekler, kadınları korumak için yaratılmıştır. Bir kadının benden korktuğunu düşünmek dahi istemiyorum.”

      “Kadınların senden korkacağını zannetmiyorum, arkadaşım.” dedi Olga de Coude, yumuşak bir sesle. “Seni tanıyalı henüz kısa bir zaman oldu fakat kulağa aptalca gelse de zannediyorum ki sen hayatım boyunca tanıdığım erkekler arasında korkmayacağım tek erkeksin. Tuhaf, çünkü çok da güçlüsün. O gece kamaramda Nikolas ile Paulvitch’in icabından o denli kolay gelmiş olman beni hayrete düşürdü. Muhteşemdi.” Kısa bir süre sonra Tarzan, Kontes’in evinden ayrılırken kadın Tarzan’ın elini biraz fazlaca tuttu ve yarın araması için ısrar edip söz verdirdi. Kadının bu davranışı, Tarzan’da merak uyandırdı.

      Tarzan veda ederken karşısında durup gülümseyerek ona bakan kadının şuh bakışlarını ve mükemmel dudaklarını günün geri kalanı boyunca aklından çıkaramadı. Olga de Coude çok güzel bir kadındı ve Maymunların Tarzanı da yalnızca bir kadının alakasıyla iyileşebilecek yaralı bir kalbe sahip, çok yalnız, genç bir adamdı.

      Tarzan gittikten sonra odaya geri dönen Kontes, kendisini Nikolas Rokoff’la karşı karşıya buldu.

      “Ne zamandır buradaydın?” diye bağırdı, korkuyla geri çekilirken.

      “Âşığın gelmeden önce geldim.” diye cevap verdi adam, pis pis sırıtarak.

      “Kes şunu!” dedi buyurgan bir sesle. “Böyle bir şeyi bana, kız kardeşine nasıl söylersin!”

      “Peki, sevgili Olgacığım, âşığın değilse af buyur ama âşığın olmaması senin suçun değil. Benim kadınlar hakkındaki tecrübemin onda biri bile onda olsaydı, şu an adamın kollarında olurdun. Aptalın teki o herif, Olga. Hayret bir şey! Her kelimen, her hareketin adama açık bir davetti âdeta ama onun bunu görebilecek zekâsı yoktu.”

      Kadın elleriyle kulaklarını tıkadı.

      “Dinlemiyorum. Bu nasıl bir fesatlık böyle, nasıl böyle şeyler söylersin! Beni neyle tehdit edersen et, namuslu bir kadın olduğumu biliyorsun. Bu geceden sonra bir daha beni rahatsız etmeye cesaret edemeyeceksin; çünkü Raoul’a her şeyi anlatacağım. Beni anlayacaktır, işte o zaman kork, Mösyö Nikolas!”

      “Hiçbir şey anlatmayacaksın.” dedi Rokoff. “Şimdi elimde bir de bu var; uşaklarından güvenebileceğim bir tanesinin yardımı sayesinde, zamanı gelince bu kaçamağın tüm ayrıntıları kocanın kulağına gidecek. Gemideki mesele de böylelikle amacına ulaşmış oldu; şimdi elimizde elle tutulur bir şey var, Olga. Gerçek bir kaçamak. Güya sadık bir kadınsın. Yazıklar olsun sana, Olga.” dedi zorba adam, gülerek.

      Böylece Kontes, Kont’a hiçbir şey anlatmadı ve işler olduğundan daha da kötü bir hâle geldi. İçindeki belli belirsiz korku büyüyüp somut bir hâl aldı. Elbette korkusunun gereğinden fazla büyümesinde vicdanın da etkisi olabilirdi.

      5. BÖLÜM

      SUYA DÜŞEN PLAN

      Tarzan bir ay boyunca, güzel Kontes de Coude’un misafirhanesinin çok aranılan bir müdavimi hâline geldi. İkindi çayına gelen küçük seçkin grubun diğer mensupları ile sık sık bir araya geliyordu. Lakin Olga sık sık, Tarzan ile bir saat kadar baş başa kalmak için bahaneler buluyordu.

      Bir müddet, Nikolas’ın ima ettikleri sebebiyle korku içerisindeydi. O, bu boylu boslu genç adamı bir arkadaştan öte görmüyordu fakat kardeşinin o şeytani sözlerinin telkiniyle, artık kendisini bu gri gözlü yabancıya çeken tuhaf gücün mahiyeti hakkında kafa yormaya başlamıştı. Ona âşık olmak istemiyordu, onun aşkını da keza.

      Olga kocasından yaşça küçüktü ve kendisi fark etmemiş olsa da akranı olan biriyle kuracağı bir arkadaşlığa sığınmayı arzuluyordu. Yirmi yaşındaki birinin sırlarını kırk yaşındaki biriyle paylaşması zordur. Ama Tarzan ondan sadece iki yaş büyüktü. Onu anlayabiliyordu; anladığını hissediyordu Olga. Üstelik de temiz, onurlu ve centilmendi. Ondan korkmuyordu. Tanıştıkları ilk andan itibaren ona güvenebileceğini içgüdüsel olarak hissetmişti.

      Gitgide büyüyen bu yakınlığı, şeytani bir neşe ile uzaktan seyrediyordu Rokoff. Tarzan’ın, onun bir Rus casusu olduğunu öğrendiğinden beri maymun adama duyduğu nefrete, bir de maymun adamın onu ifşa edebileceği korkusu eklenmişti. Şimdi, son vuruşunu yapmak için münasip bir an kolluyordu. Niyeti hem Tarzan’dan temelli kurtulmak hem de onun yüzünden maruz

Скачать книгу