Kod Adı Türkistan: Mustafa Çokay. Darhan Kıdırali

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kod Adı Türkistan: Mustafa Çokay - Darhan Kıdırali страница 12

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Kod Adı Türkistan: Mustafa Çokay - Darhan Kıdırali

Скачать книгу

Mustafa’nın derin düşüncesini ve sözlerini anlayamamıştılar, başlarını ve alınmış gibi ellerini sallayarak geldikleri gibi gittiler.

      Kurultay çalışmaları bittikten sonra Münevver Efendi, Abdusami Efendi, Sarıkul, Cüsipbek gibi fikir birliği ettiği arkadaşlarıyla Taşkent’e doğru yola giderken trende, Türkistan Birliği hakkında görüşlerini anlattı. Taşkent’ten gelen temsilciler de çalışmalardan memnun kalmışlardı. Artık farklı bir duygu ve düşünce ile memleketlerine dönüyorlardı. Düşünceleri aynı noktada buluşan arkadaşlar, yolculuk boyunca istikbaldeki Türkistan’da yapılması gereken işler hakkında konuştular, planlar yaptılar.

      Mustafa, kendisini Taşkent’te yapılacak Bölge Yürütme Komitesi Kurultayına temsilci olarak seçen hemşerileriyle görüşüp sohbet etmek için Akmescit’te trenden indi. Akmescit’te bulunduğu iki gün içerisinde Rus İşçi ve Asker Milletvekilleri Kuruluyla istişareler yaptı ancak onlarla çalışmanın imkânsız olduğunun anladı. Şubat Devrimi’yle büyük bir hak elde edildiğini söyleyen Mustafa’nın sözleri, yerli Rus işçi ve askerlerinin pek hoşuna gitmedi. “Bize Petersburg avukatı lazım değil, hükûmet bizimdir ve o da askerlerin, işçilerin hükûmetidir!” diye bağırıp çağırmaya başladılar. Kışkırtıcıların hareketleriyle kanı kaynayan bazı kişiler de “Onu öldürmek lazım!” diye ortaya atıldılar. Bu şiddet yanlısı bilinçsiz kalabalığın içinde kalan Mustafa’nın ölmesi de muhtemeldi fakat o azgın insanların arasından sağ çıktı. Akmescit’te bu olaya benzer ikinci bir olay daha yaşandı. Akmescit’teki İşçi ve Asker Milletvekilleri Kurulu Başkanı Agapov’un kışkırtmasıyla gözü dönen kötü niyetli kişileri bu sefer atlı Kazak yiğitlerini şehre getirmekte olan akrabaları durdurdu. Bu dünyadaki nasibi henüz tüekenmemişti ve yagısında Türkistan’ın bağımsızlığı yolunda yorulmadan hizmet etmek vardı.

      Mustafa, Taşkent’e gelince Türkistan Bölge İşçi ve Asker Milletvekilleri Kurulu’nun tertiplediği kurultaya katılmak için acele etti. Herkesi çok yakından tanıyordu ama şehir ona biraz sönük geldi. Bir an lisede okuduğu yılları hatırladı. Ne gamsız tasasız yıllardı!

      Yoldayken kafasında plan yapmıştı. Durumu enine boyuna değerlendirmiş ve mücadelenin kolay olmayacağının farkına varmıştı. Gerçekten de öyle oldu. 10 Nisan’da düzenlenen kurultayda büyük bir tepkiyle karşılaştı. Özellikle her sözünü üstüne basa basa söyleyen Nekora’nın “Devrimi Rus devrimcileri, Rus işçi ve askerleri gerçekleştirdi. Bunun için Türkistan’ın yönetimi ve idaresi biz Rusların denetimindedir. Yerli halk bizim verdiklerimizle yetinmek zorundadır.” sözleri Mustafa’yı derinden etkiledi. Kurultayın gerçekleştirildiği eski genel valilik konağının sahipleri değişmişti ama yerli halka bakışta hiçbir değişiklik olmadığı anlaşılıyordu. Türkistan’ın idareyi eline geçiren alan İşçi ve Asker Milletvekilleri Kurulu aklına eseni yapıyordu. Yaptıkları zulümler kimi zaman eski Çarlık yardakçılarının yaptıklarında da ağırdı.

      Bu durumun farkında olan Türkistanlı aydınlar, Münevver Karî Abduraşidhanov başkanlığında 16 Nisan günü Taşkent’te, Türkistan Müslümanları Kurultayını düzenlediler. Kurultaya yaklaşık 220 temsilci katıldı. Ubaydullah Hocayev ve Serali Lapin başkan yardımcılığına, Mustafa Çokay, Zeki Velidî, Taşbolatbek Narbotabekov ve Sadık Abdusattarov sekreterliğe seçildiler. Gündemde Rusya’nın yeni devlet yapısı ve Türkistan’ın kendi kenidini yönetme hakkına ilişkin meseleler tartışıldı. Muhamedcan Tınışbayoğlu’nun Türkistan’daki Siyasî Durum başlıklı sunumu, Geçici Hükûmet üyesi, İdil Tatarları temsilcisi aydın Sadri Maksudov’un konuşması, kurultaya katılan temsilcilerin takdirini kazandı ve onları düşünmeye sevk etti.

      Kurultay sonunda temsilciler, Rusya’nın demokratik federal bir yapıya sahip olması fikrini destekleyen ortak karar almalarına rağmen, Türkistan’ın kendi kendini yönetme hakkının özerklikle mi yoksa tam bağımsızlık yoluyla mı gerçekleştirileceğine karar veremediler. O günleri Mustafa Çokay, şöyle anlatıyordu:

      “Devrim bize hürriyet ve millî hareket yolu açmış gibiydi. Uzun yıllar karanlıkta kalan kişinin bir anda aydınlığa çıktığında gözleri nasıl kamaşırsa yıllardan beri Rusya’nın sömürgeci siyasetinin baskısıyla ezilen bizlerin de devrimle gelen özgürlüğün ışığına kavuşunca gözlerimiz kamaştı ve doğru yolu bulmakta zorlandık. Bilincimizin karanlığı, gözümüzü daha da kamaştırdı ve çok hata yaptık. Çaresizliğimiz kimilerimizi Rus devrimci demokrasisinin peşinden gitmeye zorladı… Çoğunluğumuz, siyasî başarıya dualarla ulaşacağımıza inanıyordu… Tabii bu ikisi de yanlıştı.”

      Kurultayın ardından 24 Nisan günü Türkistan Müslümanları Bölge Merkez Kurulu oluşturuldu. Bunu Türkistanlılar, Türkistan Millî Merkezi olarak adlandırdı. Merkez Yürütme Kuruluna her vilayetten temsilciler alındı. Bölge Millî Kurul Başkanları, Merkez Kurulunun üyesi kabul edildi; Mustafa da kurulun başkanlığına getirildi. Kurul aşağıdaki kişilerden oluşuyordu: Serali Lapin, Ubaydullah Hocayev, Şahislam Şahiahmetov, Taşbolatbek Narbotabekov, Serik-bay Akayev. İleri seviyede Rusça bilen Zeki Velidî de kurul sekreteri olarak atandı. Taşkent’te çıkan Uluğ Türkistan gazetesinin yayın yöenetmeni Kebir Bekir, Türk Eli gazetesinin yayın yönetmeni Azerbaycanlı Efendizade, avukat Abdirahman Orazayev, ziraat uzmanı Hidayet Bek Yurguliyev de bu kurulun içinde yer aldı. Millî Merkezin vilayetlerde şubeleri açıldı, şubeler kendi içlerinde organize olmaya başladılar. Fergana vilayetinde Nasırhan Töre, Semerkant vilayetinde Mahmud Hoca Behbudî, Zakaspi vilayetinde Oraz Sardar, Sırderya vilayetinde Şahislam Şahiahmetov ve Jetisuv/Yedisu vilayetinde Muhamedcan Tınışbayoğlu başkanlığında organize olup çalışmaya başladılar.

      Türkistan’da siyasî durumun karışmaması, diğer halklar ile siyasî kurumlar arasında gerginlik çıkmaması için Mustafa Çokay, Taşkent’teki teşkilatlarla irtibatını koparmamaya özen gösterdi. İşçi ve Asker Milletvekilleri Kurulunun niyetini iyi bildiğinden Rus çiftçileri ve diğer teşkilat temsilcileriyle ilişkilerini sürdürmeye çalıştı. Mesela 30 Ağustos 1917’de Taşkent’te Rus İktisat Kurulu ile Kazaklar Kurulu ortak toplatısında Kazak ve Rus İktisat Temsilcilerinin Türkistan Bölge Yürütme Kurulu kurulmuştu. Toplam 12 kişiden oluşan bu kurula Kazaklar adına Mustafa Çokay, Turar Rıskulov, Almuhambet Kötibarov ile birlikte üç kişi daha katıldı. Semerkant’ta bulunmasına rağmen eşbaşkanlardan biri olarak seçilen Mustafa, Taşkent’e geldikten sonra arkadaşlarıyla istişarede bulunarak görevi kabul etti. Yeni kurulan kurulda Çokay başkanlığında Türkistan’ın yerli halkı ve göçmenler arasındaki toprak meseleleri tartışıldı. Kurulun Müslüman üyeleri, göçmenlerden yerli halka karşı silahlı saldırılarını durdurmalarını talep etti. Kurul, oturumlarında Rusya’dan yeni göçmenlerin gelişini engellemenin yollarını ararken Kazaklarca yapılan teklifler, diğer üyeler tarafından ciddi destek görmediği için Mustafa’nın görevi bırakmasıyla kurul dağıldı.

      O dönemde bağımsızlık mücadelesi yolunda Türkistan Müslümanları görüş olarak birbirine zıt iki cemiyet kurmuşlardı. Birincisi Akmescitli avukat Serali Lapin’in yönetiminde muhafazakâr Ulemâ Cemiyeti idi. İkinci cemiyet olan ilerici Şûrâ-yı İslâm cemiyetinin başında da kaderin garip bir cilvesi olarak yine Akmescitli bir hukukçu olan Mustafa Çokay vardı. Petersburg’da okurken Mustafa’nın fikren olgunlaşıp gelişmesinde Serali Lapin’in de etkisi olmuştu fakat Türkistan’ın bağımsızlığı yolundaki siyasî mücadelede yolları ayrılan bu iki dost, gün geçtikçe birbirinden daha da uzaklaşır oldular.

      Şûrâ-yı

Скачать книгу