Mutluluk Doktoru. Dr. Ecz. Metin Uyar

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Mutluluk Doktoru - Dr. Ecz. Metin Uyar страница 10

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Mutluluk Doktoru - Dr. Ecz. Metin Uyar

Скачать книгу

Hayatınızda olduğu için mutlu olduğunuz, “İyi ki var” dediğiniz sevdiklerinizi ve “Şu anda sahip olduğum için hayatım daha güzel” dediğiniz şeyleri düşünün ve bir liste çıkarın. Listenin uzunluğu bile sizi şaşırtmaya yetecek.

      • Şu ana dek başarı olarak gördüğünüz tüm kazanımlarınızı gözünüzün önüne getirin. Bütün bunları başarmak için harcadığınız çabayı ve bu süreçte size verilen destekleri tekrar hatırlayın. Hem kendinize hem de bu süreçte yanınızda olan insanlara bir teşekkür olsun bu yaptığınız.

      • İçinden çıkamadığınızı, çözümsüz kaldığınızı hissettiğiniz her olayda kendinize soracağınız soruların başında, “Bu durum üzerinde ne kadar kontrolüm var?” gelsin. Eğer durumu değiştirmek için yapabileceğiniz hiçbir şey yoksa, o zaman sorulacak doğru soru “Kabullenmek ve bu durumla barışmak için neler yapabilirim?” olacak.

      • İçinizde biriktirdiğiniz dargınlıklar, kin ve öfke gibi negatif duygular olabilir. Kendinizi hazır hissettiğinizde, kapanmamış yaralarınız kabuk bağlamış mı yoksa daha hâlâ tazeler mi diye kontrol ederek bu konuda bir adım atabilirsiniz. Eskisi kadar canınızı acıtmayanları seçerek, kendinizi ya da söz konusu başka biriyse o kişiyi affedip affedemeyeceğinizi gözden geçirin. Ardınızda bıraktığınızda sizi özgürleştirecek pek çok negatiflik bulabilirsiniz bu çalışmayla.

      Derin Derin Nefes Al

      Tüm insanların üzerinde hiç düşünmeden ve sürekli yaptıkları şey nedir diye sorsalar, herhalde yanıt “Nefes almak” olur. Özellikle nefesini tutmaya çalışmayan sağlıklı bir insan söz konusuysa, otomatik bir şekilde alıp vermeye devam ediyoruz. Peki oksijen alıp karbondioksit soluyor olmamızın ruh halimizle nasıl bir ilişkisi var? Nefesin ruh haline etkisi üzerine yapılan bilimsel çalışmalar var. Örneğin 2017 yılında Stanford ve Kaliforniya üniversitelerinden bilim adamları derin nefes almanın beyinde bulunan ve vücuda rahatlamasını söyleyen nöronları etkilediği, dolayısıyla sakinleştirici etkisi olduğu sonucuna ulaştı ve tespit ettikleri 175 nöronun nefesi gözetleyerek kişinin ruh halini değiştirdiğini ortaya koydu. Bu da şöyle bir olasılıkla karşılaştırıyor bizi: Nefesimizi değiştirerek ruh halimizi değiştirebiliriz.20

      Kısa, yüzeysel nefesler yerine daha derin ve farkında olarak aldığımız nefesler bedenimizin yanında ruh halimizi de etkiliyorsa, neler değişebilir? Örneğin öfke gibi, panik gibi yoğun hisler içinde kontrolümüzü kaybetme noktasındaysak, derin derin nefes almak bizi içinde bulunduğumuz kaostan uzaklaştırabilir, daha sakin ve objektif kalabilmemize yardımcı olur. Bir anlamda nefesimiz bizi kafamızdaki dünyadan çıkarıp o âna geri getirir yani. O halde nefese şöyle bakmak da mümkün: Geçmişte ya da gelecekte yaşamak yerine anda yaşamaya çalışmıyor muyuz sürekli? Olduğumuz ânı doya doya tecrübe etmek mutluluğumuzda etkili değil mi? Nefesimiz de tüm bu çabanın harika bir sembolü o halde çünkü nefesimiz hep yaşadığımız anda, yani anda olmaya çalışırken aslında biz de nefes gibi olmaya çalışıyoruz.

      Nefesin hayati öneminden dolayı “Nefes almadan çalışıyorum”, “Çok yoruldum, nefes almaya ihtiyacım var” gibi cümleler kurarız sık sık. Tabii ki gerçekten nefes almadan çalışmıyoruzdur. Bir es vermeye ihtiyacımız olduğunu anlatırız. Bir daha es verdiğimizde gerçekten odaklanarak, derin bir nefes alıp nefesin tamamını boşalttıktan sonra ruh halimize tekrar bir bakalım derim. Biraz daha dingin, sakin hissetmemizde etkisi olmuş olabilir mi?

DERIN NEFES ALMA ALIŞTIRMASI

      Sessiz, rahat bir ortamda sırtüstü uzanın veya rahat bir pozisyonda oturun. Gözlerinizi kapatın ve dikkatinizi nefesinize getirmeye çalışın.

      Nefes alma düzeninizin, nefes alış ve veriş sürelerinizin uzunluğunun farkına varmaya çalışın. Önce normal bir nefes alıp verdikten sonra, bu kez burnunuzdan derin bir nefes alın. Havanın ciğerlerinize doluşunu, göğüs kafesinin, karnınızın hareketini fark edin. Bir elinizi karnınızın üzerine yerleştirerek dikkatinizi bu noktaya daha rahat getirebilirsiniz. Nefesinizi yavaşça burnunuzdan, daha normal hissettiriyorsa ağzınızdan verin. Nasıl hissettirdi?21

      Nefes alıp verişinizin farkında olduğunuz, derin nefesler alıp verdiğiniz ve nefesinize odaklandığınız 4-5 dakika ayırın kendinize bugün. Derin nefesler alıp verirken odak noktanız nefesiniz olsun. Düşüncelerin peşine takıldığınızı fark ettiğinizde tekrar nefesinize dönmeye çalışın. Sonrasında nasıl hissettiğinizi gözlemleyin. Bu egzersizi düzenli olarak tekrarlayarak meditasyonu bir alışkanlık haline getirebilirsiniz.

      Düşünmeye Zaman Ayır

      Ölüm döşeğindeki kişilere en büyük pişmanlıkları sorulduğunda alınan yanıtlar arasında dikkati çeken, “Kendi istedikleri değil, başkalarının onlar için istediği hayatı yaşadıkları için pişman oldukları” olmuş. Bu ve benzeri kıssadan hisse hikâyelerini siz de duymuşsunuzdur. Bunu fark etmek için yaşamın sonunu beklemek ne kadar acı. Oysa verdiğimiz kararlarda, attığımız adımlarda daha bilinçli olmaya çalışarak hayatımızda büyük farklar yaratabilir, olası pişmanlıkların önüne geçebiliriz.

      Kendimizi hayatın koşturmasına kaptırmış giderken düşüncelerimize yeterince kulak vermiyoruz. Sonuçlara odaklanıp hemen harekete geçiyoruz. Harekete geçiyoruz geçmesine de, sorgulama süreci, her yönüyle derinlemesine ele alma evresi nerede? Aaa, arada gümbürtüye gidivermiş. Sonrasında da iyi düşünülmemiş çoğu planda olduğu gibi yolda karşımıza çıkan problemler bizi hazırlıksız yakalıyor. Oysa “Bunu gerçekten isteyen sen misin?” demek çok zor değil. Başkalarının, ailenin, eşinin isteği mi, yoksa senin mi? Başkalarını düşünerek, onlar için mi yapıyorsun ne yapıyorsan, yoksa kendin için mi? Tüm bunlar üzerine düşünmek için saatlerce boş vaktimizin olmasına lüzum yok. Sadece, rüzgarın önünde savrulan yaprakların kaderini paylaşmamak için kendi düşüncelerimizi duymaya birazcık zaman ayırmamız gerek.

      Ülkemizde ailesinin istediği bölümde eğitim alıp sevdiği işi yapamadığı için potansiyelini kullanamayan, verimsiz yıllar geçiren binlerce kişi var. Bir o kadar kişi de mesleğini eline aldıktan sonra aslında gerçek isteğinin bu iş olmadığını fark ediyor. Siyasal, ekonomik ve sosyal birçok faktör etkili bunların yaşanmasında. Yine de yaşamımızın çoğunu çalışarak geçirdiğimiz düşünülürse, kendimize hiç kulak vermediysek, mutluluğumuzu azaltanlardan biri de biz değil miyiz? Aynı durum ikili ilişkiler için de geçerli. İnsanları gerçekten istediğimiz için mi hayatımıza alıyoruz, yoksa tesadüfler sonucu, doğru zamanda doğru yerdeydiler diye mi arkadaşımız oluyorlar? Hangi özellikleri bizi besliyor? Hangi yanlarımız ortak, hangileri bambaşka? Haklarında en çok neleri seviyoruz mesela?

      Mutluluğunuz için olmazsa olmaz diye düşündüğünüz kaç şey gerçekten de bizi mutlu etme gücüne sahip? Dikkatimizi vermemiz gereken bir soru da bu. “Şu gerçekleşirse çok mutlu olurum” deyip de gerçek olduğu zaman düşündüğünüz gibi havalarda uçmadığınız durumları aklınıza getirin. Onların gerçekleşmesini isteyen kişi siz olmayabilirsiniz, fark ettiniz mi? Bir de ünlü Hollywood yıldızı Jim Carrey’ye kulak verelim: “Umarım herkes bir gün ünlü ve zengin olur, hayal ettiği her şeye kavuşur. Ve aradığı asıl cevabın bu olmadığını anlar.”

DÜŞÜNÜRKEN…

      •

Скачать книгу


<p>20</p>

https://www.telegraph.co.uk/science/2017/03/30/deep-breathing-calms-brain-cell-spy-breath/

<p>21</p>

https://www.health.harvard.edu/mind-and-mood/relaxation-techniques-breath-control-helps-quell-errant-stress-response