Tarzan’ın Dönüşü. Эдгар Райс Берроуз

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Tarzan’ın Dönüşü - Эдгар Райс Берроуз страница 10

Жанр:
Серия:
Издательство:
Tarzan’ın Dönüşü - Эдгар Райс Берроуз

Скачать книгу

akşam operaya gittiler. Tarzan’ın zihni hâlâ kasvetli düşüncelerle meşguldü. Sahnede olup bitenlere ya çok az dikkat ediyor ya da hiç etmiyordu. Gördüğü tek şey, güzel bir Amerikalı kızın hayali ve duyduğu tek şey ise ona olan aşkının karşılıklı olduğunu itiraf eden hüzünlü, tatlı bir sesti. Ama gelin görün ki başka biriyle evlenecekti!

      Davetsiz düşünceleri kafasından atmak için başını salladı ve aynı anda da birinin kendisini seyrettiğini hissetti. Orman terbiyesiyle edindiği içgüdüyle başını kaldırıp kendisini seyreden gözleri anında buldu ve o gözlerin içine dik dik baktı. Lakin bunlar, Kontes Olga de Coude’un gülümseyen yüzüne ait ışıl ışıl gözlerdi. Tarzan kadının eğilerek verdiği selamına karşılık verdiğinde bakışlarında bir davet, âdeta bir yalvarış olduğuna emindi. Bir sonraki arada Tarzan; kadının locasına, yanına gitti.

      “Sizi görmeyi çok istiyordum.” dedi kadın. “Hem kocama hem de bana yaptığınız iyilikten sonra, size yeterli bir izah yapamamış olma düşüncesi beni ziyadesiyle rahatsız etti; o iki adamın bize tekrar musallat olmasına mâni olmak adına gerekli adımları atmamamızın, sizin açınızdan ne kadar nankörce görünmüş olabileceğinin farkındayım.”

      “Günahımı almışsınız.” diye karşılık verdi Tarzan. “Sizin hakkınızdaki düşüncelerim tamamen olumlu. Bana bir izahat borçlu olduğunuzu düşünmeyin. Tekrar canınızı sıktılar mı?”

      “Hiç durmuyorlar ki.” dedi kadın üzgünce. “Birine anlatmam gerektiğini hissediyorum ve sizden başka bir izahatı hak eden kimse tanımıyorum. Müsaade edin, anlatayım. Belki işinize yarayabilir; zira o günün, Nikolas Rokoff’u son görüşünüz olmayacağını bilecek kadar iyi tanıyorum onu. Sizden intikam almanın bir yolunu bulacaktır. Size anlatmayı arzu ettiğim şeyler, belki de onun size karşı kurabileceği bir intikam planından kurtulmanıza vesile olabilir. Burada anlatamam ama yarın saat beşte Mösyö Tarzan’ı evime bekliyorum.”

      “Yarın saat beşi sabırsızlıkla bekleyeceğim.” dedi Tarzan, kadına iyi geceler dilerken. Tiyatronun bir kuytu köşesinden onları gözetleyen Rokoff ve Paulvitch, Mösyö Tarzan’ı Kontes de Coude’un locasında görünce gülümsediler.

      Ertesi gün öğleden sonra dört buçukta esmer, sakallı bir adam Kont de Coude’un sarayının hizmetli girişindeki zili çaldı. Kapıyı açan uşak, kapıda duranı görünce tanıyıp kaşlarını kaldırdı. İkisi fısır fısır konuştular.

      İlk başta uşak, sakallı adamın yaptığı teklife itiraz etti lakin çok geçmeden adam elindeki bir şeyi uşağın eline verdi. Ardından uşak, ziyaretçiyi dolambaçlı bir yoldan geçirerek Kontes’in âdeti olduğu üzere ikindi çayı ikram ettiği dairenin önündeki küçük, cibinlikli bir kameriyeye götürdü.

      Yarım saat sonra Tarzan’ı odaya aldılar; kısa bir süre sonra da güler yüzlü ev sahibesi ellerini öne doğru uzatarak içeri girdi.

      “Gelmene çok sevindim.” dedi.

      “İki elim kanda olsa bile gelirdim.” diye karşılık verdi Tarzan.

      Kısa bir süre operadan, Paris’in gündemini meşgul eden hususlardan, tuhaf şartlar altında başlayan kısa tanışıklıklarını tazeleme fırsatı bulmuş olmaktan duydukları zevkten konuştular ve böylece konu, ikisinin de aklında en çok yer tutan meseleye geldi.

      “Rokoff’un yaptığı zulmün sebebini merak etmişsindir.” dedi Kontes nihayet. “Çok basit. Kont, harp nazırlığının hayati öneme sahip sırlarının birçoğuna vâkıf. Sık sık elinde yabancı güçlerin elde etmek için bir servet ödeyeceği evraklar oluyor; devlet ajanlarının, uğruna cinayet işleyeceği ve hatta cinayetten daha kötü şeyler yapacağı devlet sırları bunlar.”

      “Şimdilerde elinde öyle bir evrak var ki onu Rus hükûmetine sızdırmayı başaran hangi Rus olursa büyük bir şöhret ve servete nail olur. Rokoff ve Paulvitch Rus casusları. Bu malumatı ele geçirmek için hiçbir şeyden geri durmazlar. Gemideki mesele, yani şu kâğıt oyunu meselesi, kocamdan istedikleri malumatı almak için şantaj yapmak amacıyla yapılmış bir şeydi.”

      “Eğer oyunda hile yapmakla itham edilseydi, tüm kariyeri suya düşerdi. Harp nazırlığından ayrılmak mecburiyetinde kalırdı. Cemiyetten dışlanırdı. Bunu ona karşı bir koz olarak kullanma niyetindeydiler. Kont’un aslında hile yapmadığını, adını lekelemek isteyen düşmanlarının entrikasının kurbanı olduğunu itiraf etmeleri karşılığında peşinde oldukları o evrakları isteyeceklerdi.”

      “Sen planlarını bozdun. Onlar da bu kez Kont’unki yerine benim şöhretimi hedef alan bir plan uydurdular. Paulvitch kamarama girdiğinde bana anlattı. Malumatı alıp onlara verirsem daha ileri gitmeyeceklerdi; yoksa dışarıda bekleyen Rokoff gidip kamarota, benim kamaramın kilitli kapılarının ardında kocamdan başka bir adamın gönlünü eğlendirdiğimi söyleyecekti. Herkese gemide tanıştığımızı söyleyecek ve gemiden indiğimiz zaman da tüm hikâyeyi gazetecilere anlatacaktı.”

      “Korkunç değil mi? Ama ben de Mösyö Paulvitch hakkında öyle bir şey biliyordum ki St. Petersburg polisinin haberi olsa onu Rusya’da darağacında sallandırırlardı. Hadi uygula planını bakalım dedim ve kulağına eğilip bir isim fısıldadım. İşte o zaman delirmiş gibi boğazıma saldırdı. Siz müdahale etmeseydiniz beni öldürecekti.”

      “Canavarlar!” diye homurdandı Tarzan.

      “Daha da kötüsü bunlar, dostum.” dedi kadın. “Şeytan bunlar. Senin için korkuyorum, zira düşmanlıklarını kazandın. Sürekli tetikte olmanı istirham ediyorum. Olacaksın, değil mi? Benim hatırıma, yoksa bana yaptığın iyilik yüzünden zarar görürsen kendimi asla affetmem.”

      “Onlardan korkmuyorum.” diye karşılık verdi Tarzan. “Rokoff ve Paulvitch’ten daha zalim düşmanlarım oldu ve hayatta kalan ben oldum.” Kadının Rue Maule’da olanlardan haberdar olmadığını anlamıştı; o yüzden, onu sıkıntıya sokmamak için kendisi de o konuyu açmadı.

      “Kendi emniyetiniz için o düzenbazları neden yetkililere teslim etmiyorsunuz?” diye devam etti. “Çabucak icaplarına bakarlar.”

      Kadın kısa bir tereddütten sonra cevap verdi:“Bunun iki sebebi var.” dedi sonunda. “Bir tanesi, Kont’u bunu yapmaktan alıkoyan şey. Diğeri ise benim onları ifşa etmeme mâni olan asıl sebep, ki bunu kimseye anlatmadım; sadece Rokoff ve ben biliyoruz. Merak ediyorum…” cümlesini bitirmeden duraksadı ve uzunca bir süre Tarzan’a dikkatle baktı.

      “Neyi merak ediyorsunuz?” diye sordu Tarzan, gülümseyerek.

      “Kimseye, hatta kocama dahi anlatmaya cesaret edemediğim yegâne şeyi, niçin size anlatmak istediğimi merak ediyorum. Sanki siz beni anlarsınız ve bana doğru yolu gösterirsiniz gibi hissediyorum. Beni pek sert bir şekilde de yargılamazsınız diye düşünüyorum.”

      “Maalesef, benden iyi bir yargıç olmaz, madam.” diye cevap verdi Tarzan. “Zira siz cinayet işlemiş olsaydınız ben, böylesine hoş bir katili olduğu için kurbanın şanslı olduğunu söylerdim.”

      “Ah, yok, yok!” diye itiraz etti. “O kadar korkunç bir şey değil. Ama ilk önce size, Kont’un o adamları dava etmeme sebebini söyleyeyim. Ondan sonra, cesaretimi kaybetmezsem kendi asıl

Скачать книгу