Olumsuz Düşünceler Bastırınca. Diana Garcia
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Olumsuz Düşünceler Bastırınca - Diana Garcia страница 4
Diyelim ki Instagram’da geziniyorsunuz ve iyi arkadaşınız Phoebe’nin kedisinin hasta olduğuyla ilgili gönderilerini görüyorsunuz. “Onu yoklamamın üstünden bu kadar uzun süre geçtiğine inanamıyorum. Çok vefasızım. Ne kadar yakın arkadaştık. Bundan haberimin olması gerekirdi!” Kendi kendinizi eleştiren bu düşüncelere nasıl cevap verirdiniz?
İzleyebileceğiniz yollardan biri geri çekilmek ve kendinizi kapamak olurdu. Bir diğeriyse kendinizi değerlendirmek, sonra da hissettiğiniz bağ kurma eksikliğini Phoebe’yi arayıp kedisini sorarak gidermek olurdu. İkinci seçeneğe meylederseniz kendi kendinizi eleştiren düşüncelerinizin yararını görmüş olurdunuz.
Keskin bir iç eleştirmenle mücadele eden bireylerin ilk tercihe meylettiklerini gördüm. İç eleştirmenlerinin onları geri çekilmeye ikna etmesine izin verirler, çünkü onun hor gören yargısına inanırlar.
Egzersiz
• Çocukluğunuzdan beri beyninizin sahneyi içinizdeki eleştirmene daha fazla bırakmaya programlanmış olmasının ne anlama geldiği üstüne düşünün.
• İçinizdeki eleştirmen hakkınızda bir şeyler söylediğinde kökten farklı bir şey yaptığınızı düşünün. Beyninizin size yaptırdığı şeye yapışıp kalmasaydınız nasıl olurdu?
4. BÖLÜM:
Dil Her Zaman Sizi Kollamaz
Evrimci bir bakış açısına göre kartların nasıl aleyhinize karıldığını artık anlamışsınızdır. Hepsi bu kadarla da kalmıyor. Dil ve öğrenme hakkında da bilmeniz gereken bir şey var.
Dil öğrenirken iki yönlü ilişki kurarız. Örneğin konuşmaya yeni başlamış ufaklığınıza bir mango gösterip “mango” sözcüğünü tekrarlarsanız, ufaklık “mango” sözcüğünü o nesneyle ilişkilendirecektir. Sonra yavrunuza “Mango nerede?” diye sorarsanız size işaret edebilir. Şu ikili ilişkileri kurmuştur (Hayes ve Smith 2005):
Mango nesnesi > Mango sözcüğü
Mango sözcüğü > Mango nesnesi
Çocuğunuzun mangoyu denemesini sağlamak için “mmm” sesini çıkararak bu meyvenin lezzetli olduğunu öğretirsiniz. Sonra sorarsınız, “Mmmm neymiş?” Mangoyu işaret eder, şimdi başka ilişkiler de kurulmuştur:
Çocuğunuz, ona “mango” sözcüğünün “mmm” ile bağlantılı olduğunu doğrudan öğretmemiş olsanız da sonunda “mmm” sesiyle “mango” sözcüğü arasında ilişki kurabilir hale gelir.
Bu çok basit bir şey gibi görünebilir ama bu ilişkileri kurma becerimiz bizi diğer memelilerden ayırır. İnsan yavruları bu ilişkileri fazla düşünmeden kurabilir ama insan olmayan bir hayvanın bu ilişkileri kurabilmesi için onları bilfiil eğitmeniz gerekir.
Bir diğer hoşluksa, başkalarının tecrübelerinden ders alabilme becerisidir. Arkadaşınız size yeni açılan suşi restoranından uzak durmanızı, orada yedikten sonra hastalandığını söylerse onun tecrübesinden ders alabilirsiniz. Aslında hem tatsız bir rahatsızlıktan hem de içinizdeki eleştirmenin budalalılık edip şu suşicinin müşterisi olduğunuz için sizi hırpalamasından yakayı sıyırmaya çalışabilirsiniz.
Bu karmaşık bağlantıları kurma becerisinin türümüz açısından bazı açık yararları vardır. En hızlı ya da en güçlü tür olmasak da, ellerimizden örümcek ipekleri çıkaramasak da gezegendeki diğer bütün türleri bazı bakımlardan aşmamızı mümkün kılmıştır. Bir sosyal grubun parçası olmaya kuvvetle bel bağlamamızın da nedenlerinden biridir. Bu beceri bizim sadece kendi beyin gücümüzle öğrenmek zorunda kalmamamızı, bir tür olarak öğrenip ilerlemek için hepimizin beyin güçlerimizi bir araya getirmemizi mümkün kılmıştır. Zavallı Johnny dantel gibi güzel çiçekleri olan uzun bir bitkinin kökünü yediği için ölmüşse, bütün kabile o bitkiden uzak durabilir.
Zihninizin bütün bu ilişkileri kurma becerisi paha biçilemez değerdedir! Ama dil kolayca geri de tepebilir. Diyelim ki büyükannenizin bir mango ağacı var ve ne zaman mango yeseniz onu düşünüyorsunuz. Büyükanneniz aniden göçüp gittiğinde mango görmeniz bile bir keder dalgasını tetikleyebiliyor.
Çeşitli nesneler, olaylar, düşünceler ve duygular arasında birçok bağlantının gösterildiği ayrıntılı bir zihin haritası düşünün. Herhangi bir durum bu ilişkilerden herhangi birini tetikleyebilir. Köpeğiniz bu ilişkileri kuramaz, en azından sizin yapabileceğiniz karmaşıklık düzeyine çıkamaz. Bir bakıma bu insan diliyle uğraşmak zorunda olmadığı için şanslıdır. Herhangi bir noktada nötr bir nesneyle olumsuz bir çağrışım kurarsak, bu nesneye bağlı her şey rahatsız edici duygular ve düşünceler uyandırabilir.
Demek oluyor ki, herhangi bir nesnenin çeşitli düşünce zincirlerini tetikleyebileceği, dilden oluşan bir mayın tarlasında yaşıyoruz. Karşımıza çıkacak şeyler üstündeki gücümüz sınırlı, çünkü ilişkiler büyüme çağımızda ve sonraki hayat tecrübelerimizle kuruluyor. İşte bu nedenle de mevcut bir zincire yeni bir halka eklemeye çalışmanın – kendi kendinize olumlu konuşmaya çalışırken olduğu gibi – paradoksal bir etkisi olabiliyor, aslında susturmaya çalıştığınız o olumsuz düşünceyi size hatırlatabiliyor.
Bu ilişkilerin kendi kendinize olumsuz konuşmayla birlikte nasıl boy gösterdiğine bakarsanız, zihninizin herhangi bir nötr durumdan kendiniz hakkında karmaşık olumsuz ilişkileri bir araya getirebildiğini görürsünüz. Örneğin, işinizle ilgili bir e-postada terfi anlamına gelen yeni bir yöneticilik konumunun açıldığı haber veriliyor. Bir an başvurmayı düşünüyorsunuz ama sonra hemen bir hatıra beliriyor. İki yıl önce hakkınızdaki yıllık değerlendirmeyi hatırlıyorsunuz. Patronunuz yönetici olma potansiyelinizi vurgulamış, geliştirmeniz gereken alanlardan bahsetmişti. Zihniniz olumlu geribildirimi görmezden geliyor (halbuki genelde olumlu bir değerlendirmeydi), onun yerine “Başvurmak için gerekli özelliklerin hiçbirine sahip değilim ki,” diye düşünüyorsunuz.
O hatıra ve kendi kendinize olumsuz konuşmanız sizi etkileyip değersiz hissetmenize neden olabilir. Diyelim ki başka hatıralar da, örneğin üniversitede grup projelerinin hiçbirinde lider olamamanız da bu değersizlik duygusunu güçlendiriyor. Sonra aklınıza şu düşünce geliyor: “Ben her zaman liderden ziyade takipçi oldum. Liderlik kumaşı yok işte bende.”
Zihniniz nötr bir olayla geçmişteki başarısızlıklarınız (yakın geçmiş ve uzun zaman öncesi) arasında bir ilişki kurdu. O terfiye başvurmak istememenize şaşmamak gerek! Söz konusu işi alamazsanız o değersizlik yolunda yeni baştan yürüme riskine girmek istemiyorsunuz. İçinizdeki eleştirmen sizi olası bir başarısızlıktan ve o değersizlik acısını hissetmekten koruduğuna ikna ediyor. Kulağa mantıklı geliyor. Ama bunun yaşayabileceğiniz en iyi hayatı yaşamanıza yararı yok.
Zihninizin herhangi bir nesneyi bir diğeriyle ilişkilendirme – birbiriyle uyumsuz görünen iki şey arasında ilişki kurma – konusundaki benzersiz becerisinin aleyhinize işleyebileceğini artık görmüş